Orta Doğu ve özellikle bölgemiz, hem siyasi hem askeri bakımdan yeniden tutuşuyor.

ABD'nin nükleer anlaşmayı İran'la bozmaya kalkışması, siyasi hareketliliğin en büyük başlangıcı olarak değerlendiriliyor.

Bu arada Başbakan Binali Yıldırım'ın Irak ziyaretinden ani olarak vazgeçişi yeni yeni "anlaşmazlıkları" da sanki çağrıştırıyor.

Askeri bakımdan ise Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye İdlib'e giden ilk grup askerler arasında olması, arkasının geleceğinin habercisi olarak görülüyor.

Tabii ki, en önemli gelişme ne yazık ki Kerkük'ten bekleniyor.

Bilindiği gibi Irak askerleri Kerkük-Bağdat kara yolunu kontrol altına alırken Haşdi Şabi ise kentin batı ve güneyine yığınak yapıyor.

Kerkük'ten çıkmayacağını ilan eden Peşmerge ise Süleymaniye ve Erbil'e takviye istiyor.

Böylelikle 2014'ten beri Peşmerge işgali altında bulunan Türkmen şehri Kerkük'ün çevresinde yoğun bir hareketlilik gözleniyor.

Nereden bakılırsa bakılsın bugün yarın Kerkük'te askeri hareketlilik sırasında doğacak "kargaşa"nın da yeni bir felakete dönüşmesi bekleniyor.

Öte yandan İbadi ile Haşdi Şabi'nin Kürt yönetiminden talepleri artık açık açık biliniyor:

Kerkük Havaalanı'nın Irak ve Haşdi Şabi güçlerine teslim edilmesi

Keywan (K1) Askeri Üssü'nün Irak'a teslimi,

Kerkük'teki tüm petrol rafineri ve borularının Irak'a teslimi,

Peşmergenin elindeki esir IŞİD mensuplarının Irak güçlerine teslim edilmesi,

Irak güçlerinin IŞİD öncesi bölgelere yerleşmesi,

Kerkük Valisi Necmeddin Kerim'in görevden alınması,

İbadi ve Haşdi Şabi güçlerinin söz konusu taleplerin yerine getirilmesi için Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne kısa bir süre verdikleri öne sürülüyor.

"Irak'taki Türkmenlerin Sessiz Çığlığı" kitabının unutulmayan yazarı Ali Kerküklü, gelişmelerden sonra bölgeyi ve özellikle Kürt'leri bir korkunun sardığını öne sürerken şunları ekliyor:

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani: "Kürt Bölgesi Hükümeti olarak Ayetullah Seyid Ali Sistani'den, Iraklı tüm taraflardan, bütün sivil ve barış yanlısı örgütlerden, Birleşmiş Milletler (BM), ABD, Avrupa Birliği, IŞİD'le Mücadele Koalisyonu'na üye ülkeler, BM Güvenlik Konseyi ve komşu ülkelerden acilen rol oynayıp bölgenin yeni bir savaşa sürüklenmesine engel olmasını istiyoruz.

Ne Iraklı güçlerin ne de başka bir gücün böyle bir savaşa mahal vermemesini istiyoruz; çünkü sonuçları hem Irak'ın iç durumu hem de bölge için kötü olur ve IŞİD ile diğer terör örgütlerinin bölgede güçlenmesine zemin sağlar.

 Kürt Bölgesi Hükümeti olarak bütün sorunların gerçekçi çözümü için yapılacak temel görüşmelere hazır olduğumuzu bildiriyoruz. Yaşanacak her çatışma ve olumsuz sonucun da sorumlusunun Sayın Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Haydar el-İbadi'nin olduğunu bildiriyoruz."

Öyle görülüyor ki, bölgemiz rahat soluk alacak günlere bir türlü maalesef ulaşamıyor.