Şehit eşinden kadın hakları savunucularına 8 Mart sitemi

Şehit eşinden kadın hakları savunucularına 8 Mart sitemi
8 Mart Dünya Kadınlar Günü... Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bir çok kadın hakları savunucuları çeşitli protestolarla kadın konusuna dikkat çekici eylemlerde bulunup, açıklamalar yaptı. Peki, ya eşlerini vatan uğruna şehit veren yürekleri yaralı o kadınlar...

Hürriyet gazetesinden Ömür Kurt, Muş’un Malazgirt ilçesinde PKK’lı teröristler tarafından karısının gözleri önünde şehit edilen Malazgirt Jandarma Komutanı Binbaşı Arslan Kulaksız’ın eşi Sibel Funda Kulaksız'la yaptığı söyleşide bir şehit eşinin gözünden kadınlar gününü aktardı.

‘Biz birbirimize deli gibi âşıktık’

Şehit Binbaşı Arslan Kulaksız’ın eşi Sibel Funda Kulaksız “Siz çok duyarlı bir insansınız, çocukları çok önemsiyorsunuz. Bu nedenle sadece size anlatmak istedim” diyor. Soruyorum, gözyaşları içinde anlatıyor: “Bugün benim günüm değil. Eğer öyle olsaydı, kadın haklarından veya feminizmden söz edenlerden hiç olmazsa biri ellerimi tutup, ‘Acınızı paylaşıyorum’ derdi.”

-Eşiniz şehit edildiğinden bu yana 7 ay geçti. Kimler yanınızda durdu?

Biliyor musunuz? Hani o feminizmden söz edenler var ya? Kadın haklarından, çocuk haklarından söz edenler. Sokağa çıkıp “Kadın hakları” diye bağıranlar… Hiçbiri… Hiçbiri aramadı. Bir telefon bile etmedi. Ama biz şehit eşleri olarak birbirimize sarıldık, Mehmetçikler aradı sordu bizi, asker eşleri ile birbirimize sarıldık. Bu ülke için canımızı verdiğimiz insanlar ise unuttu bizi.

-Peki, ya Arslan Binbaşı?

Benim Arslan’ım. O benim çocukluk aşkım. Biz birbirimizi çok sevdik. Beni sevgilimden ayırdılar. Bir gün bakıyoruz teröristler pusu kurmuş… Haberler “Bir asker şehit oldu” diyor ve ertesi gün herkes unutuyor. Ama benim aklımdan çıkmıyor. Çünkü benim sevdiğim adamı öldürdüler. Benim çocuklarımın babasını, benim gözlerimin önünde öldürdüler. Kalleşçe pusu kurdular. Bana da kurşun sıktılar. Hangi kadın hakları savunucusu çıkıp “Senin göğsüne saplanan kurşun bizim göğsümüze saplanmıştır” dedi? Hiç! Oysaki kadınların göğsü kutsaldır öyle değil mi? Hangi kadın hakları?

‘Çocukları çok severdi’

-Peki, ya çocuklarınız? İrem ve Burak…

Bizim İrem ve Burak adında iki yavrumuz var. İrem babasına hayran bir çocuktu. Bütün kız çocukları gibi. Benim kızım babasız kaldı. Kim arıyor şimdi onun haklarını? Çocuk hakları diyorlar? Benim çocuğumun hakkı nerede? Yüreğinde hep şehit kızı olmanın gururu, kalbinde hep babasız kalmanın üzüntüsü. Kim tamir edecek benim yavrumun kırılan, incinen yüreğini? “Sizi anlıyoruz, yanınızdayız” demek çok mu zor hâlbuki? Ne oldu bizim iyiliksever insanlarımıza?

-Çocuklarınız babasız 7 ay geçirdi. Hiç arayan soran olmadı mı onları da?

Arayanlar soranlar oldu. Ama çocuk haklarından söz edenleri kast ediyorsanız, hayır. Bir tek siz aradınız. Benim İrem’im daha küçücük. Birkaç yıl sonra bir genç kız olacak. Onu ikna edebilecekler mi kadın hakları vardır diye? Biz kadın erkek ayırmadan, insanca yaşamak istiyoruz. Bir evden bir erkeği alarak, bir kadını yalnız bıraktılar. İşte en büyük kadın hakları ihlali! Bitsin bu zalim terör. Sevenler ayrılmasın. Yeter!

‘Sanatçılarımıza isyan ediyorum’

-En çok kime öfkelisiniz? Kimin nasıl davranmasını isterdiniz?

Sanatçı dediğimiz ve başımıza taç yaptığımız insanlardır beni en çok hayal kırıklığına uğratanlar. Her türlü toplantıda boy gösterenler, toplumun alkışladığı o kişiler, adı ‘kadın hakları’ ile başlayan konserlerde, toplantılarda boy gösteriyorlar. Acılı kadınları ise unutuveriyorlar. Benim kızım, İrem’im de bir kadın. Ama onun haklarını anımsayan tek bir sanatçı bile yok bugün.

‘Biz, gerçek kadınlar, birbirimize kuvvet veriyoruz’

-Peki ya şehit eşleri?

Acılı insanlar birbirlerine güç veriyor Ömür Bey. Biz çok acılar yaşadık, yaşıyoruz. İlk günler haberlere konu olup, daha sonra unutuluveriyoruz. İşte o unutulmak yok mu? İnsanı kahreden o oluyor. Ama biz şehit yakınları… Birbirimize dayanak olduk. Biz birbirimizden güç alıyoruz. Ve biz, gerçek kadınlar, birbirimize kuvvet veriyoruz.

9-009.jpg

10-005.jpg