Sizinki de fazla kaçmış

Başbakan, Devlet Bahçeli’ye aile çoluk, çocuk sevgisinden bahsederek onun böyle şeyleri bilmediğini iddia etmiş. 
Gerçi, Bahçeli nükteli cevaplar vererek tebessüm ettirdi ama arkasından hemen Başbakan’ın oğlu ile yaptığı iddia edilen konuşmaların ses kaydı düştü internete. İşte benim “Sizinki de fazla kaçmış” dediğim bu. 
Geriye gidersek 17 Aralık hadiselerinden sonra “2. Dalga” denilen gözaltıları önleme biçimi de bunu teyit ediyor. Hele kandil günü babaannenin kabrini ziyaret başlı başına bir sevgi gösterisi idi.  Başbakanlık arabasında baba oğul çok hoş bir manzara teşkil ediyordu. Çünkü, Bilal bir haftadır ifade vermeye gitmiyor, polis tarafından aranıyordu. 

***

Bir itidal dini olan dinimiz, her şeyde olduğu gibi sevgilerimizde de aşırıya gitmemeyi ilke kabul eder. Gerçi böyle bir hukuki karmaşa içinde sevgi en son akla gelecek bir mazerettir ama gene de mazerettir. 

***

Şimdi, herkes internete düşen konuşmaların aslına benzeyip benzemediğini, montaj olup olmadığını tartışıp duruyor. Hadisenin özü kaynayıp gidiyor tabii bu arada. Atilla Özdemiroğlu ki bestekarlığının yanında hukukçudur, bilişim teknolojisinde de uzman, seslerde montaj yapılamaz dedi. En doğru yorumu bence Abdüllatif Şener yaptı. Kayıtta hiç bir tereddüt olmadığını söyledi ve benzesin benzemesin Başbakan çıkıp aklanmak zorundadır dedi ve delilleri karartma şüphesi olacağından istifa etmesi gerektiğini söyledi. Gerçekten de 12 yıldır ama en son 1 aydır Türkiye’nin sıkıştırılmışlığı Doğu Batı, dost düşman herkesi dehşete düşüren bir aşamaya gelmiştir. Peş peşe gelen yasaklayıcı kanunlar ülkemizin güvenliğini tehlikeye atarken Başbakan’ın güvenliğini sağlıyordu. 
Bir yandan da Başbakan kürsülerden istihza ile “MHP’yi ve CHP’yi” aşağılıyor onların temsil ettiği diğer % 50’yi adamdan saymıyordu. Onların adı “bunlar, bunlar”dı ve “bunlar”  camide içki içer, Kabataş’ta yüzlerce insanın önünde başı örtülü kadına saldırırdı.

***

Nedense hep belden aşağı düşünüyor ve konuşuyorlar, mesela ben yeni evlilere 3 çocuk tavsiyesini de biraz ayıp görürüm. Onların babaları bile bu tavsiyeyi yapmayı ayıp bulurken, bir salon dolusu insanın önünde Başbakan’ın yapmasını üzüntü ile izlerim.
“Bunların” sövmelerinde bile bu içgüdüsel eğilim vardır. Yani, beynin medeniyet ile ilgili işlevlerini yapan merkezlerin gelişmemişliğini gösteren ve onun altında kalan içgüdülerin ağırlık kazandığı bir zihinsel ve duygusal yapı. TBMM’deki küfürcü milletvekillerini hatırlayın.
Yani diyeceğim şu ki, Devlet Bahçeli’nin hatırlattığı gibi Türkiye Başbakanlarının çoğu evlatsızdır. Bu onların duygusal hayatlarında bir eksiklik oluşturabilir belki ama bu eksiklik fazlalık oluşturmasından iyidir. Fazlalık oluşturunca bilmiyorum sebep o mu idi ama bu sevgiden  hukuki ve siyasi yanlışlar çıkıyor ortaya.

Yazarın Diğer Yazıları