Türk kulüplerinin borç batağında olduğunu biliyorsunuzdur.
Bakmayın bazı kulüplerden sivri yöneticilerin çıkıp da ortaya "Onu alacağım, bunu alacağım, Ronaldo''yu getireceğim" diye atıp tutmalarına. Reklam kokan hareketler bunlar!
Ha bir de, "Falanca yönetici şu kadar para verdi, filanca şunu ödedi" diye uçurulan haberlere de kanmayın. Bir kuruşunu bile bırakmaz kulüplerde kimse. Onun için zaten halleri böyle.
Şimdi bir örnekle anlatacağım ise Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu.
Bu kez dolaşıp durmama, kapı aralığından perdenin arkasından konuşulanları dinlemek zorunda da kalmadım. Haber kaynağım ayağıma, pardon uçakta yan koltuğuma geldi.
Efendim... Baktım ki takımlar kamp için Antalya''nın yolunu tutuyor. Ben de bir gideyim dedim; dolaşıp geleyim. Ne var ne yok öğreneyim, biraz da Akdeniz havasını ciğerlerime çekeyim.
İstanbul Havalimanı''ndan uçağa bendem, koltuğuma oturdum. Yanımda bir futbolcu. Gözüm bir yerden tanıyor. Hemen muhabbeti kurdum. Kayserispor''un yabancı oyuncularından biri. Çat pat Türkçe de konuşuyor. Anlaşabiliyoruz yani.
Benim Şerafettin Tilki olduğumu bilmiyor tabi. Bir futbolsever vatandaşla sohbet ettiğini sanıyor. Bakın şimdi size aktarıyorum aramızdaki sohbeti. Görün halimizi.
- Kayserisporlusun ha. Çok iyi. Siz iyi gidiyorsunuz bu sene vallahi. İşler iyi demek ki.
- Yok be abi. Ne iyisi?
- Nasıl yani?
- Sezon başından beri 14 maç oynadık. Bir kuruş para yok. Hiç almadık!
- Yapma ya! Hoca ne diyor?
- Ne desin? Çok rahatsız. Kendini tam olarak takıma veremiyor. Çırpınıp duruyor.
- Ne yapacaksınız beki?
- Şimdi kampa gidiyoruz. Ama yılbaşından sonra ara transfer dönemi var. Çekip gideceğiz böyle devam ederse. Yok başka çare!
- Başkan (Berna Gözbaşı) çare bulamıyor mu?
- Ne bulsun abi! Hanımefendinin kulübe 30 milyon euro civarında para aktardığı konuşuluyor. İşleri bozulmuş bu yüzden. Koca şehirde kimse yardımcı da olmuyor. Kongre olacakmış. Yeni yönetim gelse, para koysa kasaya; hemen başkanın hesabına geçecek. Gelmeye niyetli olanlar da "Para verirsem düdüğü ben çalarım" havasında. Sonuçta olan takıma oluyor. 
- Yine de iyi gidiyorsunuz.
- Gidiyoruz da nereye kadar gider. Bak bir olay anlatayım. Bizde bir yabancı futbolcu arkadaş vardı. 8. haftaydı, "Para yok, ben de yok" dedi, çekip gitti.
- Eee sonra?
- Kimsenin ruhu duymadı abi. Basının, taraftarın. Hatta son maçlarda "Niye oynatmıyor?" diye hocaya kızdılar bile. Kayseri medyası "Bu adam nasıl oynamaz" diye verdi veriştirdi bir de. Adam haftalar önce gitmiş. Haberleri yok. 
- Yılbaşından sonra herkes gider diyorsun yani.
- Gider abi. Ne yapsın arkadaşlar? Mesela Onur var bizim. Şenol Güneş Beşiktaş''a istiyormuş. Ama o şimdiden Trabzonspor''la anlaştı bile. Ara transferde gider sanıyorum.
O sırada pilotun anonsu duyuldu.
Antalya''ya iniyorduk. Yolculuğun nasıl geçtiğini anlamadım.
Hemen iner inmez havalanında bir köşeye çekildim, işte bunları yazdım.
İşte Türk futbolunda bir Süper Lig kulübünün hali.
Ağlanacak haldeyiz yani.