Soğuk terleme tansiyon belirtisi olabilir

Soğuk terleme tansiyon belirtisi olabilir

Herkese merhaba Değerli okurlarım, sürekli tansiyon sorunu yaşıyorsanız bu yazı tam size göre.

Türkiye genelinde aşırı sıcak ve nemli hava sağlık sorunlarına davetiye çıkarabiliyor .

Aman dikkat... Uzmanlar uyarıyor. Sıcaklarda aşırı ağır yemeklerden kaçınalım. Bol sıvı tüketimine önem verelim. Acil olmadıkça güneşte dışarı çıkmayalım. Kendimizi koruyalım.

Sürekli tansiyon sorunu yaşıyorum diyorsanız, beslenme alışkanlığıyla birlikte yaşamınızı gözden geçirmekte fayda var.

Hipotansiyonun birçok belirtisi olmasına karşın bazen sinsi bir yol izliyor.

Kendini çok sonraları göstermesi sebebiyle de birçok ciddi rahatsızlığa davetiye çıkarıyor. Bu hastalıkların başında, kalp ve damar hastalıkları gibi sağlık sorunları geliyor.

Avrasya Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sedat Işık Hocamızla sohbet ediyoruz.

''Hocam bu aralar çok fazla kulak misafiri oluyorum. Havaların etkisinden midir, uykusuzluk, aşırı nemli mevsim geçişleri, stres, beslenme bozukluğundan mı.. Genetik mirastan mı bu sene kendimi iyi hissetmiyorum.. tansiyon sorunu yaşıyorum diye anlatan kişi sayısı çok fazla ne dersiniz..''  diye sormaya başladığımda..

''Haklısın Gülay, hepsinin etkisi mutlaka var'' dedikten sonra;

Önemsiz diye gördüğümüz ancak yaşam kalitemizi ve sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen hipotansiyon hakkında başlıyor anlatmaya..

Notlarımı sizlerle paylaşmak istedim.

Hipotansiyon nedir?

Tansiyon, arterlerdeki kanın damarlara yaptığı basınçtır. Bir insanda olması gereken tansiyon oranı yaklaşık 120/80 mm Hg''dır. Ancak ölçümler, 90/60 mm Hg. dolaylarında ise kişinin kan basıncı(tansiyonu) düşük demektir ki bu hipotansiyonu işaret ediyor olabilir!

Hipotansiyon ya da bilinen adıyla düşük tansiyon anormal derecede düşük kan basıncıdır. Her ne kadar tansiyonun normal değerlerden düşük olması kişiden kişiye değişse de birtakım belirtiler size bu konuda yol gösterici olabilir.

Hipotansiyonun en belirgin belirtileri; baş dönmesi, bayılma, soğuk terli cilt, yorgunluk ve bulantı şeklindedir.

Hipotansiyon çeşitleri nelerdir?

Postural veya ortostatik hipotansiyon: Ayakta iken düşük kan basıncı.

Postprandial hipotansiyon: Yemek yedikten sonra düşük tansiyon.

Nökardiyojenik hipotansiyon: Hatalı beyin sinyalleri kaynaklı hipotansiyon.

Ortostatik hipotansiyon ile çoklu sistem atrofisi: Sinir sistemi hasarına bağlı düşük kan basıncı.

Hangi sebepler düşük tansiyona yol açar?

Vücudun ihtiyaç duyduğu sıvının yetersiz olması (az su içme, ishal, yoğun spor vb.)

Yetersiz ve düzensiz beslenme alışkanlıkları.

Gebelik.

Stres, kaygı, korku.

Kansızlık.

Kullanılan ilaçlar (tansiyon, kalp ilaçları, antidepresanlar vb.)

Yaşanan kanamalar, kan kaybı.

Alerjik reaksiyonlar.

Merkezi sinir sistemi hastalıkları.

Ciddi enfeksiyonlar.

Karaciğer hastalığı.

Yeme bozukluklar.

Hormonal sorunlar.

Tedavi için nasıl bir yol izlenmelidir?

Düşük tansiyona en uygun tedavi, tansiyonun düşmesine neden olan faktöre göre değişir. Dediğimiz gibi birçok faktör hipotansiyonu tetiklediğinden hangi sebeple açığa çıktığı tedavideki yol haritasını belirlemektedir. Eğer kan kaybı nedeniyle tansiyon düşmüşse en iyi tedavi kan nakli ya da kaybedilen sıvıların damardan verilmesi olacaktır.

Düşük tansiyon ayrıca tuz alarak, sıvı alımını arttırarak, sağlıklı beslenerek, tansiyonun yükselten ilaç kullanarak veya basınç çorapları giyerek kanın bacaklarda toplanmasını önlemek şeklinde tedavi edilebilir.

Hipotansiyonun etkilerini azaltmak için neler yapılmalı?

Tuz bakımından daha zengin bir yeme programı seçin. Ancak fazla tuz tüketimi de çeşitli sağlık problemlerine yol açabileceği için diyetinizi planlamadan önce doktorunuzla görüşün.

Bol bol sıvı tüketin.

Sıcak havalarda ve grip ya da nezle gibi hastalıklara yakalandığınızda daha fazla sıvı tüketin.

Alkolden uzak durun...

Düzenli egzersiz ile kan dolaşımını hızlandırın.

Stresten olabildiğince uzak durmaya çalışın.

Oturur pozisyondayken bacak bacak üstüne atmayın.

Uzandıktan ya da oturduktan sonra hemen ayağa kalkmayın. Kan, ani hareket ile bacaklara ve ayaklara ulaşacağından baş dönmesi ve göz kararması yaşanabilir. Bunun yerine daha sakin ve kısa hareket edin ve banyo gibi mekanlarda başınızın dönmesi ihtimaline karşın bir sandalye bulundurun.

Porsiyonlarınızı küçültün, karbonhidrat tüketimini azaltın.

Özellikle gece kafein tüketiminden kaçının.

Eğer yukarıda belirtilen yöntemleri uygulamanıza rağmen problemde bir azalma gözlemlenmiyorsa mutlaka doktora görünün.

Sağlıkla iyi pazarlar diliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları