Silivri'deki dostların da "Babalar Günü" kutlu olsun

Sayın okurlarım, 20 Haziran Pazar günü bütün yurtta kutladığımız Babalar Günü’nden bir gün önce 19 Haziran Cumartesi günü bizler de, İstanbul Maçka Parkı’nda düzenlenen güzel bir törenle, Silivri ve diğer cezaevlerimizdeki tutuklu dostlarımızın da Babalar Günü’rü kutladık. Çok seviyeli tertiplenen ve tutuklu komutanlarımızın yavrularının konuşmacı oldukları toplantı, hepimizi fazlası ile memnun ve mes’ut etti.
Hele hele toplantımızdan birgün önce Balyoz Soruşturması’ndan on dört, Ergenekon Soruşturmasından on sanığın beraat ettirilmesi, toplantımızda ayrıca bayram havası estirdi.
Paşaların da içinde  bulunduğu 12 askerimiz daha tahliye edildi, bunu da yeni öğrendik. Suçsuz olan diğer sanıklarımızın hepsinin de, huzura kavuşmasını gönülden diliyoruz.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Korgeneral Ergil Alan, Korgeneral Yurdaer Alcan, emekli Tümgeneral Nuri Ali Karababa, Tümgeneral İhsan Babalandı, Bekir Memiş, Abdullah Dolay, Tümamiral Ali Semih Çetin ve emekli Tuğgeneral Süha Tamyeri’yi içine alan yirmi dört önemli kişinin serbest bırakılması toplumumuzda mutluluk yarattı.
Silivri ve diğer cezaevlerimizdeki tutuklu dostlarımızın “Babalar Günü”nü kutladığımız Maçka Parkındaki bayraklı toplantımızda, tutukluların yavrularının babalarına duydukları özlem ve sevgiyi dile getirmelerinin özetini, sizlere de sunmak istedim.
Emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın kızı Pınar Doğan konuşmasında “Babam dört aydır cezaevinde. Onları adliyeden önce, medya suçlu ilan etti. İddialarının sahte belgeler üzerinden yapıldığı biliniyor. Bu senaryoları üretenler, yapılan haksızlıklara alet olup destek verenler, kendilerini tarihin çöplüğünde bulacaklardır.”
Emekli General Veli Küçük kardeşimin avukat kızı Zeynep, az ve öz konuşmasında, “Biz asker çocuklarıyız. Onlar içerde nasıl dimdik duruyorlarsa bizler de dışarda dimdik duracağız. Bizi bu hale getirenler utansın. Bizim çektiklerimizi onların çocukları çekmesin.” dedi.
Emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık’ın kızı Berna Sarıışık, “Görevin icabı senden ayrı geçirdiğimiz babalar günlerimiz oldu ama o günler bu kadar üzüntü vermiyordu, çünkü istediğimiz an sesini duyabiliyor, başımız sıkışsa yanımıza gelebileceğini, bize destek olacağını biliyorduk. Şimdi bunlardan mahrum, sesini duyamadığım, sıcaklığını hissedemediğim, sıkıntım olduğunda sırtımı dayayamadığım bir görevdesin. Dün mezuniyet törenim vardı. Bu her ailenin her zaman yaşayamayacağı tek bir gündü. Herkesin ailesi gibi ben de ailemi bütün görmek isterdim. Sen de mutlaka beni öyle görmeyi çok arzulardın. Sözlerin bittiği, gözlerin dolduğı, dudakların titrediği noktadayız. Babacığım seni her zamankinden çok seviyor ve özlüyorum. Babalar Günü’nü kutluyorum.”
Muvazzaf Tümamiral Ali Semih Çetin’in yavruları Simay-Gökçe Çetin, “Senden aldığımız ders; zorluklar karşısında yılmamak inancın olduğu sürece dik durmaktı. Biz asker çocuğu olarak bu düşünceyi benimsedik ve seni örnek aldık. Kep törenimde yanımda olup da emeklerinin karşılığını aldığını görmeni isterdim. Fakat her ne olursa olsun bugünlerin de geçeceğine inanıyoruz. Babalar Günü için sana buradan seslenebilmek çok güzel olsa da, yanımızda olduğun günler kadar anlam ifade edemez. Fakat yokluğunu yalnızca bugün değil, her gün hissediyoruz, her gün değerini daha fazla anlıyoruz. Seni çok seviyoruz, iyi ki varsın.”
Muvazzaf Kurmay Albay Ali Rıza Sözen’in oğlu Alperen Sözen, “Ama biliyoruz babalarımızın, onurlu başları dik. Onlar bu ülkeyi daha güvenli bir yer haline getirmek için yıllardır gittikleri görevlerinden birine gittiler gene... İçimde kopan fırtınaları nasıl anlatayım ki... İçimden kopup gelen çığlıkları kimlere haykırayım? Avazım çıktığı kadar bağırıyorum... Yeter artık. Benim babam suçsuz, onu bize geri verin...”
Tanrı Türk’ü Korusun.

Yazarın Diğer Yazıları