Siyaseti etkilemeye çalışmak suç mudur?

SONAR Kamuoyu Araştırma Şirketi sahibi Hakan Bayrakçı, iki hafta önce “Ülkemizdeki konjonktür” başlıklı bir mesaj paylaştı:

“Son aylarda ne kadar yanlış yapıldı!

Sayamıyorum...

O denli peş peşe yapılıyor ki!

Şaşırıyorum...

Elbette yanlış yapanlar, ‘bir bildiğimiz var, anlamazsınız’ der...

Oysa benzer süreçlerin yaşandığı olaylar tarihte o kadar çok ki!

Sadece bir kaç atasözü hatırlatalım:

- Yanlışın neresinden dönülse kârdır.

- Yanlış hesap Bağdat’tan döner.

- Yanlış dirhemle doğru ölçü olmaz.

***

Bayrakçı, dün de daha somut verilerle başka bir mesaj gönderdi:

“TÜSİAD’ın eleştirisi sonrası olanların iki sonucu var:

1-İktidarın garip sertliği, kendisine oy kaybettirmeye devam ediyor…

2-Muhalefetin 23 yıllık kazanma gayretine bizzat Ak Parti en etkili katkıyı yapıyor.

Çünkü TÜSİAD, son aylarda muhalif kişi ve kurumlara yönelik yoğun soruşturmaların ve tutuklamaların toplumda olumsuz bir etki ve algı oluşturacağını söyledi.

- Aman efendim hükümeti nasıl eleştirirsiniz?

- Siz kimsiniz?

- Ne hakkınız var?

diye yer gök inliyor…

O andan beri çift saatlerde TÜSİAD, tek saatlerde konuşanlar yerin dibine batırılıyor.

Ve seçmen TÜSİAD’ın açıklamasından çok, buna gösterilen ezici ve üstenci tepkiyi gözlüyor, izliyor. Son aylardaki tutuklamalar ve soruşturmalarla birleştiğinde de işte yukarıda bahsettiğim iki sonuç ortaya çıkıyor.

Anlaşılan o ki iktidar, kendisini iktidara getiren en önemli etken olan ‘mağduriyet’in siyasetteki etkisini unutmuş gibi görünüyor.”

***

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise sosyal medya hesabından TÜSİAD'a tepki gösterdi. Tunç; “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hiçbir kurum, kuruluş veya çıkar grubu, milli iradenin üzerinde değildir. Demokratik sistemimizin temel taşlarından biri, kuvvetler ayrılığı ve yargının bağımsızlığıdır.

Yargı süreçleri üzerinde hiçbir baskıyı kabul etmediğimiz gibi yargıyı etkilemeye yönelik her türlü girişime karşı olduğumuzu herkesin çok iyi bilmesi gerekir. Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte, yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır. Demokrasi sadece belli çevrelerin değil, topyekûn milletin ve devletin ortak emanetidir. Türkiye eski Türkiye değildir.

Ayrıcalıklı kesimlerin yön verdiği Türkiye'nin artık geride kaldığını anlamayanlar şunu bilmelidir ki; Hiç kimse veya hiçbir kuruluş, kendisini milletin iradesinin ve hukukun üstünde göremez. Hukuk düzenine yönelik her türlü müdahale girişimine karşı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.” dedi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik de “TÜSİAD, demokrasi konusundaki kötü sicilini geride bırakmak için çaba göstermelidir. AK Parti olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kendisini siyasetin üzerinde gören hiçbir girişime izin vermeyiz. Siyasetin demokratik alanını korumak için eskisinden daha kararlıyız.” dedi.

Bu açıklamaların hemen ardından TÜSİAD hakkında “Yargıyı etkilemeye teşebbüs ve gerçeğe aykırı bilgi yaymak” suçundan soruşturma başlatıldı.

***

Yargıyı etkilemeye teşebbüs suçu, ancak, yargıyı etkileyebilecek konumda olanların işleyebileceği bir suçtur. Mesela Adalet Bakanı, yargıyı etkileyebilecek bir konumdadır ama TÜSİAD’ın veya başka bir sivil toplum kuruluşunun böyle bir gücü yoktur...

Diğer taraftan hem Adalet Bakanı Yılmaz Tunç hem de AKP sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarında “Sivil toplum kuruluşlarının görüş açıklaması elbette demokratik bir hak olmakla birlikte” gibi ifadelere TÜSİAD’ın aslında ne yaptığını gösteriyor.

Tunç, “Hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın.” derken de yargının yürütmeden bağımsız olduğunu tamamen unutmuş görünüyor.

Öyle ya, hukuk çerçevesinde karşılık vereceklerse çok çok dava açar, suç duyurusunda bulunurlar, kararı da yargı verir.

İktidarın, hukuk sistemini, karşılık verecek silah gibi görmesi, kuvvetler ayrılığına uygun mudur?

Ayrıca Tunç, “Yargıyı ve siyaseti yönlendirme çabaları, demokrasinin ruhuna ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır” diyor. Yargıyı etkilemeye çalışmak bir tarafa, “siyaseti etkilemeye çalışmak” demokrasiye ve hukuka aykırı olabilir mi?

İktidar sertleştikçe kaybettiğinin farkında değil. Gerçi, TÜSİAD’ın, zor durumdaki iktidara sert eleştiri yaparak aslında pas verdiğini söyleyenler de var ama “siyaseti etkilemeye çalışmak” her vatandaşın hakkı ve görevidir.

Yazarın Diğer Yazıları