Suriye sınırında sarsıcı çelişki!..

Yok yok, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" demeyeceğim!..

Her zamanki gibi şaşırıp- düşünüp, "bu ne saçmalık, bu ne çelişki, bu nasıl bir gidişat" demekten de geri durmaya çalışacağım...

Çünkü Türkiye'yi kuşatan çemberin alışılmış yepyeni bir manzarası var ortalıkta!..

İçinde "gaflet-dalalet" var mı bilinmez ama hiç kuşkusuz derinlerdeki çelişki, eski ve kangrenleşmiş bir kaosa da cirit attırıyor!..

Türkiye'ye 40 yıldır kan kusturan bir vahim çelişkidir bu;

Üstelik "Açılım"lı, gösterili, gafletin sığınağında debelenen ve huzursuzluğun girdabında her fırsatta insanı-ülkeyi vuran zavallı bir çelişki...

Kimileri, "dikkat" çekilecek bu çelişkinin gerekçelerini okur okumaz, belki de içinden "ne var ki bunda" diyebilecek...

Ve eminim birileri; Habur'da PKK'lıların törenle karşılandığını, çadır mahkemelerinde göstermelik olarak yargılandığını, terör unsurlarının Mardin -Diyarbakır ve Hakkari'de "milis" yapılarıyla geçit törenleri bile düzenlediğini anımsatacak, sonra da "no'lmuş ki yani" demeye devam edecek!!!

Öylesi yorumlara elbette karşı çıkacak kimse de olmayacak...

Çünkü AKP iktidarı döneminde, terörle mücadelede başlayan gevşeme devlette zafiyet oluştururken, vur-kaç eylemlerinden bombalı saldırılara ve suikastlerden "hendek" çatışmalarına kadar derin bir başıboşluğun çıkmazında at koşturan terör az kayıp verdirmedi bu ülkeye...

Peki; nedir "dikkat"i çekmeye çalıştığımız asıl çelişki?..

Tel örgüde geçit töreni!..

Dünkü medyaya yansıyan üç haber dikkatimi çekti...

Son 40 yıldır neredeyse hemen her gün medyaya yansıyan, alışılmış -sıradanlaşmış, gazetelerin çoğu kez "özet" sayfalarında, küçücük spotlarla duyurduğu 3 küçük haberden sözediyoruz...

Ne tuhaf ki; sıradan ama diğer yandan da ilk iki haberi sıradışı lığıyla vuran bir derin çelişkidir "üçüncü haber"deki bilgiler ve fotoğraflar... İşte ilk haber;

"Hakkari Valiliğinden yapılan açıklamada, Şemdinli'nin Çevre köyü Hisar Deresi mevkisinde tespit edilen 6 bölücü terör örgütü mensubu jandarma özel harekat, komando birlikleri ve hava destekli operasyonla etkisiz hale getirilmiştir. Teröristlerin sözde Avaşin, Basyan, Çarcela grubu olduğu ve son bir yıl içerisinde Davulcu Tepe Üs bölgesine yapılan saldırı, Yüksekova Dağlıca bölgesinde askeri konvoya yapılan saldırı eylemleri ve 16 Ağustos 2019 günü Düztepe Üs Bölgesine roketli eylemleri yaptıkları tespit edilmiştir."

İkinci haber ise artık sıradanlaşan ve medyanın çoğunun görmezden geldiği bir operasyonun sonucuna dikkat çekiyordu;

"Pençe Harekâtı ile koordineli olarak Irak'ın kuzeyindeki Metina bölgesine düzenlenen hava harekâtı ile 2 PKK'lı terörist daha etkisiz hale getirildi..."

Şimdi gelelim asıl meseleye... Yani, yukarıdaki iki sıradan haberi altüst eden, son dönemlerin gazeteci duyarsızlığı kadar önemsiz hale getiren ve "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" şeklindeki özdeyişlere bile rahmet okutan asıl meseleye...

Öldürülen terörist haberlerinin sıradanlaştığı ve ne yazık ki şehit haberlerinin bile artık görmezden gelindiği bir ülkede, PKK'ya yönelik 2 ayrı bölgede yapılan operasyonu önemsiz hale getiren ve belki de yapılan operasyonların etkili olamayacağı- sonuç getiremeyeceği konusunda ürkütücü bir algı da yaratıyor üçüncü haber...

Sınır bölgesinden çarpıcı bir fotoğrafın da yeraldığı Hürriyet gazetesindeki haberi okuyalım;

"Suriye'nin Kamışlı kentindeki çevre yolunda ilerleyen 3 kamyonetin içinde bulunan YPG'li teröristlerin hareketliliği Nusaybin ilçesinden görüntülendi... Yaklaşık 50 kişilik teröristin yer aldığı 3 kamyonet, Türkiye sınırına yakın bölgeden geçerek, Kamışlı kentinin iç kesimlerine ilerledikten sonra gözden kayboldu..."

 

farac-resim.jpg

Operasyonu vuran manzara!..

Yazının başından itibaren gaflet- dalalet çemberinde, çelişkiye de dikkat çekmek için kullandığımız örnekler 3 haberden ibaret...

Yine vurgulayalım ki, bu haberlerin neredeyse üçü de artık sıradan ama ilk ikisi ile sonuncusu ne yazık ki birbiriyle çatışıyor ve akla hemen şu sorular geliyor;

Kuzey Irak'ta neredeyse 30 yıldır sürdürülen operasyonlarla kökü kazınamayan terör, ABD'nin Suriye'de ve iç savaşı kışkırtmasının ardından Esad rejiminin etkili olduğu bölgelere de yayılırken, Türkiye dışarıdan gelen tehdit konusunda ne yazık ki ikinci bir cephenin sıkıntıları altında çırpınıyor...

Çünkü hem Türkiye içinden hem de PKK'nın daha önce etkili olduğu Kuzey Irak ve İran kırsalından kaçarak Suriye'de geniş bir cephe açan PKK - YPG unsurlarının, Urfa'da "güvenli bölge" tartışmalarının yürütüldüğü bir ortamda, meydanı nasıl da boş bulduğunu gösteriyor son haber...

Terör unsurlarının, tel örgünün Türkiye tarafından bile rahatlıkla "görüntülenebildi"ği bir dönemde, akıllara hemen şu sorular da geliyor;

Devlet terörle mücadele uğruna hem Güneydoğu'da, hem Suriye ve Kuzey Irak kırsalında yıllardır operasyonlar düzenlerken, PKK- YPG militanlarının geçit töreni yaparcasına, iki ülkeyi bölen tel örgünün hemen yanı başında, araçlarla tur atabilmesi nasıl bir çelişkidir acaba?..

Söyler misiniz; PKK unsurlarının operasyon bölgelerinde bile, devletin burnunun dibinde tur atabildiği bir dönemde, ABD'nin Urfa üzerinden "güvenli bölge" çalışmalarına girişmesi ve Türkiye'nin Afrin operasyonundan sonra "Pençe Harekatı" gibi müdahaleleri ne kadar sonuç verebilecek?..

Hadi, birileri bu ikiyüzlü, yaman ve tuhaf çelişkiye açıklık getirsin...

Yazarın Diğer Yazıları