Sünnilerin işi bitirildi, sıra Alevilerde!

Türkiye’de hemen hemen bütün Sünni tarikatleri yedeğine alan AKP hükümeti, Alevilere yönelik bir atak başlattı. Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması ve maddi olarak desteklenmesi, dedelere maaş bağlanması gibi öneriler tartışılıyor!
ANKA’nın haberine göre Alevi örgütlerini ikiye bölen  “AKP’nin Alevi açılımı” nı ABD de gündemine aldı. ABD Dışişleri Bakanlığı Demokrasi ve İnsan Hakları Bölüm Başkanı Laura N. Carey, söz konusu önerilerle ilgili olarak Türkiye’de temaslarda bulundu. Alevi Araştırmaları Başkanı Ali Yıldırım ile görüşen Carey, 2008 Mart’ında açıklanması beklenen İnsan Hakları Raporu’nda Alevilere de yer vereceklerini söyledi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına rağmen Alevi çocuklarına zorla din eğitimi verildiğini ve Alevi köylerine asimilasyon amaçlı cami yapıldığını konuştuklarını aktaran Ali Yıldırım ise, AKP Hükümeti’nin de Alevilerin bütün görüşme taleplerini reddettiğini söylediğini belirtti.

* * *

Bu arada Aleviliği İslam dışı göstermek isteyenler de zemini uygun bularak propagandaya girişti!
Neden böyle oluyor?
Çünkü türban üzerinden Sünni kitlelerin önemli bölümünü kontrol eden AKP, Alevileri teslim almadan Türkiye operasyonunu tamamlayamayacağını görüyor.
Şu anda emperyalizmin ekonomik, kültürel ve siyasi işgaline karşı kitle olarak direnen bir tek Aleviler kaldı!
Direnç, kültürlerinden ve sosyal yapılarından kaynaklanıyor.
Fakat, tekke ve zaviyelerin kapatılmasına dair kanun da devrim kanunlarındandır! 1925 yılında çıkarılan kanunun birinci maddesi şöyledir:
 “Türkiye Cumhuriyeti içinde, gerek vakıf suretiyle gerek mülk olarak (mal sahibi olarak) şeyhin yönetimi altında gerekse başka şekillerde kurulmuş bulunan tüm tekke ve zaviyeler; sahiplerinin, diğer şekillerde haklarını kullanarak sahiplenmeleri devam etmek üzere tamamı kapatılmıştır. Bunlardan, yasal düzenlemelere uygun olarak, cami veya mescit şeklinde kullanılanların faaliyeti sürer.
Genel olarak tarikatlarla, şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik, seyyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, naiplik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük ve gaipten haber verme ve isteğine kavuşturmak amacı ile nüshacılık (muskacılık) gibi unvan ve sıfatlara ait hizmet görmek ve/veya kıyafeti giymek yasaktır.”
Atatürk de Nutuk’ta  “Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen, kaderlerini ve hayatlarını falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacıların ellerine bırakan insanlardan meydana gelmiş bir topluluğa bir millet gözüyle bakılabilir mi?” demiştir.
Nedense bu söz gündeme sadece  “şeyhlerin, dervişlerin, falcıların, üfürükçülerin” vurgusu ile getirilir. Dedelerden, seyyitlerden çelebilerden, babalardan kimse bahsetmez!
Evet Aleviler arasında dedelere, seyyitlere hâlâ saygı duyulur ama dedelik de seyyitlik de babadan oğula geçer! Ve her sosyal kurum gibi bunlar da yozlaştırılmış, geçim kapısı veya siyasi istismar vasıtası haline getirilmiştir.
Bu durumda imamlığın da babadan oğula geçmesini sağlayalım olsun bitsin!
Olur mu?

* * *

Cemevini camiye alternatif göstermeye de kimsenin hakkı yoktur. Evet, Alevi cemi bir ibadet olarak kabul edilir ama, Aleviler de bilir ki bütün bunlar İslam öncesi Türk inançlarının kalıntılarıdır. İslami renge bürünmüş olarak bugüne kadar yaşamıştır. Yaşamasında dini açıdan sakınca da görülmemiştir. Zaten, Türkleri İslam’a ısındırmak için ruhsatı veren Ahmet Yesevi’dir. Yoksa Hz. Ali, cemevi nedir bilmezdi! Camide şehit edildi!
Fakat, yine de Hz. Ali yolu olarak bilinen Aleviliği, önce AKP iktidarının sonra da AB ve ABD’nin yedeğine almaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Aleviler, bu oyunu anlamıştır. Emperyalizme direnç daha da güçlenecektir!

Yazarın Diğer Yazıları