Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Sopa!..

Söylenecek sözü, savunacak fikri olmayanlar şiddete başvurur. Dünyanın bütün terör örgütleri bu alçak yöntemi gerçekleştirir. PKK 1985 yılındaki kongresinde "Güneydoğu'da şiddetin gücü" manifestosu ve bebek katili Öcalan'ın "Tavuklarını bile sağ bırakmayın" emri ile yoğun terör estirmiş, halkı sindirmeye, korkutup, susturmaya başlamıştı. Bu yöntemi DEAŞ, IŞİD, Kızıl Kımerler, Boko Haram gibi örgütler halen uyguluyor. Kimi din, kimi siyaset adına yapıyor terörü. Ancak şehir merkezlerine henüz giremediler. Evrensel hukukta bu suçun yaptırımı vardır. Canım memleketimde "Hukuk reformu" söylemleri var iken şehir meydanlarında "linç girimiş"leri sürüyor. AKP iktidara geldiğinde polis sayısı 140 bindi şimdi bekçilerle beraber 350 bini bulan polisin gözü önünde cereyan ediyor örgütlü suç... Ne de olsa yaptırım yok. Üstelik saldırganların sırtı sıvazlanıyor. Kahraman ilan ediliyorlar. İnek hırsızının eli öpülüp, şeyh ilan ediliyor. Kimileri "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" anlayışı ile üç maymunu oynarken, kimileri ünlü hemşire fotoğrafında olduğu gibi "Sus" işaretine sığınıyor. Yaşanmış olaylardan kimsenin ders çıkarmaya da niyeti yok. İtalya'da Faşist Mussolini'nin "Kara Gömleklileri", Almanya'da Hitler'in "SS"leri diktatörlerin iktidarını sürdürmesi adına gündüz vakti sokaklarda, meydanlarda linç operasyonları yapardı. Kolluk güçleri mecburen yakalar adliyenin ön kapısından saldırganları alır, arka kapıdan serbest bırakırdı. Neticede İkinci Dünya Savaşı sonrası İtalya ve Almanya en azından bu faciadan ders almış. Benzeri girişimlere izin vermiyor. En ağır şekilde cezalandırıyor. Özetle "Sopa"ya izin vermiyor. Sopa'da yumruk da, tekme de silah sayılıyor. Üstü örtülmüyor.
***
Sopanın çeşitleri üzerine kitap değil ansiklopedi yazılır ülkemizde. Bugün "Hukuk Sopası"na dikkat çekmek istiyorum. Siyasi vesayetin altına giren hukuk şimdi muhaliflere karşı sopa olarak kullanılıyor. Aksırdın dava açılıyor, öksürdün mahkûm ediliyorsun. Çok şükür mesaimizin önemli bölümünü adı "Saray" olan Adliyelerde geçiriyoruz. Bir taraftan haksız-hukuksuz davaları takip ederken öte yandan yazılarımız ve konuşmalarımız yüzünden ifade vermekle geçiyor zaman.
Gazetecilerin susturulma operasyonunun bir parçası olan "Müyesser Yıldız Davası" olarak bilinen, "Askerî casusluk" iddiası ile başlayan "Gizli bilgileri edinme" ile devam eden duruşmayı izledim yine. 5 aylık tutukluluğun ardından serbest bırakılan Müyesser'e "Hukuk sopası" indi. Müyesser'e 3,5 yıl, İsmail Dükel'e bir yıl ceza verildi. Çoğumuz yeniden tutuklanmadılar diye sevinirken ertelenen cezanın aslında "Bir daha gazetecilik yapma aksi halde iki katı ceza alıp içeri girersin" mesajını verdiğini göremedi. Aynı günün akşamı "Sopa" bu defa İstanbul-Bakırköy'de "Özgürlük Meydanı"nda bir kez daha ortaya çıktı. Her haliyle "Örgütlü" olduğu gözler önünde olan 20-25 kişi, gazeteci Levent Gültekin'e açıkça pusu kurdular. Halk TV'de programa çıkmak için yürüyen Gültekin, binlerce kişinin, güvenlik kameralarının önünde "LİNÇ" girişimine uğradı. Gültekin'in düşüncelerine, konuşmalarına katılmayabilirsiniz. Ancak söyledikleri için O'nu öldürmeye kalkışmak hukuken suçtur. Suçluları bulup cezalandırmazsanız, aynı zamanda "Suç ve suçluyu koruma" suçu da işlemiş olursunuz.
***
Şaka değil bir başka suçu yazmadan geçemeyeceğim. Gazi Üsteğmen Serdar Öztürk, uzun yıllar kumpas ile Silivri Cezaevi'nde yatmıştı. Savaşını şimdi avukat olarak sürdürüyor. Müyesser Yıldız davasını takip için duruşmada karşılaştık. Karar için verilen arada yaşadığı olayı anlattı. Müvekkili telefon ile arayıp, yakalama kararı çıktığı için evinin Özel Harekat Polisleri ile çevrildiğini bildirmiş. Suçu bir twit atmak! Özetle: TRT ve bazı TV kanallarındaki tarihi diziler malumunuz. Ne yazmış: "Kuruluş, Kurtuluş, Yükseliş derken diziler "Duruluş, Çöküş ve Kaçış" ile devam mı edecek". Vay dizi yapımcıları suç duyurusunda bulunmuşlar. "Hakaret" suçundan soruşturma açılmış. Savcı yakalama kararı çıkarıp ifadeye çağırmış. Evrakta "Müşteki" bölümünde yani zarar gören kısmında ne yazıyor biliyor musunuz? "Osmanlı Padişahları..." Vah vah... Bir mesajdan Osmanlı padişahları zarar görmüş, mağdur olmuş... Yeminle, şaka değil. Sopa!..

Yazarın Diğer Yazıları