Sembol mü arıyorsunuz!..

-              Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nin hakkında verdiği kararın dayanağı "sahte/manipülatif" dijital kayıtlardı.

-              Bu dijital kayıtların "sahte/manipülatif" niteliği, dosyada yer alan bilirkişi raporu dışında, Adli Bilişim Mühendisi Tuncay Beşikçi, Adli Bilişim Uzmanı Koray Peksayar ve Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyeleri tarafından yapılan incelemelerle de tespit edildi.

-              Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın FETÖ/PDY Ana İddianamesinde, yargılandığı "Atabeyler Davası"nın TSK Mensuplarının tasfiyesini amaçlayan hukuka aykırı bir yargılama süreci olduğu değerlendirildi.

-              Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi dosyasında bilirkişilik yapan Erhan Sakallı'nın ve Askeri Savcıların, FETÖ/PDY Üyeleri tarafından baskı altına alındıklarına ilişkin somut deliller bulundu.

-              Yargılandığı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi'nde görevli Askeri Hakimler, "15 Temmuz Darbe Teşebbüsü"ne iştirak ettikleri ve FETÖ/PDY Üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklandı ve Milli Savunma Bakanlığı tarafından açığa alındı.

-              Soruşturma aşamasında görev alan polislerin, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan soruşturmada hukuka aykırı işlemler gerçekleştirdiği tespit edildi.

-              ***

Halen Kartal Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda tutulan Müstafi Kara Pilot Yüzbaşı Murat Eren'den bahsediyorum -yine-.

Avukatları Hüseyin Ersöz ve Muhammed Sarıkaya, sıraladığım bilgiler,  ortaya çıkan yeni delil, olay/olgular doğrultusunda hakim ve bilirkişilerin tarafsız olmadıklarını gösteren hususların da göz önünde bulundurularak hükmün infazının durdurulması ve Eren hakkındaki yargılamanın yenilenmesi için harekete geçtiler -bir kere daha-.

Günlerdir "kumpasın sembolleşen isimleri"nden bahsediyorlar ya ekranlarda; ortak özellikleri mezarda beraat etmeleri!

Halbuki "kumpas"a karşı "adalet"i "gömmeden" yüceltme fırsatı sunuyor tarih Türk Hukuk Sistemi'ne;

Murat Eren, kumpas yargılamaları sürecinden cezaevinde kalan son asker… Ve emin olun adaleti onun için tecelli ettirmenin mücadelesini verenler de bugünler geçtiğinde birer "sembol" olarak geçecekler tarihe… Bu onurun dışında kalmayın bence!

+++++

Tutuklu komutanın

kızından mektup var

-----

Darbe girişimi sonrası tutuklanan Manisa Tugay Komutanı Tuğgeneral Yavuz Ekrem Arslan'ın oğlu Bilal Can'ın mektubunu biliyorsunuz;

15 Temmuz günü ailecek tatilde olduklarını, o gece gelen "izinler iptal" telefonuyla tugaya döndüğünü, gece boyu vali ve emniyet müdürü ile iletişim halinde ve askerin kışladan çıkmamasına çalıştığını anlatıyor ve "Bizim alnımız ak vicdanımız rahat. Fakat henüz yargılanmadan düşürüldüğümüz bu durum ailemize ve babama suçsuz yere zarar vermektedir" diyordu.

Dün Yavuz Ekrem Arslan'ın kızı Aslı Arslan imzalı bir e-posta aldım:

"Ben Tuğgeneral Yavuz Ekrem Arslan'ın kızı Aslı Arslan.

15 Temmuz'dan beri yaşadığımız sıkıntılar tarifi mümkün olmayan şeyler.

Benim babam bu dünyanın en mükemmel insanıdır. Onu hayata bağlayan iki şeyvar;

1. Her şeyden çok sevdiği mesleği

2. Ailesi ...

Şu an ne olduğunun farkında bile olmadan, arkasından iş çevirerek mesleğini elinden aldılar.

Ailesini de göstermiyorlar.

Hastaneye kaldırmışlar ve kimse bize tek bir bilgi vermedi bununla ilgili düşünebiliyor musunuz?

Vatanı için yıllarca dağda kalan adamı terör koğuşunda yatırırsanız ne olacağını sanıyorsunuz?

Hasta benim babam.

Ve şu anda hiçbir şey yiyip içmiyormuş.

Bizim korkumuz yok. En ince ayrıntımıza kadar araştırılabiliriz. Yargılanmaktan korkacağımız bir şey yok. Ama babam hastanede kalmak zorunda. Bunun için de savcılıktan izin gerekiyor.

Allah'ım bize yardım et demekten başka cümle bulamıyorum.

Lütfen sesimiz olun."

Hiçbirimiz kimin ne olduğunu bilecek durumda değiliz ama ilk günden bu yana vurguladığımız hassasiyeti tekrarlamakta yarar var;

Bu soruşturma-kovuşturmaların sonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin sahiden de ihanetten arınmasını istiyorsanız, yeni "mağdur"lar yaratmayın, "hukuk"un, "temel hak ve hürriyetler"in sınırlarında kalın.

+++++++

Bu ne yaman çelişki

----

Bir yanda "Başımıza ne geldiyse 'Allah' demelerine kanıp 'şirk'i görmemekten geldi" pişmanlıkları, bir yanda meydanlarda "Bir gece demokrasi nöbeti tutan kişi cennetliktir" fetvaları;

15 Temmuz'da mı ders olmadı?

+++++

MHP'li Mehmet Parsak uyardı, haklı; gizli yürütülmesi gereken "FETÖ" soruşturması kapsamındaki "ifade ve itiraflar"ın çarşaf çarşaf yayınlanması şüphelilere "kaçın" alarmı değil mi? Ayrıca, ifadelerle içeriden dışarıya cemaat içi şifreler iletilmediğini nereden biliyoruz mesela?

Yazarın Diğer Yazıları