Sümeyye'ye de Neslican'a da ağladım...

Bazı başarılar vardır tüm Türkiye'yi ağlatır. Sevinç gözyaşlarına sebep olur. Kimi ölümler ise mateme boğar.

Sümeyye Boyacı'nın doğuştan engeline rağmen elde ettiği Dünya İkinciliği ile havalara sıçradım.

Herkesin benim duygularıma sahip olduğunu da gözlemledim. Hatta bir de öneri de bulunmak istiyorum. Sümeyye kolları olmadığından birkaç santim farkla kaybettiği altın madalyayı, uzatılıp sertleştirilmiş saçlarıyla kazanabilir. Tabii, yüzmede bone kullanıldığı için bunun mümkün olmadığını biliyorum. Sadece tebessüm yaratmak istedim.

Sümeyye Boyacı kızımızın Tokyo olimpiyatlarına kadar bu dezavantajına da çözüm bulunacağına inanıyorum. Mesela "boyunu uzatmak" gibi. Eskişehir'in gururunun gözlerinden öpüyorum.

Acı gözyaşları

Yaşlandıkça duygu travması yaşadığıma inanmaya başladım. Bunu nereden mi çıkardım. Yaklaşık iki yıldır, şipşirin bir kızımızdan gelen haberlere olağanüstü ilgi göstermeye başlamıştım.

Karadeniz'in güzeller güzeli kızı Neslican Tay o kötü hastalığa karşı verdiği mücadeleyi kaybetti. Daha 21 yaşındaydı. Bacağını kaybetti, yılmadı. O gülen yüzünü hiç soldurmadı.

Kemoterapinin sonucu saçlarını kaybetti. Yerine oturttuğu peruklarla eğlendi. Dedik ya, bu menhus hastalıkla adeta dalga geçti.

Doğru Cennet'e

Sadece yakınları değil, tüm benzer hastalıkla boğuşan yüz binlerce insana moral aşıladı. Şuna kesinlikle eminim. Cennet'e de o gülen yüzüyle eksiksiz bacaklarıyla girdi.

Ben bunları yazarken, memleketi Rize'de cenaze törenine gösterilen ilgi müthiş. Hakk'a yürüyüş keşke hep böyle görkemli olsa. Sevgili kızımıza rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Bir de itirafta bulunacağım; takip ettiğim ekranlarda onun güler yüzü belirince gözyaşlarım sel oldu. Durdurmak mümkün değil. Dedik ya yaşlandık...

Değişik yüzler

Böyle bir girişten sonra gelin de siyaset yazın. Yine de Gece Görüşü'nü atlamak istemedim. Çünkü programın sadece ismi kaldı. Her hafta değişik simaları görüyoruz. Bu defa Vedat Bilgin, Fikri Sağlar ve Şamil Tayyar'ı dinledik.

"Yeni partilerin tabanda karşılığı olacak mı" tartışıldı. Tayyar'la aramız hiçbir zaman iyi olmadı. "Ak Parti yönetimine vurayım mı, savunayım mı" arasında kalan Tayyar "Kararsız Kasım"ı oynadı.

Fikri Sağlar'a da pek sempati duyduğumu söyleyemem. Söyledikleri içerisinden bir tek cümlesi kafama yerleşti; "Son anketlere göre Ak Parti'nin oyları yüzde 30'lara indi." Eski Kültür Bakanı bunun sebebi olarak ekonomideki kötü gidiş ile durdurulamayan işsizliği gösterdi.

Bir yenisi

Bu arada kimi kanalların tatil günlerini de siyasetle doldurduğunu fark ediyoruz. CNNTURK Masası bunlardan. İzlemeyenler için not düşeyim. İlk konu klasikti; Diyarbakır anneleri. HDP'yi anladık da, CHP'nin durumu tuhaf. Karşıtları hep aynı senaryoyu oynuyor; Vurun Kahpeye!

***

Yeni akım

Futbolda itirazlara son ilave "kural ihlali." İnanın bunu çok sevimsiz buluyorum. Fenerbahçe başlattı. Aradan bir hafta geçmeden bu defa Ankaragücü katıldı. Hem de iki Sarı-Lacivertli takımın maçından sonra. Ahkâm kesmeyeceğim. Kararı federasyonun ilgili kurumları verecek.

Gecikmeden

İlle de yorumumda ısrar ediyorsanız; Erman Toroğlu ile aynı fikirdeyim. Yazıya dökersem ortaya onun söyledikleri gibi "Kıvır kıvır bir şeyler çıkar."

En önemli uyarım Zekeriya Alp'e. "Bu hakemlerle değil lig, devre bile zor tamamlanır." Vakit geçirmeden bunların tamamını yeniden eğitime almalı.

***

Güreş konusu

Kazakistan'daki dünya şampiyonasında minderde gerilemeye girdiğimiz anlaşıldı. Her ne kadar "iyiyiz, başarılıyız" nutukları atılsa da, kazanılan madalyalar ortada.

Taha Akgül'ün kötü taktik sonucu kaybetmesinin suçluları görüldü. Tek başarılı isim ise Rıza Kayaalp oldu. Ancak finalde yendiği genç Kübalının Japonya'daki olimpiyatlarda başına dert olacağını şimdiden söylemeliyim.

GÜNÜN SÖZÜ

Dünyadaki hükümdarların etrafında bulunanlar, hükümdarın yüzüne karşı daima gerçeği söyleyebilme cesaretinde bulunsalardı, pek çok felaketin önü alınırdı. Mithat Paşa

 

Yazarın Diğer Yazıları