Siber Güvenlik Yasası
Geçtiğimiz hafta 13 maddesi Genel Kurul’da kabul edilen Siber Güvenlik Yasası Teklifine dair görüşmeler, bugün devam edecek. (Siz bu satırları okuduğunu saatlerde tamamı kabul edilmiş de olabilir tabi.) Ancak konuşulmaya başlandığı ilk andan itibaren oldukça endişe veren ve eleştirilen yasa teklifinin hakkında bir kaç söz söylemek isterim.
Yasanın tartışmalı maddelerinden biri olan, arama, kopya çıkarma, el koyma yetkisini siber güvenlik başkanına vererek bu işlemler için hakim kararı gerekliliğini kaldıran madde, bir kaç gün önce tekliften çıkarılmıştı.
“Bu kadar da hukuka aykırılık olmaz” denilen yer olduğu için maddenin çıkarılması bir “ohh" dedirtse de hâlâ nefesler rahatlamış değil. Çünkü ifade özgürlüğü hâlâ tehlikede.
İfade Özgürlüğü Alanının Daralması
Dijitalleşmenin bir sonucu olarak ortaya çıkan siber güvenlik gerekliliği herkesin kabulü. Bu, kişisel verilerin korunması için de AB ülkeleri ile dijital ticarette güven tesis etmek için de ulaşım, enerji gibi temel altyapıyı korumak için de önemli.
Ancak devletin genel anlamda güvenliği sağlama görevinde olduğu gibi, güvenlik ihtiyacı, her türlü özgürlük alanının daraltılacağı veya ihlal edileceği anlamına gelmiyor.
Verilerin korunması kamu yararı için olsa da kamu yararı sağlanırken kamunun elde edeceği yarar ile uğrayacağı zarar arasındaki dengenin gözetilmesi şart.
Siber alanda veri sızıntısı olmadığı halde, veri sızıntısı varmış gibi “algı oluşturduğu” iddia edilenlere iki ile beş yıl arası hapis cezası öngören maddenin yarattığı keyfiyet oldukça endişe verici.
Ne demek "algı oluşturma"? Nasıl karar verilecek bir algı oluştuğuna?
Ne yazık ki son derece muğlak ve tehlikeli bir kavram. Özellikle de Dezenformasyon Yasasının sebep olduğu ifade özgürlüğü ihlalleri düşünüldüğünde…
Özgürlük Yoksa Güvenlik de Yok
Bu açıdan Cumhurbaşkanlığı altında veri toplama yetkisi bulunan bir kurul oluşturulması, siyasi partizanlığın neredeyse devleti yönetme rolünün önüne geçtiği bir dönemde ciddi bir tehlike.
Bugün Türkiye’deki sorunların bağımsız kurullar tarafından şeffaf ve adil bir denetime tabi tutulamadığı için katlanarak büyüdüğünün farkında olunmalı.
Bağımsızlığından kuşku duyulan ve çoğulcu bir yapılanması olmayan yeni bir kurulun bu sorunları çözmeyeceği, hatta güvenilirlik ve adaletsizlik açısından arttıracağına kuşku yok.
Bu açıdan ifade özgürlüğünün ihlal edilebileceğine dair ufak bir endişe bile barındırmayan düzenlemelerle siber güvenlik sağlanmalı ve özgürlüklerin ihlal edildiği yerde, kimsenin güvende olmadığı unutulmamalı.
Erken seçim istemi üzerine
Koruma tedbirleriyle cezalandırma
Erken seçim: İmamoğlu için mi Erdoğan için mi?
Savunma Makamının Gücü
Merdivene çıkma cesareti
RTÜK Cezaları ve Adil Yaklaşım Beklentisi…
Adaletsizliğe gösterilen tepki
Hepsine eksi yazdı: Demokrasi, Ekonomi Hak ve Özgürlükler
Diploma iptal edilecek mi?
Sırbistan’da Tarihi Protesto









