Sen bu işin sonunu düşünmedin mi?

Samsun’un Kale mahallesinde Aysel Yanar adlı bir kadın yolda yürürken bayıldı. Çevrede bulunan vatandaşlar ilk müdahaleyi yaptı ve 112 Acil Servis’i çağırdı. Ambulansa alınan Yanar, açlıktan bayıldığını belirtti. Eşinden ayrıldığını, işsiz olduğunu, iki çocuğunun da iki yıldır iş bulamadığını ifade eden Yanar, ihtiyaçları için müracaat ettiği kurumlardan sonuç alamadığını kaydetti.
Samsun gibi bir ilimizde bir kadın açlıktan bayılıyor! Ne hale geldik biz?
Samsun’un Vezirköprü ilçesi Hayranlı köyünde de borçları yüzünden bunalıma giren 53 yaşındaki Fahri Şahin, sabah namazını kıldıktan, ahırdaki hayvanların yemini verdikten sonra  kendini tavana iple asarak hayatına son verdi. İHA’nın verdiği bilgiye göre son 4 ay içerisinde Şahin’le birlikte borç yüzünden canına kıyan vatandaşların sayısı 36’ya yükseldi.
İstanbul’da borçlarını ödeyemeyen 40 yaşındaki İETT şoförü T.G. canına kıymaya kalkıştı. Boğaz Köprüsü’nün korkuluklarına tırmanan T. G.’yi, polis son anda intihardan vazgeçirdi.

* * *

Başbakanlık merkez bina önünde kafasına ve göğsüne tabanca dayayarak eylem yapan emekli polis memuru Tuncer A.’nın, borçlarının ödenmesi amacıyla eylem yaptığı bildirildi.
Anadolu Ajansının edindiği bilgiye göre Ardahan doğumlu 50 yaşındaki emekli polis memuru Tuncer A., yetkililerle görüşmek istediğini belirtti. Başbakanlık korumalarına isteğini aktardıktan sonra eylemini bitiren Tuncer A.’nın Başbakanlık Güvenlik Amirliği’nde ifadesi alındı.
Tuncer A., emekli maaşıyla geçinemediğini belirterek, icra takibine düşen borçlarının ödenmesini istedi.

* * *


Bu haberler, sadece bir gün içinde gazetelere ulaşanlar. Çok net anlaşılıyor ki, vatandaşın artık dayanacak hali kalmadı. Olağanüstü önlemler almak gerekiyor. Hatta, “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” diye; Ziya Gökalp’ın sloganıyla, krizi atlatmak için seferberlik başlatmak gerekiyor.
Fakat herkes görüyor ki, Başbakanlık Sosyal Dayanışma Fonu, zor duruma düşmüş vatandaşla değil, iktidar partisinin seçimde düşürmek istediği kalelerle ilgili! Devletin valisi, suyu olmayan köye çamaşır makinesi dağıtmak gibi garip işlerle uğraşıyor. Yüksek Seçim Kurulu uyardığı, savcılık soruşturma başlattığı halde, göstermelik yardımlar devam ediyor.
Antalya’da iflas etmiş bir vatandaş, durumu protesto etmek için “Satılık 20 oy” diye pankartla geziyor!

* * *


Ve böyle bir durumda Akdeniz Üniversitesi’nde yaşanan olaya bakın!
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm hakkında, koridorda elinde çay bardağı ile yürürken ve dekan Prof. Dr. Şafak Aksoy’un odasına girerken  meşhur Bolu-Mengen türküsü  “Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi. Sen bu işin sonunu düşünmedin mi” nin melodisini, ıslıkla çaldığı gerekçesiyle soruşturma açıldı.
Prof. Kuruüzüm hakkında iki defa fakülte seçimlerine  katılmadığı, bir defa da dekan Prof. Dr. Şafak Aksoy hakkında “paraşütle inmiş dekan”, “çapsız” ve “dekan müsveddesi” dediği iddiasıyla soruşturma açılmış!
Bu durumda sadece Prof. Dr. Orhan Kuruüzüm değil, 71 milyon insan hep birden, Muzaffer Sarısözen’n derlediği “Kiraz Aldım Dikmeden” türküsünü söylemeye başlayacak:
“Kiraz aldım dikmeden, Halime’m
Dallarını bükmeden.
Bir armağan ver bana, Halime’m
Ben gurbete gitmeden.
Tombalacık Halime’m yar başına gel,
Ben gidiyorum Bolu’ya düş peşime gel.
Ocak başında kaldım, Halime’m
İnce fikire daldım.
Kapılar açılırken, Halime’m
Seni geliyor sandım.
Alçaklara kar yağıyor üşümedin mi?
Sen bu işin sonunu hiç düşünmedin mi?

Yazarın Diğer Yazıları