Spor efsanelerim

16 Aralık Pazar günü İstanbul’da Galatasaray’ın Fenerbahçe ile efsanevi maçlarından biri daha oynanacak. Bu maç esnasında Galatasaray’ın efsanevi futbolcularından ağabeyim  “Baba” Gündüz’e ödül verilecekmiş...
Sevgili üvey annem Füreya’nın yeğeni şimdi Galatasaray Kulübü’nün Halkla İlişkiler ve Basın Sorumlusu sevgili Sara Koral beni aradı ve 16 Aralık’ta İstanbul’a bu ödülü almak için gelmemi istedi. Ancak ben şimdi bu yaşımda -geçenlerde çok istememe rağmen bir TV programı için Anıtkabir’e gitmeye bile mecalim olmadı- maalesef İstanbul’a sevgili rahmetli ağabeyim Gündüz’ün onurlu ödülünü almaya gidemeyeceğim. Ondan ve Galatasaraylılardan özür dilerim. Ödülü almak üzere o da fanatik bir Galatasaraylı olan diğer ağabeyim Keskin Kılıç’ın kızı - yeğenim- Nilgün Kılıç’ı önerdim. İnşallah 16 Kasım’da Galatasaray’ın maçından sonra bu ödül amcası adına ona verilir.

 

***

 


Benim hayatta spora ve futbola pek ilgim olmadı. Robert Kolej’e girdiğim yıl beni yatakhane takımının santrforu yaptılar. Fakat ilk maçta kendi kalemize gol atınca bu efsane de sona erdi. Aynı yıl cirit taliminde böğrüme cirit saplanınca spor hayatım tamamen sona erdi. Hatta ağabeyimin maçlarına bile nadiren gittim. Fakat ben de göbekten Galatasaraylıyım. Yıllar sonra 1960’da 27 Mayıs darbesinin ardından Yassıada’ya tıkılırken adımı duyan adanın efsanevi zindan komutanı Tarık Güryay duralamış, irkilmiş ve hayıflanmış; “Ağabeyin meşhur bir futbolcu, sen de neden futbolcu olmadın be adam” demişti. Demek futbolcu olsaydım yakayı kurtaracaktım. 
Fakat babam Kılıç Ali ile iftihar ettiğim kadar hakikaten her bakımdan efsanevi bir spor adamı olan Baba Gündüz ile övünmüşümdür. Allah gani gani rahmet eylesin.
Şimdi 16 Aralık’ta İstanbul’da ona verilecek ödül ile iftihar ediyorum. Galatasaray camiasına bu düşünceli kadirşinaslığı dolayısı ile candan teşekkür ederim.
Galatasaray’ın geçtiğimiz hafta Portekiz takımı Braga’yı kendi sahasında 2-1 mağlup ederek Şampiyonlar Ligi’nde bir üst tura çıkması beni ziyadesiyle memnun etti. Bana bu yaşta sevinç gözyaşları döktürdüler. Başta hocaları Fatih Terim olmak üzere bütün futbolcuların teker teker gözlerinden öperim. Var olsunlar... Allah Galatasaray’ı her alanda başarılı kılsın. Bütün Galatasaraylıları candan kucaklarım.

 

***

 


Bu arada yıllardır Atatürk hangi takımı tutardı tartışmasına da bir açıklık getirmek isterim. 
Atatürk hiçbir takımı tutmazdı. Sadece Türk Milli Takımını tutardı. Ancak babamdan ötürü Galatasaray’a bir ilgisi vardı. Hatta bir seferinde Florya’daki evimizin arkasında takımın çadırda kamp yaptığını duyunca  babamla beraber futbolcuları ziyaret etmişti. Babam, ağabeyim Gündüz’ün de futbolcu olmak istediğini ancak derslerini ihmal etmesinden korktuğunu söyleyip Atatürk’e dert yanınca, Atatürk de  “Kılıç, bırak, iyi bir sporcu, futbolcu olacaksa olsun!” demiş!
 Oldu da!
Bunu da bu vesileyle belirtmiş oldum...

Yazarın Diğer Yazıları