Sosyal medya düzenlemesi

Türkiye'nin gündemindeki en önemli maddelerinden biri sosyal medya düzenlemesi.

İktidarın bu konuda kararlılığı ve Meclis'teki çoğunluğu yasanın hayata geçmesini neredeyse kesin kılıyor.

Peki bu yasa hayatımızı nasıl etkileyecek?

Öncelikle içerisinde o kadar tuzak maddeler var ki, siz bile çok doğru bir düzenleme diyeceksiniz.

Mesela unutulma hakkı?

Kişi Google dahil tüm internetten kendisi ile ilgili haberleri sildirmek isteyebilir. Bunun bir hak olduğunu düşünebilirsiniz ama bir de Türkiye gerçekleri var.

Hani bir söz var ya hayaller Paris gerçek Bayrampaşa diye. İşte onun gibi bir şey.

Geçenlerde elime bir posta geldi. Uzun süredir ortalıkta görünmeyen müteahhit Ali Ağaoğlu'nun avukatından. Onunla ilgili yazdığım tüm yazıların silinmesini istiyor.

Örnek olarak yıllar önce sattığı ve yönetimini bir türlü bırakmak istemediği site ile ilgili. İddialara göre, yönetimi almak isteyen site sakinleri ile oraya helikopter ile gelen Ali Ağaoğlu olay çıkartır ve bir avukatı tartaklar.

Ortada açılmış bir dava ve görüntüler var. Ali Ağaoğlu bu haberlerin silinmesini istiyor.

Yine borsada büyük manipülasyon yaptığı gerekçesiyle hakkında mahkeme kararı olan borsacı bu yazıları kaldırmak istiyor.

Şimdi diyeceksiniz ki mahkeme kararı olduktan sonra….

Mahkeme kararı çok önemli ama son 5 yılda yayın engelleme kararlarına bir bakın. Kaç tanesi sıradan vatandaşlara ait?

Yayın engelleme kararlarında devletten en çok ihale alan müteahhitler ve politikacılar var.

Yine başka bir sorun mahkemelerin çok kolay erişim engelleme kararı vermesi.

Bizzat benim başımdan geçen bir olayı anlatmak istiyorum.

Ben kamu bankaları ile ilgili çok hassas davranan biriyim. Mümkün olduğunca yıpratılmaması gereken kurumlar olarak görüyorum.  Vakıfbank ile ilgili basında yıpratıcı bir haber vardı.  Ben bu haberlere itiraz ederek, kamuları yıpratmaya kimsenin hakkı yok dedim. Yani kamu bankalarını aslanlar gibi savundum.

Bir süre sonra bu yazıma Vakıfbank mahkemeden erişim engelleme kararı aldı.

Adeta şok oldum. Türkiye'de ilk kez bir kurum kendi lehine yazılan bir yazıyı mahkeme kararı ile engelletti.

Sonra inceledim ki, engellenen sadece ben değil en az 10 internet ve gazetedeki haberlerde. İyi de onlar bankayı yıpratıcı yazmış benim ne günahım var?

Elbette benim günahım yok! Günahın en büyüğü okuduğu yazının içeriğini anlamadan mahkemeden erişim kararı isteyen avukatta. Gerçi ben o avukatın yazıyı bile okuduğunu sanmıyorum.

Şu soru aklınıza gelecek; Avukatın okumadan mahkemeye yolladığı habere mahkeme nasıl erişim kararı verdi?

İşte sorunda burada. Mahkemelerden çok rahat erişim kararı çıkabiliyor.

2 yıl önce yabancı bir banka ile ilgili yazı yazdım. Banka 11 tane link ekleyerek mahkemeden erişim kararı talep eder. Mahkeme 11 linkin tamamına erişim engelleme kararı verdi. İçeriğine bir baktım ki, devletin resmi kurumu BDDK'nın bankacılık siteminin ne kadar güçlü olduğunu anlatan bir haberi de var. Avukat onu da bilmeden eklemiş ve mahkeme de tamam demiş. İtiraz ettim buna rağmen reddedildi.

Şimdi tüm bunların yaşandığı bir ülkede sizce sosyal medya kanununun bu maddesi sağlıklı işleyecek mi?

Ya da şöyle sorayım: Sizce bu madde Türkiye'de kimi yaptıklarını unutturmaya yönelik?..

Yazarın Diğer Yazıları