Türkiye kendi oluşturduğu, fikir babasının da Ahmet Davutoğlu olduğu “Stratejik Derinlik” kuyularında boğuluyor. Emperyalizmin isteğiyle, ‘vadedilmiş topraklar’a ulaşmak, ilave olarak da petrol ve doğalgaz havzalarına el koymak uğruna Suriye’ye bulaşmakla işe başladılar.
Sözde Kürt koridoru oluşacaktı ve Barzani’nin limanları olacaktı. Ama Suriye’nin halkı kahramanca direndi. Suriye’de başarı olamayınca yeniden Irak’a sataştılar. Vatanını kararlılıkla korumakta olan Maliki’nin başına Irak’ı ters çevirdiler. O kadar ters çevirdiler ki altında bizim Musul Başkonsolosluğu da kaldı.
Türk halkını aptal sanıyorlar; konsolosluk mensupları kurtarılacakmış da Başbakan, cumhurbaşkanlığı seçiminde kahraman olacakmış, çok oy alacakmış...
Bayraklarımız gitti gider... Konsoloslukda indirildi, Güneydoğu’da devam ediyor. Bunları nasıl telafi edecekler?..
Suriye, Irak’ı olmayınca, savaş boyunca hazırlıkları yapılan terör örgütleri gündeme geldi. Sözde halifeleriyle terör örgütleri İslam devleti kuracakmış. Şimdi de Kur’an’ı değiştirmeye çalışıyorlar. IŞİD, Kafirun Suresi’ni beğenmemiş, onu değiştirecekmiş!.. Veysel Karani Hazretlerinin türbesi de dahil bütün türbeleri yıktılar. Türbelerden sonra şimdi de sıra Kur’an-ı Kerim’e gelmiş demek ki... Öykündükleri Osmanlı’nın ataları Kur’an-ı Kerime, “Azümüşşan” derlerdi... Sümme haşa, şimdi ona muharref (tahrif edilmiş) Kur’an mı diyeceksiniz?.. Hani muharref Tevrat deniliyor ya, işte öyle...

***

IŞİD denilen adamlarının poşularının yanından görünen çehrelerine dikkat ettiniz mi? Hiç de o coğrafyanın tipleri değiller. Hepsinin CIA, Mossad ve Türkler oldukları anlaşılıyor 
bunların...
Stratejik Derinlik derken strateji kuyularının derinliklerinde boğulacaksınız. Kur’an’ın ve İslam’ın sahibi Allah’tır... Kur’an’ı tahrif edeceksiniz ve İslam devleti kuracaksınız, öyle mi? Yağma yok!..