Siyasal belirleyici olarak türban

Türkiye’de politik hayatın en önemli taşıyıcısı nedir?   Uzun cevaplar düşünmeyin lütfen.
Çok kısa.
Türban.
9’uncu Cumhurbaşkanımızın önemli katkılarının olduğu Orgeneral Karadayı döneminin post modern darbesinin politik alana taşıdığı en önemli kavram, en önemli içerik ve ön önemli siyasal belirleyici türbandır. Türk demokrasisi ve pek tabii ki halk iradesi 28 Şubat post-modern darbesinden sonra bu hat üzerinden çalışıyor.
Bir şey daha: O tarihten beri siyaseti yöneten en önemli politik nesne yine türbandır.
Düşünün bir kere; 11.Cumhurbaşkanını hangi güç o koltuğa oturttu?
Demokrasi mi?
Tek başına değil.
Meclis mi?
Tek başına o da değil.
Ya ne?
Hepsinin politik aracı olan ve kişiyi toplum nazarında anlamlı hale getiren nesne.
Yani türban.
Türkiye’de askeri darbe yapanların tamamının politik hayatımıza getirdiği şey şudur: Darbeye kadar işlemekte olan düzeni bozarak, darbe sonrasında yeni bir düzen kurup, bundan sonra karşıtlarını toplumsal masumiyetler yaratarak iktidara taşımak.
Bütün darbeler, düşman ilan ederek yaptıkları darbeye gerekçe gösterdiklerini darbe sonrasında şekil değiştirerek iktidara taşımıştır.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken, yeni kurduğu partiyi ilk seçimde iktidara taşıyan Tayyip Erdoğan’ın seçim başarısının özünde ne var? Türban.
İkinci kere seçilişinde de aynı sembol.
Halbuki 28 Şubatçılar gücünü Atatürk’ten aldıklarını söylüyor, Türkiye’nin İran olmayacağını vurguluyor, gerici güçlerle savaştıklarını ilan ederek, türbanı üniversite dâhil kamusal alanın dışına itiyorlardı.
Aslında onlar tam tersini yapmaktaydılar. Aradan geçen zaman bize gösterdi ki, darbeciler AB’ci, ABD’ci iktidarlar için siyasi düzen kuruyorlarmış. Sürekli iktidar için de bir gerilim aracı üretmişler. Bunun adına türban deniliyor.
Neden türban?
Çünkü türban, gücünü dinden almakta, içeriğini buradan doldurmakta, toplumsal alana yansımasını yine buradan sağlamaktadır.
Ama efendim türban bir siyasi simgedir ve...
Boş verin bunları.
Tamam siyasi simge. 
Kime anlatacaksın bunu?
Haydi, anlattın diyelim. Her türban takanın politik bir amaçla takıp takmadığını nereden bileceksin? Peki, sahiden inanıp, gönülden en üst düzey bir kabulle türban takan binlerce kişi ne olacak?
Belli değil.
Belli olmadığı içindir ki, türban siyasal belirleyici olma rolünü sürdürüyor.
İşte anayasa değişikliği gündemde. Yine neyi tartışıyoruz?
Türbanı.
Ulusalcı güç türbanı tartıştıkça, hükümet, “herkes işine baksın” efelenmesiyle, hem geniş halk kitlelerine  “işte aradığımız yürekli adam” mesajını veriyor hem de sahiplenme duygusunu pekiştiriyor?
Biri çıkıp da  “hanımlar biz sanıldığı gibi inançlara ve bundan doğan baş örtmelere karşı değiliz. Haydin geleneksel olarak başlarınızı örterek gelin,”  demedi ve demiyor.
Hazırlanmakta olan anayasanın içeriğini de konuşmuyor. Türkiye’nin ne tür kırılmalarla karşı karşıya olduğunu da topluma anlatmıyor.
Niye?
İşte asıl soru bu. Niye?
Başbakan Erdoğan gayet rahat ve sakin bir içimde “Anayasayı halka sorarız. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi” diye haklı olarak soruyor. Sizce içinde serbest bırakılmış bir türban maddesi bulunan anayasa rejimi kökten değiştirse bile halk neye inanır?
Şubat süreci işledikçe bu sorunun cevabı bellidir.

Yazarın Diğer Yazıları