Süleyman Soylu'nun istifasının gerçek nedenini yazdılar: Her birinde ayrı ipucu var

Süleyman Soylu'nun istifasının gerçek nedenini yazdılar: Her birinde ayrı ipucu var
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifası Cumhurbaşkanlığı'ndan dönerken, gündeme de damga vurdu. Yazarların gündeminde de istifaya ilişkin detaylara yer verildi.

Korona virüs tedbirleri kapsamında geçtiğimiz Cuma günü geç saatlerde ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından yaşanan kaos tartışmaları da beraberinde getirmişti.

Sorumluluğu üstlendiğini açıklayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise daha sonra istifa ettiğini duyurmuş, istifa kararı Cumhurbaşkanlığı'ndan dönmüştü.

İstifa kararı Türkiye'nin de gündemine oturdu. Birçok yazar istifaya ilişkin kulis bilgilerine ve istifa kararına ilişkin yansımalara köşesinde yer verdi.

O yazarlardan, yazılarından bazıları şu şekilde:

Orhan Bursalı / Cumhuriyet / Güç mücadelesi

Epey bir zamandır AKP içinde ikinci adam kim olacak mücadelesi var. Öne çıkanların kim olduğunu biliyoruz: Damat Berat Albayrak ile Süleyman Soylu. Berat Bey'in gücü damat olmasından ileri geliyor. AKP tabanında fazla tutulan bir kimse olmadığı konusunda içeriden kulis bilgilerine herkes sahip. Öyle ki son aylarda parti teşkilatında durumunu güçlendirmek için partinin bir iletişimin uzmanı ile, ki TV'lere de çıkıyor, imaj oluşturma faaliyeti içinde olduğu, Anadolu'ya da bu amaçla gezilere çıktığı belirtiliyordu.

Güç kazanmanın yolu parti teşkilatından geçiyor.

Soylu'nun bu açıdan daha güçlü olduğu konusunda genel bir kanaat var.

Soylu'nun diğer kuvvetli yönü Cumhurbaşkanı'na sunduğu hizmetin memnuniyet ötesinde olması. Yani Soylu, RTE'nin politikalarını haddinden fazla iyi uyguluyor. Muhalefete saldırıları dahil...

Soylu'nun içte sertlik politikalarının baş destekçilerinden biri de MHP ve lideri. Soylu'dan çok mutlular.

MHP'nin AKP iktidarını ayakta tutan baş destekçi olduğunu düşünürsek, Soylu'nun görevinde aslında tartışmasız olduğu, verilen görevi ondan daha iyi yürütecek bir adayın da ortalıkta gözükmediği belli.

***

Rahmi Turan / Sözcü / İstifanın böylesi!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, cuma gecesi yaşanan panik ve kargaşada hatalı olduğunu kabul ederek görevinden istifa etti.

Ülkemizde hiçbir siyasetçi, sorumluluğu üstlenerek istifa etme erdemini göstermemişti. Bu iyi… İyi ama geri dönüş çok çabuk oldu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifasını kabul etmeyip "Göreve devam" deyince Bakan'ın yüzü tekrar güldü.

Sonuçta değişen bir şey yok!

"Sıfıra sıfır, elde var sıfır" derler ya, işte öyle bir şey!

Süleyman Soylu istifa etmeden önce:

"Bir kere daha söylüyorum. Eleştirileri aldım, kabul ettim. Hakaretleri de kabul ettim!" diyordu. İstifası kabul edilmeyince memnun oldu.

Sokağa çıkma yasağı temelde doğru ama açıklanma zamanı ve biçimi yanlıştı.

Bakan'a göre, yasağın ilan edildiği o gece, izdihamı yaratanların sayısı 250 bin, 300 bin civarında idi…

Peki bu rakam az mı?

250 - 300 bin kişinin arasından kaçı koronavirüsle enfekte oldu, biliniyor mu? Bunu ancak 10-14 gün içinde öğrenebileceğiz.

***

Fatih Altaylı /  Haberturk / Günün büyük kazananı

Dünün kazananı hiç şüphesiz İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

Cuma akşamından, Pazar akşamına kadar Cuma günü ortaya çıkan görüntülerin sorumlusu idi.

İktidara en yakın gazetenin Türkçe ve İngilizce edisyonlarının dahi hedefe koyduğu, beceriksizlikle suçladığı sorumlu yönetici idi.

Pazar akşamı istifayı bastı.

2 saat sonra "Kahraman" olarak geri döndü.

Hem de ne dönüş.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın kendisini yere göğe koyamayan, müthiş övgülerle dolu bir açıklaması ile.

Daha önce hiçbir Bakan'ın mazhar olmadığı övgülerle ve bu övgüleri hak eden tavrından ötürü Cumhurbaşkanı tarafından istifası kabul edilmeyerek, tam aksine bir da taltif edilerek.

İstifa ettiği andan çok daha güçlü bir biçimde geri döndü Soylu.

Tam da siyasi hasımlarının zil takıp oynamaya başladığı bir anda.

Tam da bazıları yerine kimi getirsek diye isim aramaya başladığı anda.

***

Taha Akyol / Karar / Güç davranışı

Soylu ayrı bir siyasi damar olan Demokrat Parti'nin genel başkanıydı; o zaman demokrasi mücadelesi yapardı, telefon açıp kendisini kutlamıştım. Fakat uzun süre "güç" sahibi olmak insanlarda "güç davranışı" yaratıyor. Hırslı, enerjik, keskin polemikçi Soylu istifa edip mütevazi bir halde kenara çekilmeyi artık içine sindirebilir miydi?

Dahası Soylu gibi hırslı, enerjik, keskin polemikçi bir İçişleri Bakanı'ndan partili Cumhurbaşkanın vazgeçmesi de beklenmemeliydi.

İçişleri Bakanı istifa etti diye heyecanlı bir kısa gün yaşadık, geçti gitti…

***

Hande Fırat /  Hürriyet / Soylu fırtınası

Fırtına geçti ama mutlaka izleri kalacaktır. Virüsten kaynaklı anlaşmazlıklar, daha kadim anlaşmazlıklar zaman zaman gerginlik ve güven sorunu yaratabilecektir. Parti içinde sorulan sorulara gelecek olursak... "Neden şimdi istifa etmeye kalktı? Arkasındaki desteği mi görmek istedi? Virüsten sonra ne olur?"

Tıpkı dünyada her alanda olacağı gibi Türkiye'de de siyasette virüsten sonra hiçbir şey ya da birçok şey eskisi gibi olmayacaktır dersek yanlış olmaz.

***

Can Ataklı / Korkusuz / Arkamda millet var!

Süleyman Soylu istifasını geri aldığını açıklarken, "çok ilginç bir noktayı!" işaret etti.

"Sokağa çıkma yasağı ile ilgili sorumluluğumuzun gereği aldığım karar üzerine, milletimizin ve Sayın Cumhurbaşkanımızın tutumu, beni mahcup etmiştir. Devlet ve milletin emanetinde atılan adımlarda eksikliğimizin bu iki irade tarafından insani bir durum olarak kabul edilip onarma hakkı verilmesi, sorumluluğumuzu artırmıştır."

İlk kez Erdoğan dışında bir siyasetçi, attığı adımdan geri dönmesini "milletinin talebi" gerekçesiyle savundu.

Elbette açıklamada "sayın cumhurbaşkanı" da var ama sarayda egemen olmak isteyenlere "Sizin arkanızda kim var, millet var mı?" mesajı da verilmiş oldu.