Sizin virüsle mutabakatınız mı var?

Parti taassubu insanı ne hâllere düşürüyor. Koronavirüs saldıracak yer arıyor. İktidar partisi hiç oralı değil.

Giresun Dereli'de yaptılar bunu, en son İstanbul'da. Virüs, "Sakın bir araya gelmeyin. Yakarım hepinizi... Suç benim değil. Toplaşmayın, mesafeli durun, ben de hiçbirinize dokunmadan aranızdan geçip gideyim." diyor.

Bizimkiler virüs kadar düşünceli değiller!

R. T. Erdoğan, İstanbul'da partilerine katılanları kutlayacakmış. Ekrandan kutlama sanmıştım. Meğer çok sayıda insanı Haliç Kültür Merkezi'nde toplamışlar. Hatta statta toplamayı bile düşünmüşler. (R. T. Erdoğan'ın kalabalığa çay paketleri fırlatıp fırlatmadığını, seyretmediğim için, bilmiyorum! Belki insanlar, "okunmuştur" diye çay paketlerini kapmak için geliyordur. Mahrum bırakılmamaları lâzım!) 100 bin üye kutlaması sırasında Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca günlük vak'a rakamları açıkladı mı açıklamadı mı farkında değilim.

Dikkat ettiniz mi? R. T. Erdoğan'ın konuşma saatine rastlarsa, milyonların beklediği günlük vak'aları açıklama geciktiriliyor.

Sağlık bile R. T. Erdoğan'a, hâliyle Ak Parti'ye göre ayarlanıyor.

İsterdim ki, şurada Fransa'nın kendini bilmez cumhurbaşkanı Macron'un densizliğini yazayım. "Sen nasıl bizim Reis'imize laf edersin!" diyeyim. Ama fırsat vermiyorlar ki... Kendi densizliğimizden Macron'a sıra gelmiyor!

(Bu arada... Reis'i bahane eden Türk düşmanı Macron bir araştırılsın. El altından kimlerle temas hâlinde ve kimlerin maşası? "İslâmcı" hükûmetimize "İslâmcı" diktatörlükler savaş açtılar. Suudî Hanedanı ve Birleşik Arap Emirlikleri bize karşı ellerindeki bütün kozları kullanıyorlar. Macron'u Akdeniz'de cepheye sürenler bu diktatörler olabilir! "Yürü Macron! Arkandayız. Sana istemediğin kadar para!" demediklerini kimse söyleyemez! Herhâlde istihbaratımız araştırıyordur.)

Biliyorsunuz İstanbul'a virüs yüzünden yeni yasaklar getirildi. Ve bu yasaklar 11 Eylül itibarıyla başlayacaktı. Valiliğe hemen bir telefon... "Yarın Reisimizin en mutlu günü, İstanbul'da partimiz 106 bin yeni üye kaydetti. İnsanlar toplanacak, Reis'imiz konuşacak. Kısıtlamaları kutlamadan sonra başlatın." dediler. Bunun başka izahı olamaz.

Ve dört saat sonra yeni bir açıklama... "Kısıtlamalar pazartesinden itibaren başlayacak!"

Devlet yönetiminde ciddiyet de kalmıyor. İnsanlar nasıl güvensin!

Şu şartlarda mümkün mü; 106 bin kişi gönül rızasıyla üyeliği kabul etsin!

Herkesi biliyor ki, partili olana ekmek var. Bunun örneğini Kütahya'da gördük. İşten çıkarılan kişiye, parti başkanı, "Partiye üye ol işi kap!" demişti.

Bir tarafta biz üye toplayayım, yasakları çiğneyelim, halkı tehlikeye atalım, diğer tarafta hayatın gerçekleri bir bir yüzümüze çarpılsın.

Moody's, Türkiye'nin kredi notunu "B1"den "B2"ye düşürdü ve görünüşe "negatif" dedi. Üstelik takvim dışı bir açıklama. Acil bir durum var!

 Bir hatırlatma daha:

Türkiye'nin notu, yatırım yapılabilir seviyenin de 5 kademe altına gerilemiş oluyor.

Bizimkiler, "Derecelendirme kuruluşlarını takmıyoruz. Onlar kasıtlı." diyedursunlar, dört gözle beklediğimiz dış yatırımcılar derecelendirme kuruluşlarının notlarına bakıyorlar önce. O notlara göre yatırım yapıyorlar.

Başımızı kuma gömmeyelim!

 

Yazarın Diğer Yazıları