Savcılar nerede?

Cumhur İttifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki "Belli grupların Amerika'ya kadar arayıp, 'Elinizde kaset, bant var mı, bir şey biliyor musunuz, ses kaydı var mı?' diye aradıklarını görüyoruz. Bunlar çok eski model şeyler. Arife tarif gerekmiyor. Kimin yaptığını tahmin edersiniz. Bunların yapıldığı bir ortamda yaşıyoruz" dedi...

Kastedilen yer açık: Pensilvanya... Bu ifadeye göre Pensilvanya ile ilişkilerini sürdürenler ve bu yolla Türkiye'de siyasete ayar vermeye çalışanlar var... Dolayısıyla bu doğrudan doğruya suç...

Derhal savcılığın harekete geçmesi ve Özhaseki'nin sözlerini suç duyurusu olarak değerlendirmesi gerekiyor... Şu ana kadar böyle bir girişim duymadık... Oysa isnat çok ağır...

Özhaseki'nin bilgisine başvurulmalı ve Pensilvanya'dan kaset, bant, ses kaydı kim soruyorsa onların yakalanması için çalışma başlatılmalı... Hukuk doğal olarak bunu gerektirir...

***

Tabii olayın başka yönleri de var... Özhaseki'ye de bu bilgileri nereden aldığı sorulmalı... Tabii 'Amerika' derken aslında nereyi kastettiği de...

Kendisi "Ben Amerika derken, CIA'yı, FBI'yı, Arizona Şoförler Odası'nı, New York İtfaiye Müdürlüğü'nü veya Kaptan Swing'i kastetmiştim" diyebilir elbette!..

Olsun, onlara da razıyız... Yeter ki bir savcı çıksın ve bu soruyu sorsun... Kendisinin Amerika'daki irtibat noktası tespit edilsin ki kaynağın ne kadar güvenilir veya güvenilmez olduğu ortaya çıksın!..

Özhaseki, nereyi aramış ve kimden o bilgiyi almışsa, aralarındaki 'güven ilişkisi' çok kuvvetli olmalı ki oradan aldığı bilgiyi Türkiye'deki kamuoyuyla derhal paylaştı... Demek ki muhatap emin birisi!.. Yoksa Türkiye Cumhuriyeti'nde uzun yıllar belediye başkanlığı, sonra milletvekilliği ve bakanlık yapan kendisini boşa düşürür mü siyaset uğruna!..

***

Sürekli FETÖ tehdidinden söz edip memleketin içinde bulunduğu durumu 'beka mücadelesi'yle açıklayan bir anlayışın bu garabeti çözmesi gerekiyor!.. Başkente talip olan Mehmet Özhaseki, kiminle haberleşmiş, kimden ihbar almış, irtibatlı olduğu kimin sözüne güvenerek açıklama yapmış?

Şimdi bunu soracak cesur savcılara ihtiyaç var... Bir hukuk devleti bu açık ifşaatı ıskalamaz herhalde!..

Belki de biz yanlış anladık!.. Kendisi Disneyland'dan veya Hollywood'dan haber almış olabilir!.. Beyanını esas sayacağız, yeter ki herhangi bir açıklama yapsın, yapabilirse!.. Çıksa ve "O demeci ben vermedim, kuzenim verdi" de diyebilir!.. Ona da razıyız!..

Tabii bu gizli bilgiye nasıl ulaştı veya 'emin muhatap'la nasıl haberleşti? Yine 'emin biri' vasıtasıyla yüz yüze mi? Klasik telefonla mı? Kriptolu telefonla mı? Elektronik postayla mı? Posta güverciniyle mi? Dumanla mı?

***
Özhaseki'nin basına yaptığı açıklamadan çıkardığımız sonuca göre elimizdeki tek bilgi 'kendisine tarif gerekmeyen arif'!.. Bu 'arif' veya 'arifleri' sormak savcıların işi... Soracaklar mı, bekleyip göreceğiz...

'Belli gruplar'ın işiymiş bu!.. Demek ki ortada birden fazla grup var ve bu açık bir organizasyon!.. Cumhur İttifakı'nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayına pusu kurmuşlar!.. Bu durumda 'beka'yı korumak Özhaseki'yi korumaktan geçiyor!..

Kara gün dostluklarını yaşatmak, vefalı olmak önemli tabii... Özhaseki'nin bu türden dostlukları sürdürüyor olması, Amerika'dan haberler alabilmesi, "Senin kasedini soruyorlar, bilgin olsun" diye uyaran 'kardeşler'inin bulunması elbette herkeste bulunmayan bir özellik!..

Tekrar edelim, şimdi görev sırası savcılarda... Ülke olarak 'beka mücadelesi' verirken kim bizim başkent başkan adayımıza musallat olmuş, çözmeleri gerekiyor!.. Ve tabii Amerika'dan, 'taaaa içerilerden bilgi verenler ile irtibatı sağlam şekilde sürdürenler'i de deşifre etmek kaydıyla!..

Çok mu zor? Hukuk devletiysek zor değil!..

Yazarın Diğer Yazıları