Sayıştay'a göre Erdoğan'ın "hayali" kabusa döndü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "hayalim" dediği şehir hastaneleri ile ilgili tartışmalar bitmek bilmiyor. Bitmesi de mümkün değil…

Biz vatandaş olarak bu hastanelere ne kadar ödedik ve ne kadar ödeyeceğiz bilmiyoruz.

Vatandaşı bırak TBMM'de bulunan milletvekilleri de şehir hastaneleri hakkında bir bilgiye sahip değil.

Hatta daha da ileri gidelim. Devletin kurumlarını denetlemekle yükümlü olan ve her evrakı isteme ve inceleme yetkisine sahip olan Sayıştay dahi, hastaneler hakkında bilgi alamıyor ve inceleme yapamıyor.

2019 Sayıştay raporlarını incelediğimizde bu konuda yer alan bulgular akıl alır gibi değil.

Aktarayım…

Sağlık Bakanlığı muhasebe kayıtları üzerinde yapılan incelemede, şehir hastaneleri sözleşmeleri kapsamında görevli şirketlere taahhüt edilen talep, garanti miktar ve tutarlarının muhasebeleştirilmediği ve bilanço dipnotlarında gösterilmediği görülmüş!

Yani bu hastanelere devletin kasasından verilen garanti para ne kadar belli değil.

Şehir hastaneleri ile raporlarını okudukça şaşkınlığım kat kat artıyor. Zira biz hastaneler ile ilgili işletme ve hukuki şartların tamamını özel şirket lehine geliştirmişiz.

Mesela şehir hastaneleri sözleşmelerinin "Şirket Tazminat Yükümlülüğü" başlıklı maddelere göre bir aksilik durumunda şirketten tazminat almak için kesinleşmiş bir mahkeme kararı aranırken, idarenin sorumluluğu için mahkeme kararı öngörülmemiş.

Diğer bir konu…

Sayıştay denetim ekibine sunulan Yozgat Şehir Hastanesine ait sözleşme nüshasında 66 ve 67'nci maddelerin yer almadığı, ancak "mahallinde temin edilen sözleşme nüshasında" bu maddelerin bulunduğu görülmüş.

Mahallinden temin edilen Yozgat Şehir Hastanesine ait sözleşme nüshasında, 66'ncı madde "Masraflar ve Giderlere" ilişkin olup, 67'nci madde de "Uygulanacak Hukuk"u düzenliyor.

Peki, saklanan maddelerde ne ortaya çıkmış biliyor musunuz?

Denetim ekibine sunulan sözleşme nüshası ile mahallinde bulunan sözleşme nüshası farklı çıkmış. Hangi sözleşmenin uygulamaya esas olduğu ise bilinmiyor.

Sizleri sözleşme maddeleriyle Sayıştay denetçilerinin ağır teknik yorumlarıyla sıkmadan madde madde şehir hastanelerinin ne halde olduğunu anlatayım:

- Bu dev tesislerin elektrik masraflarını yüzde 30 düşüren "trijenerasyon tesisleri" devreye alınmadığı için elektrik sağlayan şirketlere fazladan ödemeler yapılmış.

- Trijenerasyon tesislerinin zamanında teslim edilmediği için söz konusu firmalara ceza kesilmesi gerekirken bu yapılmamış. Aksine fazladan elektrik faturası ödemeye devam ediyoruz.

- Bursa Şehir Hastanesinde peyzaj projesinde yer alan ağaçlandırma işlerinin 21 Aralık 2019 tarihi itibarıyla yapılmadığı, ancak bu hizmete ilişkin hizmet bedelinin tam olarak ödendiği görülmüş. Miktarı bilinmiyor.

- Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde ticari alan kullanımları için sözleşmeye göre idarenin 7 milyon lira ödemeyi devlete yapması gerekirken bu ödeme yapılmamış.

- Mersin Şehir Hastanesinde de yetkili şirketin ticari alanların kullanımı için idareye kira ödeme yükümlülüğünün bulunduğu belirtilmesine rağmen, ödenmesi gereken kira tutarı tespit edilmediğinden şirket tarafından kira ödemesi yapılmamış.

- İşin komik yanı Mersin Şehir Hastanesinde sözleşmeye kira bedelinin tutarına ilişkin bir hüküm koymayı unutmuşlar(!) ya da bilerek koymamışlar. Sonuçta sözleşmede kira alınması gerektiği halde kiranın ne kadar olacağına dair böyle bir maddi hüküm yer almadığı için ödeme yapılmamış.

Devam edelim…

- "Dev proje" denilen Şehir Hastanelerinde firma tarafından tedarik edilecek tıbbi ekipman sayılarının sağlık hizmetinin sunumunda yetersiz kalması nedeniyle kapatılan hastanelerden tıbbi ekipman getirildiği anlaşılmış.

- Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde görevli şirket tarafından kullanılan bir depoda idareye teslim edilmeyen tıbbi ekipmanların olduğu anlaşılmış. Sonra da bu ekipmanların bir kısmının yüklenicisi aynı görevli şirket olan Mersin Şehir Hastanesinden getirildiği tespit edilmiş.

- Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde yapılan depo sayımında, 294 tane tıbbi ekipmanın depoda tutulduğu ve idareye teslim edilmediğinden sağlık hizmet sunumu için kullanılamadığı anlaşılmış.

- Dahası sözleşme kapsamında, sağlık tesisinin hizmetleri yürütebilmesi için öngörülen tıbbi cihaz ve ekipmanın sağlık tesisinde bulunmadığı yapılan denetimlerde tespit edilmiş.

Sonuç olarak…

Tüm bu durum üzerine birkaç kelime etmemiz gerekiyor…

Türkiye'nin dört bir yanında milyarlarca lira harcanarak proje edilen şehir hastaneleri bütçe için dev bir kara delik haline geldi.

Raporlara göre, bu hastaneler ile ilgili ne sözleşmeler işletiliyor ne de insan sağlığı üzerine yeterli bir denetim sağlanıyor.

Bu koşullarda pandemi dönemindeki Türkiye'de hasta/vaka sayıları saklanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "hayalim" dediği proje kabus haline geliyor.

Bir an önce önlem alınmalı.

Bu milyarlarca liralık kayıplar iktidar üyelerinin cebinden değil siftah yapamayan esnafın vermek zorunda kaldığı vergiden ödeniyor. Bir de utanmadan üstüne koskoca şirketlere vergi istisnası getiriliyor.

Pes!

 

Yazarın Diğer Yazıları