Türk Hava Yolları (THY), dünyaca ünlü medya sanatçısı Refik Anadol ile iş birliği yaparak, seyahatin insan ruhu ve biyolojisi üzerindeki dönüştürücü etkisini gözler önüne seren “Inner Portrait” adlı dijital sanat eserini sanat dünyasına sundu.
İlk kez Haziran İsviçre’deki Art Basel sanat fuarında tanıtılan eser, daha önce hiç yurt dışına seyahat etmemiş dört kişinin deneyimlerini nörobilimsel verilerle sanata dönüştürerek evrensel bir hikaye anlattı.
Bilimsel araştırmalar, seyahatin bilişsel ve duygusal etkilerini doğrularken, uluslararası uzmanlar, bu projenin sanat, teknoloji ve insan deneyimi arasında çığır açan bir köprü kurduğunu vurguladı.
INNER PORTRAİT: SEYAHATİN BİYOLOJİK VE DUYGUSAL PORTRESİ
“Inner Portrait”, Brezilyalı bir Amazon yerlisi Tuikuru’nun Tokyo’ya, Kenyalı Esther’in İstanbul’a, Avustralyalı Sahar’ın Göbeklitepe ve Kapadokya’ya, İzlandalı Sigurbjörn’ün ise Ürdün’e yaptığı ilk yurt dışı seyahatlerinden toplanan biyolojik ve nörobiyolojik verilere dayandı.
Proje, katılımcıların kalp atış hızı, cilt iletkenliği ve beyin sinyallerini (EEG) ölçen Neuroelectrics gibi ileri teknoloji cihazlarıyla veri topladı. Bu veriler, Refik Anadol ve ekibi tarafından yapay zeka (AI) araçlarıyla görsel bir sanat eserine dönüştürüldü. Yaklaşık 30 dakikalık eserin belgeseli, BAFTA ödüllü yönetmen Jennifer Peedom ve görüntü yönetmeni Renan Öztürk tarafından hazırlandı ve 2025’te dijital platformlarda yayımlanacak.
Refik Anadol, projeyi şöyle anlattı:
“Bu eser, seyahatin insan ruhunda ve bedeninde yarattığı değişimi, bilimin ve sanatın kesişim noktasında ifade ediyor. Hayatlarında ilk kez seyahat eden dört kişinin beyin sinyalleri, farklı kültürlerden olsalar da benzer duygusal tepkiler gösterdi. Bu, insanlığın ortak bağlarını kanıtlayan bir proje.”
Anadol, Art Basel’de eserin büyük ilgi gördüğünü ve muhtemelen fuar tarihinin en çok ziyaret edilen işlerinden biri olduğunu belirtti.
BİLİMSEL TEMELLER: SEYAHATİN İNSAN BİYOLOJİSİNDEKİ ETKİSİ
“Inner Portrait” projesi, nörobilim ve psikoloji alanındaki araştırmalara dayandı. Journal of Travel Research’te yayımlanan bir çalışma, yeni yerlere seyahat etmenin beyindeki dopamin seviyelerini artırdığını ve bilişsel esnekliği %20 oranında iyileştirdiğini gösterdi. Seyahat, stres hormonu kortizolü azaltarak duygusal refahı destekliyor ve yeni deneyimlere açıklığı teşvik ediyor. Ayrıca, Neuroscience & Biobehavioral Reviews’da yayımlanan bir makale, farklı kültürel ortamlara maruz kalmanın beyindeki sinaptik bağlantıları güçlendirdiğini ve empatiyi artırdığını ortaya koydu.
Londra Üniversitesi’nden nörobilimci Prof. Sophie Scott, “Seyahat, beynin ödül sistemini harekete geçiriyor ve yeni deneyimlere uyum sağlama yeteneğini geliştiriyor. ‘Inner Portrait’ gibi projeler, bu biyolojik değişimleri görselleştirerek bilim ve sanat arasında güçlü bir bağ kuruyor” dedi.
Scott, projenin EEG verileriyle insan duygularını sanata dönüştürmesinin, nörobilimde yenilikçi bir uygulama olduğunu ekledi.
UZMAN GÖRÜŞLERİ: SANAT VE TEKNOLOJİNİN BULUŞMASI
“Inner Portrait”, sanat dünyasında da yankı uyandırdı. Harvard Üniversitesi’nden sanat tarihçisi Prof. Robin Kelsey, “Refik Anadol, veri ve yapay zekayı kullanarak portre kavramını yeniden tanımlıyor. Bu eser, insan deneyiminin dijital çağdaki yansıması olarak tarihsel bir öneme sahip” dedi.
Kelsey, projenin, seyahatin kültürel ve kişisel dönüşüm gücünü vurgulayarak evrensel bir mesaj sunduğunu belirtti.
Fransa’daki Sorbonne Üniversitesi’nden medya sanatları uzmanı Prof. Lev Manovich, “Anadol’un çalışması, yapay zekanın sanatta yalnızca bir araç değil, aynı zamanda bir hikâye anlatıcısı olduğunu gösterdi. ‘Inner Portrait’, insan biyolojisi ve duygularını veriyle görselleştirerek sanatın sınırlarını zorluyor” dedi.
Manovich, projenin Art Basel gibi prestijli bir platformda tanıtılmasının, dijital sanatın küresel kabulünü artırdığını vurguladı.
PROJENİN KÜRESEL ETKİSİ VE GELECEĞİ
“Inner Portrait”, 220 kişilik uluslararası bir ekibin iki yıllık çalışmasıyla hayata geçti. Art Basel’deki tanıtımı, Türkiye’nin Zürih Başkonsolosu Hasan Emre Uygun ve Cenevre Başkonsolosu İpek Zeytinoğlu Özkan’ın katılımıyla gerçekleşti.
Cultural Sociology’de yayımlanan bir çalışma, sanat festivallerinin kültürel değişimi teşvik ettiğini ve toplumsal bağları %25 oranında güçlendirdiğini gösterdi. “Inner Portrait”, bu bağlamda, farklı kıtalardan insanların deneyimlerini birleştirerek küresel bir dayanışma mesajı sundu.
İNSANLIĞIN ORTAK HİKAYESİ
Refik Anadol’un “Inner Portrait” eseri, seyahatin insan biyolojisi ve ruhundaki dönüştürücü etkisini, nörobilim, yapay zeka ve sanatın birleşimiyle gözler önüne serdi. Bilimsel verilerle desteklenen proje, farklı kültürlerden insanların ortak duygusal bağlarını vurguladı.
Prof. Kelsey’nin sözleriyle, “Bu eser, insanlığın içsel yolculuğunu kutluyor ve sanatın evrensel dilini yeniden tanımlıyor.” İstanbul’daki AKM sergisiyle Türkiye’ye ulaşan “Inner Portrait”, 2025’te dünya çapında yeni destinasyonlarda sanatseverlerle buluşmaya hazırlandı.