Soyumuz, Soylu ve seçmenler

Herkes Yüksek Seçim Kurulu'nu suçluyor ama eksik yapıyor. Medya da siyasetçiler de varsa YSK yoksa YSK diyorlar ki haklı oldukları bir çok vukuatları ortada.

YSK tamam ama "mükerrer, sahte, hayali ve kaydırılan seçmen" iddialarının kaynağı nedir?

Seçmen kütükleri dediğiniz konunun tek siyasi sorumlusu vardır ki o da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dur.

Soyumuzu, sopumuzu yani nüfusumuzu kayda alan kurum hangisi ve kime bağlıdır?

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü.

Bu genel müdürlük İçişleri Bakanı Soylu'ya bağlıdır.

Ve işte, "mükerrer, sahte, hayali ve kaydırılan seçmen" iddialarının muhatabı yani iş ve işlemlerinin yasal sorumlusu da bu genel müdürlüktür.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, 1 Ocak itibarıyla da Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile ilişiği keserek, listeler üzerinde çalıştıklarını söyledi.

Ve YSK Başkanı da suçlanması gereken adresi şöyle gösterdi:

"Bütün kamuoyu bizimle ilgileniyor, bize yükleniyor. Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nce, doğum ve ölümle ilgili kayıtların tutulması gerekiyor. Vatandaşın nerede oturduğuna dair adres tescili de yine bu genel müdürlük tarafından yapılıyor."

1 Ocak'tan bu yana listeleri devralan YSK, "mükerrer, sahte, hayali ve kaydırılan seçmen" sorunlarını çözmek zorunda.

Ancak 57 milyon 93 bin 985 seçmeni nasıl tek tek ayıklayacak?

Nüfus Müdürlüğü, AKP'nin seçim kazanması için gerekli nüfus kaydırmaları yaptı mı?

Günlerdir siyasetçilerin açıkladığı listelerin sorumlusu YSK mı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü mü, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu mu?

Devam ediyorum ki, "Davutoğlu, MİT, Emniyet, Seçim" başlıklı yazımda da vurguladığım ve Cumhuriyet Gazetesi ile "pişti" olduğumuz konuya.

Ve; AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın şu sözlerini hatırlatayım:

"Şu ana kadar önümüze konan bütün adayları, gerek MİT gerek emniyet istihbarat, tepeden tırnağa hepsini inceledik..."

31 Mart seçimleri için MİT ve Emniyet istihbaratını devreye sokan Erdoğan hükümetinin soyumuzdan sorumlu bakanı Soylu anlaşılan o ki seçmen kütüklerine esas olan nüfus kayıtlarını AKP'nin seçim kazanmasına göre kaydırmalarla dizayn etmiş.

Delil var mı derseniz var, hemen ispat edeyim derim.

Hem de birinci ağızdan yani YSK Başkanı Sadi Güven'in şu açıklaması ile ispat ediyorum.

"2018 milletvekili genel seçiminde hakimlerimizin dondurduğu seçmen sayısı 736 iken bu seçim döneminde dondurulan seçmen sayısı 56 bin 495"

YSK'nın bulabildiği ve dondurulan seçmen sayısı 56 bin 495 kişi ki, herhangi bir seçim bölgesinde sonuçlara direkt etki edebilecek bir sayıdır.

Bunlar tespit edilebilenler, ya tespit edilemeyenler ne kadar?

Belki 100, belki 200 bin belki de daha fazla... Yani seçim sonuçlarını değiştirebilecek sayıda...

Şimdi size bir önemli delil daha vereyim.

12 Ocak 2018 tarihli ve "UYAP-SEÇSİS-FETÖ-AKP Seçim hilesinin çok net itirafı" başlıklı yazımda özetle şunları yazmıştım:

Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Şûrası'nda yaptığı konuşmasındaki şu sözlerle çok önemli bir itirafta bulundu.

"UYAP gibi çok önemli bir teknolojiyi maalesef bu bir öz eleştiridir, FETÖ'cülere kaptırdık. Ve bu ağ, orayı kendi sinsi emelleri için çok acımasız kullandılar ve oradan da gerçekten de en büyük zulmü icra ettiler."

Değerli okurlarım bu UYAP seçimlerde SEÇSİS olarak YSK emrine veriliyor.

Demek ki sistem ele geçirenler tarafından "sinsi emelleri için" kullanılabiliyormuş...

Ya seçimlerde de bugüne kadar kullanıldı ise?..

O yazımda şu uyarıları da yapmıştım:

- 2002'den başlayan yerel ve milletvekilliği seçimleri, 2010 ve 2016 referandumları ile 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanan hep AKP olunca "SEÇİM HİLELERİ" gündeme geldi, SEÇSİS'e dönüşen UYAP tartışılmaya başlandı.

- Bu şüphe elbette tüm Anayasal kurumlar tarafından incelenmelidir.

Elbette incelenmedi...

31 Mart Yerel Seçimler öncesi bugünden bir kez daha uyarıyorum.

1- Seçimi Yüksek Seçim Kurulu yönetmeli ve sonuçların haber ajansları tarafından yayınlanması mutlaka engellenmeli, eskiden olduğu gibi YSK tarafından açıklanması sağlanmalıdır.

2- Sandık sonuçlarının polis, jandarma ve korucu tarafından alınması engellenmelidir.

3- Oy çuvallarının polis, jandarma ve korucular tarafından taşınmasına izin verilmemeli, siyasi partilerin sandık görevlileri bizzat taşımalı ve güvenlik kuvvetleri onların güvenliği için sadece eşlik etmelidir.

 

Yazarın Diğer Yazıları