Salgının dehşetini boş vermek!!!

Siz bakmayın başta İsrail olmak üzere, toplumsal duyarlılığın arttığı bazı ülkelerde, aşıdan sonra "vaka sayısı düşüyor" diye önlemlerin gevşetilmesine...
Tam aksine; Korona salgınında en büyük sıkıntı, aşılama ve önlemlerin uygulanmasında sorun yaşayan kalabalık nüfuslu-geri kalmış ülkeleri vuruyor...
Asya'dan Afrika'ya, Orta Doğu'dan Avrupa'ya kadar, bir yılı aşkın süredir salgınla en çok boğuşan ülkelerde vaka sayısı da inmiyor, can kaybı sayısı da...
Küresel çapta son tablo ise dehşet verici;
Dünya genelinde son 14 ayda Koronaya yakalananların sayısı 139 milyonu aşmış... Ölü sayısı 3 milyona ulaşmış...
Amerika, 31,5 milyonu aşan vaka sayısı, 564 bini aşan can kaybı ile salgından en çok etkilenen ülke konumunu koruyor...
Hindistan, Brezilya, Rusya, İngiltere, İtalya ve Meksika'da da durum vahim...
4 milyonu aşan vaka sayısı ile Türkiye dünya genelinde 7. sırada...
Hani geçen yıl kimi aklıevveller, "havalar ısınırsa salgın biter" diye saçmalamıştı ya, Korona tablolarına bakıldığında, dünyanın en sıcak bölgelerinde bile Korona dehşeti etkisini sürdürüyor...
Çünkü bırakın önlemleri, aşı konusunda bile dünya genelindeki karmaşa bir türlü giderilemiyor...
En az 7 milyar 837 milyon insanın yaşadığı dünya genelinde, zengin ve organize olmuş ülkeler aşıya kolaylıkla ulaşıyor, yoksul ülkeler ise kaderine terk edilmiş durumda çare bekliyor;
15 Nisan 2021 itibarıyla dünya genelinde 841 milyon doz yapılmış... Tüm aşıları tamamlananların sayısı 185 milyona (yüzde 2.4) ulaşmış...
Aşılamada Amerika önde gidiyor... ABD'de 195 milyon doz aşı yapılmış, tüm aşıları tamamlananların sayısı 76 milyonu aşmış...
Ülkede geçen aylarda günlük 3 ile 5 bin arasında değişen can kaybı sayısı, 15 Nisan günü 909 olarak medyaya yansıdı...

Aşıya gitmeyenlerin tehdidi!..

Türkiye'de olduğu gibi, dünyanın birçok ülkesi ise aşı sıkıntısı ve önlemlerin uygulanmasındaki çarpıklık nedeniyle Korona dehşetinde bocalamaya devam ediyor...
İşte bu yüzden birçok ülkede küresel çapta daha etkin mücadele için "COVID-19 aşı patentlerinin geçici olarak askıya alınması, erişimin kolaylaştırılması" çağrıları yapılıyor...
Son olarak 100 Nobel ödüllü isim ve 70 eski ülke lideri de COVID-19 aşılarında patentlerin kaldırılması için "acilen adım atılmasını" istedi ama ilaç devleri kılını kıpırdatmıyor...
Türkiye'de çarpıklık ve çelişki ise her alanda olduğu gibi, Korona ile mücadelede de kendini hissettiriyor...
Cumhur İttifakı partilerinin kongreleri ile birlikte vaka sayısı zirve yaptı, her gün yüzlerce insan can veriyor, duyarsızlık ise sürüyor...
Önlemlerin gevşetilmesi ile kurallara uymayan iş yerlerinin pervasızlığı da büyüyünce, günlük vaka sayısı son bir haftada 60 bini aştı... 15 Nisan rakamları da ürkütücüydü;
Türkiye'de perşembe günü 61 bin 400 kişinin testi pozitif çıktı, 297 kişi yaşamını yitirdi...

Tam kapanma şart...

Hafta başında uygulanan kısmi kapanmaya rağmen vaka sayıları düşeceğine artıyor, kimse bundan bile ders almıyor!!!
Hükümet ise tam kapanmayı tartışıyor... İş yerlerini, AVM'leri, hatta okulları da tamamen kapatmak gündemde...
Erdoğan'ın "salgın düşmezse sert tedbirler gelebilir" şeklindeki açıklamasına rağmen vaka sayısının 70 bine doğru tırmanması, Şeker Bayramı'nda 9 günlük tam kapanmayı da gündeme getirirken, toplumdaki duyarsızlık-ilgisizlik, hatta boş vermişlik dehşet verici...
Çünkü bir yandan, birçok çevre aşı olamamaktan yakınırken, randevu alan on binlerce insanın aşı yaptırmaya gitmemesi ürkütücü...
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'ne göre, aşı çıkanların yüzde 40'ı randevu almamış!..
Örneğin, İstanbul'da 60-64 yaş aralığında aşılamada halen yüzde 60'a ulaşılamamış... 65 yaş üstündekilerin yüzde 23'ü de aşısını yaptırmamış!..

Feci sona alışmak!!!

Türkiye'de aşılananların sayısı 19.3 milyona, tüm aşıları tamamlananların sayısı ise 7.72 milyona ulaşırken, bağnaz çevrelerin aşı karşıtı kampanyaları toplumdaki duyarsızlıkla birleşince salgın bir türlü frenlenemiyor...
Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Necmi İlhan, Haziran sonunda 40 yaş üstü, yaz sonunda ise 20 yaş altı tüm vatandaşların aşılarının bitirilmesinin planlandığını söylese de, vahim gidişat bu hedefe ulaşılmasının zor olduğunu gösteriyor...
Çünkü bir yandan alınan önlemlere uymayanlar, diğer yandan aşılamaktan kaçınanların yarattığı çelişki hem salgını büyütüyor hem de vaka ve ölüm oranlarına zirve yaptırıyor...
İşte bu kaos, kısıtlı kapanmadan çok daha etkili bir önlemin bir an önce devreye girmesini zorunlu kılıyor...
Aksine; bu köşede geçen yıl nasıl, "2021 yazından umutlanmayın" dediysek, vahim gidişat 2022 yazının da umut vermeyeceğini gösteriyor...

Önlemlere ısrarla uyması ve aşılanmaya inanması gereken bir toplumun, her gün 300'e yakın kişinin salgında can vermesine alışmış gibi, her şeyi boş vermesi ne kadar da vahim değil mi?..

Yazarın Diğer Yazıları