Spekülasyon tuzağı

İç ve dış ekonomik aktörler, döviz kurlarının aşırı yükselmesi nedeni ile Merkez Bankası'nın bir haftalık repo ihale faizini (gösterge faiz) 2 puan artıracağını bekliyordu. Bunun içinde dolar kuru düşmüştü. Merkez Bankası'nın faizleri açıklamasından bir gün önce dolar/TL kuru 7,81 idi. Merkez Bankası para kurulunun faizleri artırmayacağını açıklamasından sonra, bir günde 15 kuruş artarak 7,96 'ya çıktı. Bir milyon dolarlık işlem yapan bir günde 150 bin lira, 10 milyon dolarlık işlem yapan bir günde 1,5 milyon lira kazandı. Faiz gibi hesaplarsak, yıllık faiz üzerinden yüzde 691 faiz demektir.

Nedeni ne olursa olsun bu şekilde yıllardır, bilerek veya bilmeyerek yanlış politikalar veya kasıtlı-kasıtsız beklenti yaratmak, spekülasyonu artırdı.

Spekülasyon her ülkede olur. Ancak ekonomi yönetimi alacağı kararların spekülatif faaliyetlere yol açıp-açmayacağını iyi hesaplamalıdır.

Hükümetler bazı önlemler alarak aşırı spekülasyonu ve aşırı kırılganlığı önleyebilirler. Bizde olmadı. Tersine dalgalı kur politikası ve kontrolsüz sıcak para girişi bizi dünyanın en kırılgan ekonomisi yaptı. Kırılganlık da sonunda ekonomik istikrarı bozdu. Maalesef ekonomi yönetimi hala ya işin farkında değil, ya da neden önlem almadığını biz bilemiyoruz.

Yalnız hükümetler değil, yazan-konuşan iktisatçıların da bu tuzaklara karşı tepkili olması gerekir. Çünkü spekülatif faaliyetler, ekonomide kırılganlık yaratır... Haksız rekabet ve haksız zenginleşme yaratır. Piyasa etkinliğini kaybeder. Daha da önemlisi siyasi iktidarları da etkisi altına almaya çalışır. Özetle toplum zarar görür.

Kapitalizmin zaaflarından birisi de spekülasyona yol vermesi ve spekülasyonu doğru görmesidir. Teknik olarak spekülasyon menkul kıymetlerde risk alma ve kazanç sağlamak demektir. Spekülatör kâr yerine zarar da edebilir. Spekülasyon ekonomide kırılganlığı artırır. Kırılganlık da spekülatif kârları artırır. Bunun içindir ki, finansal yatırım araçlarına yatırım yapan fonlar, aşırı kırılgan ülkelere de belli oranda fon ayırmaktadır. Yüksek kâr yanında yüksek zararı da göze alırlar.

Türkiye de dalgalı kur sistemi, sıcak para ve spekülasyonun önünü açtı. 2003 sonrasında, kimin olduğu ve nereden geldiği belli olmayan "Hedge fonlar" finans piyasasına hakim oldu.

Hedge Fonlar, 2009 krizi öncesinde bizzat George Soros tarafından, "Daha çok sofistike yatırımcılara hitap etmektedir ve yatırım fonlarına uygulanan yasal düzenlemelere tabi değildirler" şeklinde tarif ediliyordu. Ancak bu tarif de eksik kalıyordu...  Zira spekülatif fonlar yasal düzenlemelere tabi olmadığı gibi, birçok ülkede fiilen ekonomik kuralları koyuyor ve yasal altyapılar da kendileri tarafından yapılıyor. Bu eylem içinde IMF ve yerel ajanlar da kullanılıyor.

Spekülasyon denilince dünyada ilk akla gelen Soros'dur ... Soros adı adeta sıcak paranın sembolüdür. Türkiye, Soros'un en fazla yerleştiği ve kök saldığı, vakıfları ve üniversitesi olan ülkelerin başında gelir. En fazla Türk ekonomisi ve siyasetini dizayn etmiştir. 

Türkiye'de 2001 krizini çıkaranlar sıcak para lobisi, IMF ve 2001 yılında Türkiye'de açılan Soros'un Açık Toplum Enstitüsü'dür. 

Soros, siyaseti de etkiledi. DSP ve Ecevit'in gitmesinde kimlerin nasıl etkili olduğunu iyi tahlil etmeliyiz... Kemal Derviş'in DSP'yi neden parçaladığını, aynı Derviş'in CHP'yi de Soros çizgisine getirmek istediği ve fakat Baykal'ın izin vermediği bilinen net gerçeklerdir.

Yazarın Diğer Yazıları