Sınav sezonu başladı. Binlerce öğrenci, uzman psikolog ve aile elbirliği içerisinde sınavlara hazırlanıyorlar. Aileler çocuklarının iyi bir liseye girmesi için bütün varını yoğunu ortaya koyuyor. Liseden mezun olacak olan öğrenciler ise iyi bir üniversite için ter döküyorlar. Amaç kapağı başarılı bir devlet üniversitesine atmak. Ayrıca sınavlara bir ay gibi kısa zaman kala yükselen kaygı nedeniyle her zamankinden daha alıngan, öfkeli ya da duygusal oluyorlar. Bütün aile, yakınlar bu olumsuzluklara karşı insanüstü bir mücadele veriyorlar. Stresler içersin de sınava hazırlanalar da kalıcı hastalıkların oluşması kaçınılmaz oluyor. Ortaya kızgın, hayata küsmüş bir nesil çıkıyor. Dershanelere ve özel öğretmenlere verilen paralar ise, dar gelirli insanları başka bir yönden vuruyor. Gençlerimizi sınav bataklığı içerisinde kaybediyoruz. Yıllardan beri söylenen bir söz var. Gençleri sınav stresinden kurtaracağız. Öğrenciler yarış atı olmayacaklar. Eğitim ezber eğitimden kurtarılacak.

Fakat gelinen noktada söylenenlerle yapılanlar arasında dağlarca fark var. Sınavlarda kazananlar bile mutlu değiller. Üniversitelerden mezun olmuş bedenler geleceklerinden umutlarını kaybetmiş gençlere dönüşüyorlar. Oysa alınan eğitim öğrencilere sadece meslek ve statü kazandırmakla kalmamalı, iyi ve mutlu bir insan olmanın önünü açmalı. Karşılaşılan sorunları çözmede ve geleceğe güvenle bakmada yol gösterici olmalıdır.

Akp hükümeti geldiğinde YÖK''ü kaldıracağını, gençleri sınav sisteminden alacağını söylemişti. Hiçbiri yapılmadı. Dershane sistemini kaldıracağını söylemişti. Gelinen nokta sıfır.

Bunun için Amerika''yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Toplum öğretmenine güvenmek zorunda. Öğretmen de sorumluğunu bilerek hareket edecek. Öğrencinin ilgi ve yeteneğini belirlemek çok zor değil. Belirli derslerden alınacak notların toplamı, öğrencinin yeteneği ile birleşince yönlendirme yapılabilinir. Her lise mezunun üniversiteyi okumasına gerek yok. Binlerce meslek yüksek okulları var. Almanya bu sistemi yıllardan beri uyguluyor. Sistemde aksaklıklar ortaya çıktığında önlemleri anında alarak sistemin uygulanmasını sürdürüyor. Biz ise sınav eğitimli sistemini her gün daha bağımlı hâle getiriyoruz. Sınav eğitimli sistemin tek kazananı dershaneler ve yardımcı ders kitapların üreticileri. En az 50 yıldan beri merkezî sınavlarla kurumlara öğrenci seçiyoruz. Yaptığımız yanlışı göremiyoruz. Tam tersine, yaratığı yıkımları ve enkazları seyrediyoruz. En başarılı öğrencilerin bile emeğinin karşılığını tam olarak alamadığı sisteme son verme zamanı gelmedi mi.? Bu ülke gençleri bilgide yarışmak istiyor.

Eğitim ve öğretim bir bütün olarak ele alınmadığı sürece, bugünkü sınav bataklığından kurtulmamız mümkün değil. Bu yanlıştan artık kurtulmalıyız!