Seçimi kazanmanın oyunu

Seçimi kazanmanın oyunu

Seçim siyasetinin depreştiği bir döneme girdik. Seçim yarışında geri kalmak istemeyen iktidar, asılsız vaatlerle 20 yıldan beri yapmadıklarını yaptık yapacağız, diyerek kitleleri etkilemeye çalışıyor. Seçim sistemi yüzünden bir puanın önemli olduğu seçimde, hükümet kaybetmemek için Doğu ve Güneydoğu''da bulunan aşiret liderlerine, oy için Osmanlı döneminde olduğu gibi paşalık verecek duruma geldi. Bu durum iktidarın dibe vurduğunun bir göstergesi. AKP inanan ve AKP''ye oy verecek olan insanları da bu panik havasından etkilemeye başladılar. Partideki dibe vuruş karşısında kararsız duruma düştüler. Bu kitle güçlüden yana olmayı her zaman kendine hedef seçen bir kitle. Bu nedenle partilerini bir anda boşayabilirler. İktidarı savunan yandaş medya bülbülleri bile, son zamanda savunmalarını biraz yumuşatmış görünümdeler. Bu düşüşün farkında olan AKP danışmanları ardı ardına vaatlerin sıralanması programını Cumhurbaşkanına sundular. İşte memur maaşları, bayram ikramiyesi, kamuya on binlerce öğretmen, sağlık ve askerî personel alımı, elektrik ve doğal gaz indirimi say sayabildiğin kadar. Ama halk bu palavraları yutmuyor. Et fiyatlarını, çarşı pazar fiyatlarını dile getirerek, geçinemediklerini fiyatların her gün artması karşısında yoksullaştıklarını ifade ediyorlar. 

Enflasyon hız kesmiyor 

Enflasyonu önleyemeyen AKP hükümeti korku propagandasına başladı. ''Bunlar kefen bezini bile karneye bağladılar. Ekmek bile karne ile veriliyordu. Camiler ahır oldu. Şimdi Ayasofya Camisini yeniden müze yapacaklar'' türünde geçmişte iş yapan bu yalanlar, din ticaretine dönen söylemler artık iş yapmıyor. Vatandaş insanca bir yaşam istiyor.  Çocuğunun iyi bir eğitim almasını istiyor. Özgür bir yaşam istiyor. Adaletli bir yönetim istiyor. Liyakatin öne çıkmasını istiyor. Torpilin olmamasını istiyor. Esnaf istikrarlı bir piyasanın olmasını istiyor. Dar gelirli, dar gelirlilerin alabileceği konutların üretilmesini istiyor. Çiftçi ürettiği ürünün değeri karşılığında satılmasını, aracıların üreticiden daha fazla kazanmasını istemiyor. İş adamları istikrarlı bir döviz sisteminin gerçekleşmesini istiyor. Öğrenci aldığı eğitiminin özgür ve özerk bir eğitim olmasını istiyor. Üniversiteler özerklik ve bağımsızlık istiyor. Bu istekleri daha çok sıralayabiliriz. Ama iktidar bu istekleri duymadığı için sonunu getirdi. Hep insanları din ticareti yaparak oyalamaya geçti. Din sömürüsü ile vatandaşları yönetmeye kalktı. O kadar işi ileri taşıdı ki halifelik oynamaya başladı. Ama sistem tıkandı. Artık yapılan her hamle bir sonuç vermiyor. Abbas yolcu. 

Mutlu olanlar 

Bütün bu olumsuzluktan mutlu olanlar da var. Bunlar parası olanlar, üretmeden parasına para katanlar. Ucuz aldıklarını yüzde beş yüz fazlasına satanlar. Hazine arsasına konut yaparak kazananlar. Kıyıları yağmalayanlar. Yaptıkları iş karşılığında beş yerden maaş alanlar, mutlular. Bir de benim arkadaşım mutlu. Neden mi? Kendisi para basan matbaada çalışıyor. Fazla mesai yaptığı için hayli para almış. Bu nedenle çok mutlu. Bütün borçlarını ödediğini söylüyor. Neden böyle mesai yapıyorsun sorusuna? Bütçe sıkıştı, gece gündüz para basıyoruz diye cevaplıyor. Haydi hayırlısı 

Yazarın Diğer Yazıları