Siyasetin doğası mı, cıvıklık mı?

Siyaset garip bir mecra..

Hele de Türkiye'nin bugünkü şartlarında çetin bir mücadele sürerken, beşeri münasebetleri muhafaza etmenin başarılabildiği(!) bir mecra..

Bir yanda büyük bir cesaret ve büyük büyük laflarla mücadele ediliyor.. Diğer taraftan mücadele edilenlerle beşeri münasebetler korunabiliyor..

Bu yüzden garip bir mecra diyorum..

**

İnsanın "Ülkeyi yakıyorsunuz" dediği insanlarla muhabbetini sürdürebilmesi, benim fıtratımla anlaşılabilir iş değil..

İnsanın, "Milletin bugününü çaldınız, geleceğini mahvettiniz" dediği insanlarla, hiçbir şey yokmuş gibi oturup kalkabilmesi, benim yaşam anlayışımla tarif  edilebilecek iş değil..

İnsanın, "Ata'nın nutkunu kıskandıracak nutuklarla" itham ettiği insanlarla, sosyal muhabbetini eksik etmemesi, benim sosyallik anlayışımla tarif edilebilecek iş değil..

O yüzden bana garip geliyor..

Üstelik bu davranışın partisi-martisi de yok..

İlla da bir parti ismi koymak gerekiyorsa, benim zihnim "SİYASET PARTİSİ" diyor..

**

Bu konuda tecrübesine güvendiğim bir büyüğüme danıştım..

Dedim ki;

-Bu normal bir durum mudur? Siyasette ilişkiler hep böyle midir? Hele de Cumhuriyet tarihi boyunca siyaset, hiç bu kadar kirlenmemiş, hiç bu kadar keskinleşmemiş, hiç bu kadar hayat-memat meselesine dönüşmemişken, bugün tanık olduğum muhabbetler, bu işin doğasından mıdır?

"Hayır" dedi..

"Bu, siyasetin doğasından da değil, siyasetin gereği de değil.. Bu bildiğin menfaate tapınma.. Bu bildiğin CIVIKLIK.."

**

Siz de tanık oluyorsunuzdur bu "CIVIKLIKLARA.."

Bilirim, insanın umudunu kırıyor..

Demem o ki, umudunuz kırılmasın..

Siyasette, CIVIKLIKLARI gören ve CIVIKLARI takip eden irade de var..

Kesin bilgi.. Yayalım..

Cumhurbaşkanı neden mutlu?

Ekonomide işler sarpa sarmış..

Dış politika desen, Cumhuriyet tarihinin en karmaşık ve zorlu döneminde..

Anketlere bakarsan yüzünden düşenin bin parça olması gerekir..

Dünün mağdurları bugünün karunları olmuş ve millet bu saltanatı çırıp çıplak görür hale gelmiş..

Zamlı doğalgazın ilk faturası kapılara bırakıldı..

Kefen paramıza kadar harcamışız..

Kala kala, elde dokuz tane sanayi kuruluşumuz kalmış..

Yeni partiler bugün yarın kurulacak ve oranı bilinmez kopuşun adresi iktidar partisi..

Bugünden görünen o ki, Tayyip Erdoğan'ın ilk seçimi alma şansı hemen hemen yok..

Tüm bu gerçekler kabak gibi önümüzde dururken, soru şu;

-Tayyip Erdoğan son günlerde neden pek mutlu?

**

Memlekitin durumunda bir değişiklik olmadığına göre..

Dış politikada düşürüldüğümüz tuzak ortadan kalkmadığına göre..

Fetö verilmediğine, pkk'lı kobani Beyaz Saray'da ağırlanacağına göre..

Anketlerdeki bir iki puanlık oynama yetmeyeceğine göre..

Kefen paramız yerine konmadığına göre..

Yeni parti kurmayı planlayanlar, "Vazgeçtik" demediğine göre..

Tayyip Erdoğan bu aralar neden pek mutlu?

**

"Bunu da nereden çıkardın?" demeyin..

Kendisini 1994 yılından bu yana izleyen bir gazeteci olarak, birçoğunuz gibi vücut diline hakim olduğumu düşünürüm..

Bundan birkaç hafta önceki gerginliği, son bir haftadır yerini rahatlığa bıraktı..

Neden acaba?

**

İşte ben de onu diyorum, neden acaba?

Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır..

Cevabı bir gün mutlaka öğreneceğiz..

Öğreneceğiz de, inşallah biz cevabı beklerken başımıza yeni bir çorap örülmüyordur..

Muharrem İnce bu topa niye girdi?

Rahmi Turan bir yazı yazdı ve iddia etti ki;

- CHP Genel Başkanı olmak isteyen bir siyasetçi, Erdoğan'a gidip destek istedi.. O da "Orada olman iyi olur, ben de destek olurum" dedi..

İsim geçmedi.. Tarih verilmedi.. Bir iddiaydı..

Ben olsam daha somut bilgilerle karaladım.. Ama Rahmi beyin tercihi..

İsim misim geçmedi ama milyonlarca CHP içinden tek bir isim bu iddiayı ziyadebiyle ciddiye aldı; Muharrem İnce..

"Rahmi Turan açıklamalı" dedi.. "CHP'den böyle bir çıkmaz" dedi..

**

Şahsi kanaatim, bunu yapabilen biri zaten CHP'li değildir.. CHP'den geçinen biridir..

Ancak, iletişim öyle bir hadisedir ki, böylesine sisli bir ortamda, böyle bir iddianın ardından konuşan tek isim olmak tehlikelidir..

Dikkat etmek gerekir.. Bazı toplara girmemek gerekir..

Hele de topa giren kişi, 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde "rüzgar" yaratmayı becerebilmiş, bana göre bu becerisiyle de Tayyip Erdoğan'a büyük kıyak yapmış bir siyasetçiyse, demek ki iletişim işine yabancı değil..

Ama bu iddia ile ilgili olarak topa ilk ve tek giren olmanın nasıl sonuçlar doğuracağını hesap etmek gerekir..

Dedim ve sustum.

 

Yazarın Diğer Yazıları