Sofralarımızdaki büyük tehlike: Yetkili isim 'bunları bilmeden sakın almayın' şeklinde uyardı

Sofralarımızdaki büyük tehlike: Yetkili isim 'bunları bilmeden sakın almayın' şeklinde uyardı
Gıda Mühendisleri Odası 2. Başkanı Murat Şanlı, Türk mutfağında en çok kullanılan ürünlerin başında gelen yufka ile ilgili çok önemli bir gerçeği tüketicilerle paylaştı. Şanlı, “Türk Gıda Kodeksi’nde yasaklı olan kanserojen “benzoil peroksit” ve “potasyum bromat” maddeleri unlu mamullerde kaçak bir şekilde kullanılabiliyor” dedi.

Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alan ürünlerden biri de kuşkusuz ki yufka… Birçok üründe olduğu gibi başta börek olmak üzere çok sayıda tatlı ve tuzlu mamulün ana maddesini oluşturan yufkada da bazı maddelerin kullanılması gerekiyor. Ancak üretim maliyetinden kaçmak isteyen bazı üreticiler, Türk Gıda Kodeksi’nde yasaklı olan kanserojen “benzoil peroksit” ve “potasyum bromat” maddeleri unlu mamullerde kaçak bir şekilde kullanılabiliyor. Gıda Mühendisleri Odası 2. Başkanı Murat Şanlı, kalitesiz unları güçlendirmek için kullanılan bu maddelere karşı tüketicinin yapması gerekenleri RS FM’de Ali Çağatay’la Seyir Hali programında anlattı.

“UNU BEYAZLATMAK AMACIYLA KULLANILIYOR”

Şanlı “Potasyum bromat, benzil peroksit, kloral bioksit gibi birtakım kimyasallar unu ve ekmeği beyazlatmak amacıyla kullanılıyor. Bunlar fırıncılık sektöründe ve unlu mamullerde eskiden beri kullanılıyordu, gelişmiş ülkelerde ve ülkemizde yasaklandı. Kullanılma sebeplerini rengini açması, kabarmayı daha iyi sağlaması ve kolay pişmesine yol açması diye sıralayabiliriz. Zayıf unları güçlendirmek burada amaçtır. Belirttiğiniz gibi kanserojen etkisi var. Tarım Bakanlığı yaptığı denetimlerde bulduklarına ceza kesiyor ama kaçak kullananlar da vardır” diye açıkladı.

“KREM RENGİNDE OLMALI, AĞIZDA SERİNLETİCİ TAT BIRAKMALI”

Unun ağızda serinletici bir tat bırakması gerektiğini belirten Şanlı, “Bunlar analizle ancak tespit edilebilir. Tüketicinin yapacağı iş, aşırı beyaz ekmek ya da gereğinden fazla kabarmış ekmek almasın. Ekmeğin içindeki gözeneklerin birbirine yakın olması gerekir. Aşırı iri gözenek varsa veya birbirine yakın değilse mümkün mertebe kaçınılsın. Tüketicilerimiz unlu mamul yapacaksa unun tadına fiziksel olarak bakabilirler. Kendine has bir tada sahip olması ve ağızda serinletici bir his bırakması gerekir. Renginin krem beyazı, beyazımsı yapıda olması gerekir. Tüketicilerimiz iki cam ya da metal levha arasında sıkıştırıp üzerine su döktüğünde parlak bir şeyler görüyorsa, o şekilde tespit edebilir. Çok ince elekten unu elerse kimyasallar eleğin üzerinde kalabilir. Onun haricinde bunu analize göndermesi gerekir. Laboratuvar ortamında varlığı ve yokluğu bilinir” diye konuştu.

Yufkalarda kanserojen madde olabildiğini söyleyen Şanlı, sözlerinin devamında şöyle konuştu:

“Yufkalarda kalitesiz buğdaylardan elde edilen unlarda yufka yapıldığı zaman yırtılma oluyor ve açılmıyor. Sistin (L-Cysteine) denilen bir katkı maddesi bunlarda kullanılıyor. Bir ara basında ‘Çin’den geliyor. Saç kılından yapılıyor’ diye yer almıştı. Farklı ülkelerde ve sektörlerde kullanılıyor. Tekstil sektörü buna örnektir. Gıda sektöründe de kaçak yollarla kullanılabiliyor. Sadece unlu mamul olarak düşünmeyelim. Farklı ürünlerde de farklı kimyasallar olabiliyor. Zaman zaman basına çıkıyor, kırmızı biberde kiremit tozu gibi. Kendi kodeksimizde unda ve ekmekte renklendirici yasaktır.”

Şanlı, “Mümkün mertebe beyaz ekmekten kaçınsınlar. Tam buğday ekmeği veya tam tane ekmeği tercih etmelerini öneririm. Küçük yaşta enerji kaynağı açısından çocuklara beyaz ekmek önerilebilir ama orta yaş ve üzerine tam buğday ununu öneriyorum” dedi.

Kaynak: Oda TV