Sinir sistemi tahribatı ve akıl tutulması!

Beyrut Limanı'ndaki amonyum nitrat deposunun patlaması, bir saldırı sonrasında gerçekleşmiş olsa bile çok ciddi bir yönetim-organizasyon bozukluğunun sonucudur. Bu kadar fazla miktarda tehlikeli maddeyi yıllarca limandaki depolarda tutmak, saldırmak isteyenlere davetiye çıkarmaktır.

Bu sorumsuzluk sadece Lübnanlı yetkililere ait değildir. Dünya, özellikle sağlık alanında skandal içinde skandal yaşıyor. İnsan hücresini patlatan ve demir birikimine yol açan, böylece damarları tıkayıp sinir sistemini felç ederek ölüme sebep olan ve korona virüs adı konulan virüsün, mevcut bilimsel bilgilerle çoktan çözülmüş olması gerekirdi ama bütün bilim dünyasını aşı bulmaya yönlendirdiler!

Oysa aşılar konusunda da çok büyük sorunlar var.

***

Ordu'da Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayyayla, ikiz bebeklerine zorunlu olan aşıyı yaptırmadığı gerekçesiyle idare tarafından hakkında açılan davayı Yargıtay aşamasında da kazandı.

Savcı Hüseyin Ayyayla, sekiz sayfalık savunmasında, ABD başta olmak üzere İngiltere ve Danimarka gibi AB ülkelerinde cıvanın aşılardan çıkarıldığını, ancak Türkiye'de aşıda bulunan cıvanın otizme yol açtığını ileri süren herkesin tıp dünyası tarafından "aşı düşmanı" ilan edildiğini belirtti.

Ayyayla, savunmasında, "Kronik cıva zehirlenmesi, kalp hastalığı, otizm, konuşma bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, havale gibi çok sayıda hastalığı sebep olmaktadır." dedi ve özellikle karma aşı yoluyla iki yaşındaki bir çocuğun aldığı cıva miktarının 237.5 mcg oranına yükseldiğini ifade etti.

Ayyayla, "Cıvadan en büyük zararı beyin ve sinir sistemi görmektedir. Aşılardaki bir başka sorun da genetiği değiştirilmiş mikroplarla aşı hazırlanmasıdır. ABD'de aşılardan cıva çıkarıldı ama yerine cıvadan hiç de masum olmayan alüminyum konuldu. Otizm de artmaya devam etti." dedi.

Şimdi, bu bilgileri, bir savcıdan mı öğrenmemiz gerekirdi? Hıfzısıhha Enstitüsü'nü kapatan iktidarlar, yıllardır, Türk çocuklarına neden cıvalı veya alüminyumlu aşı vurulmasına yol verdi?

***

İngiltere'de ise bilim adamlarının, bir sinir hücresi tahribatı hastalığı olan ve halen tedavisi bulunmayan MS konusunda, bir şeker hastalığı ilacını kullanarak olumlu netice aldığına dair haberler var.

İlginç olan şu ki, MS'de de sinir hücrelerinin koruyucu tabakası patlıyor! Yani hastalığa yol açan etki neyse, sinir hücrelerini öldürüyor!

Washington Devlet Üniversitesi Biyokimya ve Temel Tıp Bilimleri Profesörü Martin L. Pall, 17 Aralık, 2019'da, elektromanyetik dalgaların insan vücuduna etkisi üzerinde bilimsel bir makale yayınlamıştı. Pall, "En kötü altı kâbusum" başlığı altında, şu uyarıları yapmıştı:

1-Hızlı ve geri döndürülemez bir çarpışma olursa, insan üremesi sıfıra yakın dereceye kadar düşebilir.

2-Kollektif beyin fonksiyonlarımız çökebilir.

3-Çok erken bir şekilde Alzheimer ve demanslar başlar.

4-Küresel çapta otizm ve hiperaktivite yaygınlaşır.

5. İnsan gen havuzunda büyük bir bozulma meydana gelir.

6. Bütün yaş aralıklarında ani kalp ölümleri gerçekleşir.

Görüldüğü gibi bahsedilen hastalıkların ortak özelliği sinir sistemini tahrip etmesi!

Sebepleri ise cıva, alüminyum ve elektromanyetik radyasyon!

Tıp dünyası, bu bilimsel iddiaları tartışamıyor bile…

***

Son notum Aydın'dan... Aydın'ın İmamköy mahallesinde, zeytin ve incir ağaçlarının bulunduğu alanda yangın çıktı!

İnsanoğlu, bir taraftan, kendi eliyle aşıda cıva veya alüminyum kullanarak nesilleri mahvediyor, bir taraftan da doğal ilaç olan zeytin ve incir ağaçlarını yok ediyor...

Sorumsuzluk ve akıl tutulması, sadece devletleri yönetenlerde mi, ayrı ayrı hepimizde mi?

 

Yazarın Diğer Yazıları