Salgını 10 yıl önce bilmişlerdi, Rockefeller vakfı raporunda 3.perde, korona virüs biyolojik silah mıydı?

Salgını 10 yıl önce bilmişlerdi, Rockefeller vakfı raporunda 3.perde, korona virüs biyolojik silah mıydı?
Rockefeller Vakfı tarafından 2010 yılında yayınlanan ve korona virüs sürecini bire bir anlatan raporun, salgın sonrası süreçte teknolojik yeniliklerin büyük ölçüde hükümetler tarafından yönlendirileceği, ulusal güvenlik kaygılarıyla ülkelerin kendi Bilgi Teknolojileri (BT) ağını oluşturacağının belirtildiğini yazmıştık. Rapordan yeni detaylar ortaya çıktı.

TOLGA ŞAHİN/ YENİÇAĞ-ÖZEL HABER

Kimlik doğrulama teknolojilerinin günlük hayatın bir parçası haline geldiğinin belirtildiği raporda, “İnternet hiçbir hükümetin faaliyetlerini izleyemediği, tanımlayamadığı veya kısıtlayamadığı “karanlık ağlarda” spam ve güvenlik tehditleri doludur ve yasadışı faaliyetlerle güçlü bir ilişki içindedir. Bu dönemde bilgisayar korsanları tarafından çalınan retina kayıtlarından oluşan bir veritabanı 2020’lerin ortalarında hala çok sayıda yanlış kimlik oluşturmak için kullanılmaktadır” ifadeleri yer alıyor.

Raporda ayrıca, esnek ve hızlı mobil ödeme sistemlerinin gelişmekte olan ülkelerde dinamik ekonomik büyümeyi teşvik ettiği ancak gelişmiş dünyada yerleşmiş bankacılık çıkarları ve düzenlemeler nedeniyle bu sistemlerin engellendiği belirtiliyor.

Güneş enerjisinin polimerler ve nanoparçacıklar dahil olmak üzere malzemelerdeki ilerlemeler sayesinde çok daha verimli hale getirileceğinin belirtildiği raporda, “Devlet sübvansiyonlarının ve mikrofinansın etkili bir kombinasyonu, tarımın tuzdan arınmasından wi-fi ağlarına kadar her şey için güneşin kullanıldığı anlamına gelmektedir” deniliyor.

İşte raporda “Görebileceğimiz Teknoloji Trendleri ve Uygulamaları” başlığıyla sıralanan o maddeler:

Silahlı biyolojik patojenler ve yıkıcı botnet'ler gibi yeni tehditler halkın dikkatini çekiyor, ancak AK-47 gibi kalıcı teknolojiler de küresel gerillalar için tercih edilen silahlar olmaya devam ediyor.

Esnek ve hızlı mobil ödeme sistemleri gelişmekte olan ülkelerde dinamik ekonomik büyümeyi teşvik ederken, gelişmiş dünyada ise yerleşmiş bankacılık çıkarları ve düzenlemeleri nedeniyle bu sistem engellenmektedir.

• Bir sıtma aşısı geliştirilir ve yaygınlaşır ve gelişmekte olan ülkelerde milyonlarca insanın hayatını kurtarır.

Düşük maliyetli zihin kontrollü protezlerdeki gelişmeler, gelişmekte olan ülkelerde yaşayan küresel ampute'lerin yüzde 80'ine yardımcı olmaktadır.

• Güneş enerjisi, polimerler ve nanoparçacıklar dahil olmak üzere malzemelerdeki ilerlemeler sayesinde çok daha verimli hale getirilir. Devlet sübvansiyonlarının ve mikrofinansın etkili bir kombinasyonu, tarımın tuzdan arınmasından wi-fi ağlarına kadar her şey için güneşin kullanıldığı anlamına gelir.

Nanosensörler ve akıllı ağlar üzerinden veri yakalamanın maliyeti hızla düşer. Gelişmekte olan birçok ülkede bu, yönetişimi geliştiren ve hükümet kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlayan “güvenlik denetimi” mekanizmaları da dahil olmak üzere yeni ve faydalı hizmetlerin yaygınlaşmasına yol açmaktadır.

• On dokuzuncu yüzyılda sentetik kimyasalların yükselişini yansıtan, sıklıkla devlet tarafından finanse edilen sentetik biyoloji, kıt hale gelen kaynakları ve gıdaları “büyütmek” için kullanılır.

• İnternet hiçbir hükümetin faaliyetlerini izleyemediği, tanımlayamadığı veya kısıtlayamadığı “karanlık ağlarda” spam ve güvenlik tehditleriyle doludur ve yasadışı faaliyetlerle güçlü bir ilişki içindedir.

Kimlik doğrulama teknolojileri günlük hayatın bir parçası haline gelir, ancan bazı aksaklıklar vardır - 2017'de bilgisayar korsanları tarafından çalınan retina kayıtlarından oluşan bir veritabanı, 2020'lerin ortalarında hala “büyük ölçüde” çok sayıda yanlış kimlik oluşturmak için kullanılır.

• Kozmetik cerrahinin maliyeti düştüğünde, öğle yemeği makyajı gibi prosedürler ortaya çıkan orta sınıflar arasında rutin hale gelir.

İlgili Haberler