Şu manzara kötü değilse ne?

                Ülkemiz gittikçe girdaba doğru sürükleniyor. Bu ne karamsarlık diyebilirsiniz ama öyle değil.

Olaylara bakın.

1- Suriye unutuldu.

Suriye'nin kuzeyi gittikçe bizden uzaklaşıyor. Öyle görülüyor ki "bir gece ansızın" kimse bir yere gidemeyecek. Dikkat ederseniz şu sıralar iktidarın gündeminde ne İdlib ne Münbiç ve ne de Fırat'ın doğusu var.

Konu askıda.

ABD ise yol alıyor.

Türkiye sınırına gözlem noktaları konuluyorsa, ortada NATO falan yok resmen örtülü bir savaş var demektir. Bu savaş, İsrail'in istekleri gerçekleşinceye kadar devam edecektir.

 

2-AB kendini belli eder mi?

Demirtaş meselesiyle ikinci bir taviz sürecini ABD'den sonra AB ile yaşayacağız gibime geliyor. Şimdilik "biz tanımıyoruz. Bizi bağlamaz" deseler de öyle sanıyorum ki AB bastırdıkça geriye doğru gelecekler.

Bekleyip göreceğiz.

 

3- Helen daha BOP'un ortağı mıyız?

Her iki konuyla yakından ilgili olarak de ilginç gelişmeler oluyor. Dünkü Yeniçağ'ı okuyanlar gördü. AKP İstanbul Milletvekili Revza Kavakçı Kan, Almanya'da federalizmi tartıştıklarını duyurdu.

Bu durumda hep birlikte koro halinde sormamız lazım: "Büyük Orta Doğu Projesi'nin" parçası olmaya, eş başkanlığına davam mı ediyoruz?

Eğer devam ediyorsak kendi ülkemizin aleyhindeyiz ve gelecekte Türkiye Batılıların istediği gibi parçalanacak demektir.

İster devam etsinler ister karşı olsunlar, Cumhur ittifakının küçük ortağının da bize vereceği bilgi olmalıdır. Çünkü ortada derin bir milli mesele var ve bu mesele ülkemizi tehdit eder boyutta.

Bakınız Emekli Büyük Elçi Onur Öymen ne diyor: "Böyle bir niyetleri varsa bu cumhuriyetin temeline başkanlık sisteminden sonra yapılabilecek en büyük zarardır. Bundan süratle vazgeçilmeli. Muhalefet ilgilenmeli bu konuyla. Üniter sistemden böyle bir sisteme geçince, aynen ABD'lilerin Irak'ta yaptıkları, Suriye'de yapmaya çalıştıkları gibi parçalanmaya götürür. Çok sakıncalı."

Cumhurun küçük ortağına duyurulur.

 

                4- Cumhur İttifakından Değilseniz hain mi oluyorsunuz?

                Tam da bu ortamda ülkenin milli bütünlüğünü "Cumhur İttifakında" görenlerin gazetelere yansıyan şaşırtıcı üfürmelerine bakıyoruz.

                Köşe yazarlarından bazıları Cumhur ittifakının kaybetmesi durumunda ülkede iç savaş çıkacağını söylerken, bir diğeri meseleyi, ülkenin istikbaliyle ilişkilendirip, meseleyi yerlilik-yabancılık üzerinden değerlendirerek ulusal güvenlik ve millilik meselesine bağlamış.

Bu durumda Cumhur İttifakının dışında olanları çöpe atın gitsin.

Bu adamlara göre AKP ve MHP'ye oy vermeyen herkes tek kelimeyle hain. Kısacası bu siyasal anlayış böyle devam ederse gelecekte hiçbirimizin hayat hakkı olmayacak demektir.

Ayrımcı, ayırıcı, ötekileştirici ve toplumsal kitlenin neredeyse yarısını düşman ilan eden böyle hastalıklı zihniyetlerle seçime giriyoruz.

 

5- Her Yol mubah mı?

Demek ki seçimlerde her yol mubah sayılacak. Çünkü kendilerine karşı olan herkesi toptan ihanet içinde sayıyorlar. Uluslararası güçlere hizmet ettiğimizi iddia ediyorlar. Öyle ise, "her yol sana açık kardeşim" demeye getiriyorlar. "Savun vatanını, koru milletini" demek istiyorlar.

Buradan çıkan sonuç da haliyle "sana her yol mubah.." olacaktır.

Bu durumda soralım: Toplumu bütünleştirmek yerine ayrıştıranlar mı, seçim yarışlarını bir fikir ve demokrasi yarışı yerine kan davası gibi görüp, siyasi rakipleri düşmanlaştıranlar mı iç savaş çıkaracak?

Yazarın Diğer Yazıları