Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Adnan İSLAMOĞULLARI

Adnan İSLAMOĞULLARI

Sebep değil netice olmalı…

Evet yeni parti bir sebep değil bir netice olmalı…

Demokrat Parti gibi...

Tek parti döneminin ardından çok partili hayata yani demokratik hayata geçişin neticesi gibi, demokrasiye doğru ilk emeklemelerin, ilk adımların atıldığı bir  netice olmalı. Yani sosyo-politik ihtiyaçların neticesi olmalı ki bu ihtiyaçların karşılandığı bir merkez olabilsin. Fakat Demokrat Parti gibi de olmamalı, ne olursa olsun güç zehirlenmesi yaşamamalı, "Siz isterseniz hilâfeti bile getirisiniz" dememeli, "Oraya odunu koysak seçilir" dememeli. Oy uğruna bugün kaybettiğimiz İstanbul'un ilk katili olmamalı, tarih bilinci olmalı, şehir bilinci olmalı, şehirli olmalı ki bir cadde açacağım diye içinde Mimar Sinan'ın eserleri de olmak üzere yüzlerce tarihi eseri yok etmemeli…

Evet yeni parti bir sebep değil bir netice olmalı…

Adâlet Partisi gibi…

Sandık ile değil, 27 Mayıs cuntasının darbesi ile ile iktidardan düşürülen ve Yassıada'da demokrasinin boynuna ilk yağlı urganın geçirildiği, adâlet için değil, darbenin istediği cezaları vermek için kurgulanmış sözüm ona mahkemelerin cezâlandırdığı henüz emzikli demokrasimizin ve Demokrat Parti'nin hazin sonundan sonra çok partili demokratik hayatımızın çocukluk dönemi Adalet Partisi gibi bir netice olmalı. Fakat Adalet Partisi gibi de olmamalı. Şapkası her istendiğinde vermemeli. "Verdimse ben verdim n'olmuş" dememeli.

Milliyetçi Haraket Partisi gibi…

Türk milletine adanmışlığın, binlerce yıllık  Türk devlet geleneklerinin üzerinde oturmalı.Türk milletine yönelik her türlü tehdidin karşısında dimdik durmalı. Bedel ödemeyi göze almalı ve ödemeli. 'Siyasetçinin iki elbisesi vardır, birisi bayramlık birisi idamlık'. MHP gibi idam elbisesinin de olduğunu  bilerek darağaçlarının gölgesinde siyaset yapabilmeyi göze almalı. Fakat MHP gibi de olmamalı. Miliyetçiliğin yalnzca bir savunma ve reaksiyon değil aynı zamanda ve aslında bir aksiyon olduğunu, milliyetçiliğin, müesses nizamın  hep nöbetçi listesine yazdığı bir nöbetçi çavuşu olmadığını bilmeli. İktidar projesi olmalı, iktidara yürümeli. Millî devletin, güçlü iktidarın ve Miliyetçi Türkiye'nin konforlu ve sorumsuz ve elini taşın altına koyamayan muhalefet kotuklarında kurulamayacağını bilmeli…

Adalet ve Kalkınma Partisi gibi…

Laikçi ve elitist siyasetin kendisini devletin ve ülkenin tek sahibi gibi görerek yok saydığı milletin umudu haline gelmeli ve bu umudu iktidara taşımalı. Fakat  Adalet ve Kalkınma Partisi gibi de olmamalı. Sandıktan aldığı millî irâdeyi hiç ama hiç kimse ile, cemaat, tarikat, vakıf gibi hiçbir baskı grubu ile paylaşmamalı, devleti hiçbir cemaat, hiçbir vakıf veya tarikata veya STK'ya veya benzerlerine  peşkeş çekmemeli. Devletin ve millî irâdenin namus gibi paylaşılamayacağını bilmeli. Dinî değerlerimizi seçim meydanlarında ekmek arası köfte gibi dağıtmamalı.

Hülasaa…

'MHP'de kongre yapamamak' gibi bir sebebin değil, bir ihtiyacın neticesi olmalı yeni parti. Demokratik ihtiyaçlar ve demokratik değerler üzerinde bina edilmeli. Yamalı bohça olmamalı. MHP başta olmak üzere hiçbir partinin tezgâhının yanında da sergi açmamalı. Yöneteceği ülkenin coğrafyasının bedelinin ne olduğunu çok iyi bilmeli, şeytanın tenâsül uzvunu bileylediği bir coğrafyada sonsuza kadar yaşayacak olan Türk Devleti'ni yöneteceğini bilmeli. Ve bir tek şey vaat etmeli:

'Adalet'

Dini, meşrebi, siyaseti, dili, rengi, gelir grubu ne olursa olsun vatandaşına herşeyden evvel adâlet vaat etmeli, adâletli olmalı.

Seçkinci değil ama vakur olmalı, devletin bir mehâbeti olduğunu bilmeli.

Sofrasında medya patronları değil, kendisini acımasızca eleştiren gazeteciler oturmalı. Sofrasında cemaat, tarikat liderleri veya pazarlık eden sermaye ve baskı grupları değil, kendisine hakikati ihtar eden 'Molla Kasım'lar oturmalı…  

Aktif siyaset taraklarında dokunmuş bezim pek yoktur, pek de hazzetmem. Nasıl olacağından ziyâde nasıl olmayacağına dâir hassasiyetlerimdir bunlar. Nasıl olacağını pek bilmem fakat nasıl olmayacağını biliyorum sanıyorum; en azından yeni bir partinin sosyal medyada rajon kesen, sağa sola tehdit ve ihtar savuran, kadroları listeleyen, görev tayin eden aklı evvellerle olmayacağını biliyorum.

Evet, tekrar ifade edelim, bir sebep değil bir netice olmalı…    

Yazarın Diğer Yazıları