Şehit olmasaydı soruşturma geçirecekti!

Değerli okuyucular,

Bugünkü köşemi şehidimiz Emre As'a ayıracağım…

Açılım sürecinin ilk kayıplarından olan Emre As, 20 Ağustos 2014'te Van'da şehit edilmişti. Basında ve cenaze töreninde "Kaçakçılar tarafından öldürüldü" diyerek PKK'nın üzeri örtülmek istenmişti.

Konuyla ilgili olarak, Harp okulundan devre arkadaşı Bahaddin Seçgin ile görüştüm. Çok önemli bilgiler paylaştı.

Bahattin Seçgin, 2016 yılında Diyarbakır/Sur'da PKK'lılarla çıkan çatışmada yaralandı. Tam 93 gün yoğun bakımda kaldı. Üsteğmen rütbesiyle gazi oldu. En büyük destekçisi astsubay olan eşi Aysun… Muhteşem bir çiftler…

Gazi Seçgin önemli bir kitap hazırlığında. Kitabında HDP-PKK bağlantılarını inceliyor, 20'ye yakın gazi arkadaşının ve kendisinin başından geçenleri anlatıyor.

Kitabını büyük bir heyecanla bekliyorum.

Kitabında, kaleme aldığı devre arkadaşı Emre As'a ilişkin bölüm son derece çarpıcı.

Hazırlık aşamasında olan kitapla ilgili bazı kesitleri Gazimiz Bahattin Seçgin'in kaleminden aktarıyorum:

"…Cenaze törenine giderken üniformalarımızı da yanımızda götürdük. Cenaze namazı esnasında bir anons: 'Piyade Teğmen Emre As, 20 Ağustos 2014 tarihinde Van'ın Saray ilçesinde kaçakçılar tarafından şehit edilmiştir.' Kaçakçılar! Kaçakçılar! diye düşünmüştüm. Hatta o esnada 'Neden kaçakçılar diyorsunuz onu PKK'lı teröristler şehit etti' diye çıkışmıştık. Orada bir tartışma yaşanmıştı. Sonrasında 'Kahrolsun PKK' şeklinde yöre halkı slogan atmıştı. Tabii o dönemde PKK açılımı olduğundan teröristlere kaçakçı demek adet olmuştu.

Cenaze namazını kıldıktan sonra şehit devre arkadaşımızı defnetmek üzere yola çıktık ve Tokat-Zile mezarlığı bir şehitle daha şereflenmiş oldu. Defnettik kardeşimizi, gözyaşlarımızı tutamıyorduk… 'Nedendi? Kaçakçılar mı?' gibi sorular zihnime üşüşüyordu. O gün en kıdemlimiz Emre idi. En yüksek rütbe ona aitti çünkü o şehitti. 2013 devresi olarak hepimiz üstümüzdeki üniformalardan Teğmen rütbelerini çıkardık. Bu yıldızlar, Emre'nin yanında bize ağırdı. Yıldızlarımızı şehit kardeşimizi mübarek mezarına bıraktık.

Emre şehit olduğunda basında çok yer almamıştı. Bazı gazetelerde 3. sayfalarda yer almıştı. Bu haberler de özellikle okunmasın diye minicik başlıklarla verilmişti. Malum çözüm süreciydi ya 'barış elçisi PKK askerimize kurşun sıkmazdı' algı bu şekilde yaratılmalıydı.

Emre'nin şehit olma şekline baktığınızda teröristin 5 metre yakınına kadar geldiğini ve 'DUR!' ihtarı yaptığını görürsünüz. Bu ihtar klasiktir, herkes yaptık der ama yapmaz diyebilirsiniz. Emre gerçekten bu ihtarı yapmıştı. O olayda hemen yanı başında bulunan 2 er bu durumu doğruluyor.

Peki, Emre gibi Harp Okulu'nu derece ile bitiren bir insan hayatını riske atmadan teröristleri orada öldürebilirdi. Neden yapmadı sizce?

Şimdi Emre'nin zihninin içine girelim. O dönem askeri birlikleri operasyon yetkisi verilmiyor, teröristler üs bölgelerinin yanında silahlı bir şekilde askerimize el hareketi yaparak geçiyor, üstüne bir de kahkaha atıyorlardı. Kesinlikle teröristlerle çatışmaya girilmeyecek deniliyor.

Hatta Emre görüntü alıp karakoldan çıktığında tabur komutanının emrini dahi beklemiyor, inisiyatif alıp öyle çıkıyor. İşte tüm bu sebepler 'DUR' ihtarı yapmasında etkilidir. Eğer Emre şehit olmadan teröristleri etkisiz hale getirseydi bile, belki de soruşturma geçirecek ve açığa alınacaktı.

Peki, Emre'nin karakolunda durum nasıl algılanmıştı? İşte burada çok rezil bir durum yaşanıyordu. Karakolda bulunan muhtemelen PKK sempatizanı olan askerler halay çekmişler. Düşünebiliyor musunuz? Komutanları şehit oluyor, adamlar sevinçten halay çekiyorlar. Halay çekerken de 'maç 1-1' oldu diyorlarmış çünkü birkaç gün önce PKK'nın Kandil sorunundan üst düzey bir terörist güvenlik güçlerimizce etkisiz hale getirilmiş. Hain içeride olursa tabiri sanırım bu zamanlar için söylenmiş. Böyle acınası ruh halinde olan, bu devletin ekmeğini yiyip, üniformasını giyip sonra da Türk askerinin ölümüne sevinen cahiller de var.

Gelelim Emre'yi şehit eden teröristler hakkında bölge halkından duyduklarımıza. Konuşulan şey şudur: 'Emre'yi şehit eden kişi Van-Saray HDP İlçe Başkanının korumasıymış. İşe bakar mısınız? Nerede bir askerimiz şehit olsa altından HDP çıkmak zorunda mı? Siyasi parti dediğimiz bu oluşum PKK'nın iş birlikçisi değil de nedir? Emre'nin kanının yerde kalmadığını söylüyorlardı. Daha doğrusu haberlerde Emre As'ı şehit eden terörist grup '11 Ocak 2016 tarihinde öldürüldü' deniyordu. Ne kadar doğrudur onu bilemiyorum. 11 Ocak 2016 tarihinde Van'da bir villada 12 terörist öldürülmüştü. Öldürülen teröristlerden bazıları Emre'nin şehit edildiği olaya karışmıştı. Van'da büyük bir saldırı hazırlığında oldukları saptanan 12 PKK'lı daha önceden kiraladıkları villa tipi evde polis ekipleri tarafından silahları ile beraber ölü olarak ele geçirildi. Villa tipi ev Van Gölü'nün yakınındaymış. Bu villa Vali konağı ve MİT binasına 500 metre, Jandarma lojmanlarına 1 km uzaklıktaymış. Bir de Van Gölü manzarasının keyfini çıkarmış adamlar. Ölen teröristlerin bir kısmı dağ kadrosundanmış. Bir de gelip Van Gölü kıyısında villa kiralayıp, toplantı yapıyorlarmış. Yuh yani! Artık kimden bu evi kiraladıysalar kim göz yumduysa hakkında bir işlem yapılmış mıdır? Bilemiyorum. İşte her zaman konu dönüp dolaşıp aynı yere geliyor: 'Terörle Mücadele'ye… Emniyet ve TSK teröristle yeterince mücadele ediyor ama terörle mücadeleyi her boyutta yapması gerekenler maalesef yapmıyorlar."

Yazarın Diğer Yazıları