Şirketlerin aşı ithaline izin verilmeli

Düzen, düzensizliğe dönüştü. Çözüm diye önümüze konulan her ne varsa o çözümsüzlük haline geldi. Gelmeye de devam ediyor.

Ne aşı meselesinde ne de ekonomik sorunlarda istenilen başarıyı elde edebildiler. Bunun sonucu olarak her gün yeni bir sorun karşımıza çıkıyor. İlaveten bir de iktidarın bizzat kendisinin bilerek oluşturduğu sorunlar da var.

Tam kapanma dediler.

Ortaya tam kapanma çıkmadı.

Yetmedi, virüsü önlemek için alınan kararlar virüsün dağıtımına yarar hale geldi. Özellikle turizm bölgelerine aşırı göç trafiği yaşandı. Böylece İstanbul''dan kalkan virüs, Ege ve Akdeniz tatil bölgelerine göçmüş oldu. Bu durumda turizmi nasıl cazip hale getireceğiz belli değil.

Bir diğer konu aşı meselesinde yaşandı.

Ta en başında BioNTech aşısı için olumlu mesajlar veren Türk profesör, Türkiye''nin ilgisizliğinden söz etmişti. "Konuştuk ama..." diyerek konuşmanın devamının gelmediğini aktarmıştı.

Hatırladınız mı?

İşte bugün geldiğimiz noktada Türkiye aşı bulamama sorunuyla karşı karşıya.

Birçok kimsede ilaç firmalarının aşı alıp para ile isteyene yapabileceği kanısı çıkıyor. Haklı gerekçeleri var.

Aşı yapmak devletin görevi.

Doğrudur.

Devlet yani devleti yöneten iktidar halkının sağlığını korumak zorundadır.

O da doğrudur.

Ancak, iktidar çuvallıyorsa ne olacak?

Hep birlikte halkımız ölümü mü bekleyecek?

Burada esas tartışma, devletin görevinin ne olduğu mu, yoksa vatandaşın ne yapıp edep sağlığına kavuşması mı?

İşte bu sebeple ilaç firmalarının aşı getirip parası olana yapması, normal şartların işletilemediği AKP iktidarında normal hale geliyor. İçinde bulunduğumuz süreçte ilaç firmalarının aşı ithal etmesine izin verilmelidir. Devlet elindeki aşıları orta alt gelir grubuna yaparken, diğerleri de orta üst geliri aşılasın.

Sonunda bütün toplum aşılanmış olsun.

Bunun neresi kötü?

Efendim, adaletsizlik!

Adaleti beklerken, toplum birçok insanını kayıp edecek. Kaldı ki iktidarın adaleti zaten yok.

Özel şirketler aşıyı fahiş fiyatla yapmamalı. Sağlık Bakanlığı bunu sağlasın yeter. Dolayısı ile iktidarın bu beceriksizliği karşısında aşı ithalatına olumsuz bakılmaması gerektiği apaçık ortada.

***

TALANA DUR DENİLMELİ

+++

Türkiye''nin dağları, ormanları, maden yatakları, denize yakın sit alanları gün geçmiyor ki özel şirketlere satılmasın.

Karadeniz''de köyler isyanda.

El değmemiş ormanlar, bakir topraklar taş ve maden ocakları açılması adına darmaduman edilmeye çalışılıyor.

İç Anadolu da öyle.

Kaz Dağları''nın hali içler acısı.

Bu arada halk hep bir ağızdan "Köyümüze dokunmayın", "Taş ocağı istemiyoruz" diye tepki veriyor, nöbet tutuyor.

Kimin umurunda?

Halkın karşısına halkın evlatlarını burjuvanın selameti için dikmişler. İtip kakıyor. Türkiye''nin jandarması, neden şirketlerin çıkarına hizmet ettiriliyor?

Efendim, o şirketler yatırımcı. Ülkemize hizmet ediyor.

E, vatandaş neci?

O da hem seçmen ve hem de asker-polis anası babası. Hem de ülkenin varlık nedeni.

Yurttaşı olmayan ülke ve devlet olabilir mi?

Kendi insanını ezen ve ezdiren bir iktidar olur mu, derseniz derim ki, bizde var. Kendileri bulundukları ortamda sinek vızıltısına dayanamıyor, gidip köylünün başına matkap dayamış taş ocağı çalıştırmaya izin veriyor.

Köylüler, "Sularımız kirlendi" diyor. "Gürültüden uyuyamıyoruz. Burnumuzun dibinde her gün onlarca dinamit patlatıyorlar" şikayetinde bulunuyor. Kimse tınmıyor.

Yurttaşına saygısı olmayan, insanına değer vermeyen bir yönetime ne denir?

 

Yazarın Diğer Yazıları