Şinasî'nin mezarı

Geçtiğimiz günlerde "Şinasî'nin mezarı 150 yıl sonra tespit edildi" diye basında bir haber çıktı. Haberin ayrıntısına bakıldığında tarih araştırmacısı Mehmet Dilbaz'ın, Ebüzziya Tevfik'in bir yazısından hareket ederek Şinasî'nin (ö. 1871) mezarının, Beyoğlu'nun Gümüşsuyu Caddesi'ndeki "Ayaspaşa Palas" binasının altında kalmış olduğunu iddia ettiği görülüyor. Esasen Şinasî'nin, Ayaspaşa Mezarlığı'na defnedildiği, ancak bir taş bile dikilmediği için şairin mezarının çok önceden kaybolup gittiği bilinmektedir. Yine bilinmektedir ki, 1934 yılında Ayaspaşa Mezarlığı kamulaştırılmış ve mezarlar âdetâ kürünüp yerine apartmanlar dikilmiştir. Şinasî'nin mezarının olduğu yer A apartmanının altı olsa ne yazar B apartmanının altı olsa ne fark eder? Bizce tartışılması gereken, Şinasî gibi bir şahsiyete reva görülen vefasızlık olmalıdır.

Şinasî ve hizmetleri

Önce "Şinasî"yi en iyi tanıyan yazarlardan biri olan Ebüzziya Tevfik'in "Nümûne-i Edebiyat-ı Osmaniye" (Matbaa-i Ebüzziya, Kostantiniyye, 1330/1912) adlı eserine bakıyoruz. Kitabın ilk sayfasında bir okuyucunun şu notu göze çarpıyor:

"Yeni edebiyatın üstadı Şinasî'dir. Şinasî'den sonra edebiyat Türkçeleşmiştir. Onun içindir ki bugün okuduğumuz Türkçe edebiyat hep Şinasî'nin eseridir."

"Nümûne-i Edebiyat-ı Osmaniye"nin "Şinasî" maddesinde Ebüzziya Tevfik (mealen) şöyle der:

"Şinasî, yeni edebiyatta gördüğümüz bütün kalem sahiplerinin babasıdır. Şinasî sayesindedir ki bugün vatanımızda söz söylemeye muktedir olanlar, düşündüğünü yazabiliyor, okuyanlara yazdığını beğendiriyor. Binaenaleyh hepimiz Şinasî'nin mânevî evladıyız."

İsmail Habib de "Türk Teceddüd Edebiyatı Tarihi"nde (Matbaa-i Âmire, İst. 1340/1922) "Kendi içimize kapanan edebiyatımıza Avrupa'ya bakan bir pencere açtı" diyerek Şinasî'nin hizmetlerini (mealen) şöyle sıralar:

1-Şinasî'nin ilk ve en büyük hizmeti lisanı sadeleştirmesi ve edebiyatı halka doğru epeyce indirmesidir.

2-Şinasî edebiyatımıza hürriyet, millet, vatan, kanun gibi yeni kavramlar getirmişti. "Bildirir haddini Sultana senin kanunun" sözünü padişahın yüzüne fırlatabilen Şinasî:

"Olmuş insana taassub bir onulmaz illet//Hüsn-i tedbirin ile kurtulur andan millet" diye beş-altı asırlık edebiyatımızda hiç söylenmemiş şeyler söylüyordu.

 3-Şinasî, eski edebiyatın "alegorik" ifadelerine karşı, "olduğu gibi söyleme" sanatını getirdi.

4-Şinasî, bize Batı edebiyatından epeyce tercümeler yaptı.

5-Şinasî'nin en büyük ve en tesirli bir başka hizmeti de bizde gazeteciliğin kurucusu olmasıdır. Esasen onun asıl şöhreti şairlikten ziyade muharrirliktedir. O, "yeni cereyan"ı bir sistem halinde düzenlemek, etrafına kıymetli gençleri toplayarak bir nevi "mektep" sahibi olmak gibi hizmetlerini bu gazetecilik sayesinde yapmıştı.

***

Yeni bir çığır açan, yeni bir şeyler ortaya koyan hemen herkeste bazı aykırı fikirler tabii ki olacaktır. Şinasî'nin de:

1-Allah'ın varlığını "nakil"den ziyade "akıl"la idrake çalışması. (Vahdet-i zatına aklımca şehâdet lâzım.)

2-Allah'a kulluğu O'nu "zikir" ve "fikir"den ibaret görmesi. (Cenâb-ı Kibriyâ el-hak sezâvâr-ı ibâdettir//İbâdet ana zikr ü fikr-i hâlisten ibârettir.)

3-Hiç "naat" (Hz. Peygambere övgü) yazmayarak "deist" bir tavır içinde görünmesi.

4-Dünya vatandaşlığı fikri (Milletim nev-i beşerdir vatanım rûy-ı zemin) gibi o gün için elbette yadırganacak birtakım aykırı görüşleri vardı. Lakin unutmayalım ki siyasî anlamda kanun, devlet, hürriyet, medeniyet, reisicumhur, halk iradesi, taassup, cehalet vb. kavramları düşünce hayatımıza kazandıran odur.

Bütün bu hizmetleri bir kenara, fikirlerin kalabalıklara ulaştırılmasında en büyük araç olan "gazete"nin ülkemizde kurucusu olan bir şahsın (Şinasî) cenazesini 8-10 kişinin kaldırması, mezarına bir taş bile dikilmemiş olması ve nihayet mezarının bulunduğu yere apartman dikilmesi vefasızlık değil de nedir?

 ACZİMİN GİRYESİ:

VEFASIZLIK

Kendi değerlerine saygı göstermiyorsa bir millet,

İ k i   y a k a s ı   bir  araya  gelmeyecektir elbet.

                                                               (Li-müellifihî)

      

 

 

Yazarın Diğer Yazıları