​​​​​​​Süleyman Soylu'nun "tiyatora"sı..

Soylu'nun Bakanlık görevinden istifasını çözmek zor. Kafamda o kadar soru oluştu ki, hangisini soracağımı şaşırdım. Öncelikle Bakan'dan iki konuya açıklık getirmesini istiyorum;

Sen sokağa çıkma yasağını tek başına ilan edecek hale geldin mi?

Bunu Erdoğan'a onaylatmadan yapman mümkün mü?

Diğer bir konu ise;

Öyle ya da böyle bu işi yaptın. Bu defa, "Suçlu benim" diyerek kendini ortaya atmanı da asla mümkün görmüyorum. Daha sonra, "görevinin başında" denmesi de Erdoğan'dan onaysız olmaz.

Geçmişten örnek

Süleyman Soylu'nun daha önce parti örgütü içindeki seçimlerdeki istifası da son olaya benzemiyor.

Bir zamanlar radyoda yayınlanan Uğurlugil Ailesi vardı. Selçuk Kaskan'ın yazdığı seri oyunda ana karakterlerden biri olan Arap Bacı tiplemesini herkes dinlerdi. Tevfik Gelenbe'nin canlandırdığı Arap Bacı inanmadığı olaylara "tiyatora" derdi.

Ne diyeyim,  bakıyorum, yukarıdan aşağıya bütün olayı özetliyorum: Tiyatora

Üç gün öncesi

Tam konu sıralaması yapmışken Süleyman Soylu'nun azizliğine uğradım. Basın ve dağıtım planlaması yapılırken ulaşım sorunu ortaya çıktı. Kim bu kararı verdi yorum size ait. Ancak İçişleri Bakanı gecenin 22:00'sinde, saat 24:00'den itibaren "Sokağa çıkma yasağı koydum" açıklamasında bulundu. Hem de 2 gün süreyle... Konturpiyede kalan yayınlardan biri de biz olduk. Gördünüz işte ortaya çıkan kargaşa ve rezilliği. Tuzu kurular devlet imkanlarıyla gazetelerini dağıtma imkanı buldular. Satışı 90 bine düşen Hürriyet bile 40 bine indi. Türkiye'nin en olağandışı darbesi 1980 müdahalesinde bile böylesi bir keşmekeş yaşanmamıştı. Sonucunda medya tarihimizin en ağır darbesi vuku buldu. Böylece "Ben yaptım oldu" mantığının en kötü örneği ortaya çıktı.

Kötü ve iyi haberler

Sadece bu kadar mı? Özellikle Pazar günü o kadar iç karartıcı haberler aldım ki, hangi birini yazayım... Önce bir akrabamın vefat haberi geldi. Ardından bir okul arkadaşım ve kardeşinin Hakk'a yürüdüğünü duydum. Emniyet mensubu olan -Karagümrük Orta Okulu dahil- birlikte okuduğumuz Turgut Şenocak ile kardeşi Tuğrul Şenocak'ın kısa aralıklarla Hakk'a yürüdüğünü öğrendim. Bunları duyuran ise bir başka sınıf arkadaşım Suat Bilgen'di. Onunla da Hakkı Tarık Us, Karagümrük Ortaokulu ve lisenin sonuna kadar aynı sıraları paylaştık.

İyi habere gelince; tek mutluluğum Büyükçekmece'nin aç hayvanlarının mükemmel bir dağıtım ağıyla doyurulmuş olması. Başkan Hasan Akgün'ü bir kere daha kutluyorum. Kovid-19'lu ayların en başarılı yöneticilerinden olduğunu şimdiden ilan ediyorum.

Anneler unutulmaz

Efsane Emniyet Müdürü Uğur Gür bunca hay huy arasında önemli bir öneride bulundu. Hazır öğrencilere evden açık öğretim yolu açılmışken annelerin de bundan yararlanmasını teklif etti. Gür bu kez değişik ve akla uygun bir konuyu açtı. Çocukların eğitiminde en önemli unsurun aile ve özellikle anneler olduğunda ısrar etti. Uğur Gür baktım çok ciddi, haklı da.. Yetkililerin bu konuya önemle eğilmelerini ben de öneriyorum.

İzolasyon ve deprem

Bu arada öneri demişken, aklıma yatan bir şey var: İzolasyon. Bütün dikkatimizi izolasyon üzerinde yoğunlaştırıp kendimizi bu konuya vermeliyiz.

Türkiye'nin kilitlendiği bir diğer tehlikenin deprem olduğunu bu vesileyle bir kez daha hatırlatmak istiyorum.

Son zamanlarda sarsılıp duruyorduk, iki gündür ses çıkmadı. Elazığ'ın, Manisa'nın, Çanakkale'nin en az 1-2 yerinden sallanıp işaret alıyoruz.

Yaşadığımız deprem felaketlerinde kaybedilen insanların fazlalığı "deprem değil, bina öldürür" gerçeğini ispatlıyor.

17 Ağustos depremi sonrası sadece Avcılar bölgesinde ölüm sebeplerini incelediğimizde bu gerçeği görebiliriz. Yaklaşık 780 bin kilometre kare yüzölçümlü Türkiye'ye göre 4.8 misli yoğunluğa sahip Japonya'ya dikkat edin. Bir de Avcıları gözönüne alıp, kesilen kolonlarla açılan oto galeri ve mobilya mağazalarının ne çok ölüme sebep olduğunu hatırlayın. Tek bir binadan 300 cesedin çıktığına tanığım...

Ekranlar

Cumartesi ne yazdımsa arkasındayım. Kendi adıma o tarihi sahipleniyorum, daha doğrusu hataları.

Sıra yayınlara gelince, TRT spor servisi yine mükemmeldi. Planlama güzeldi. Orhan Ayhan'ın kıymetini bir kez daha anladık. TRT Müzik iki küçük ayrıntı dışında fena değildi. Göze batan en büyük hata, yarım saat arayla aynı sanatçıya aynı şarkıyı 2 kez söyletmeleriydi. Yasaklı günlerin gerçek galibi ise Survivor'du.

Günün Sözü:

Kahramanlara tapınmanın en güçlü olduğu yer, insan özgürlüğünün en az gözetildiği yerdir. Herbert Spencer

 

dfs-004-001-011.jpg

 

Yazarın Diğer Yazıları