Suriyeliler tehlikesi...

Kimi okurlarımı Halk TV yorumcusu Enver Aysever'e benzetiyorum. Tıpkı Aysever'in CHP'ye bindirmeleri gibi yapıyorlar.

Haklı uyarılara lafım yok. Örneğin "Şükrü Ersoy'un yaşı 80 değil 88" gibi olursa. Tamer Bilge arkadaşımızın üslubu ayrıca pırıl pırıl. Saygılı da.

Ancak, kaçak içki konusunda Kadir Toprak'ın satırlarını buraya alıp, sonra cevap vereceğim:

"Kaçak içkiden ölümlere sadece bunları imal edenler mi sebep oluyor? Hükümetler orantısız vergilerle katkıda bulunmuyorlar mı?"

Toprak, haklı. Aklından çıkarmaması gereken, merhum Adnan Menderes'in vergide indirim yapıp kaçağı azalttığını da ben yazmıştım.

En önemli konu

En fazla mesajı Suriyeliler konusunda alıyorum. Dikkatli okurlarım hatırlayacaklardır. 12-13 yaşlarında bir grup Suriyeli çocuğun karşımızdaki sitenin seramiklerini nasıl kırdıklarını aktarmıştım.

Onların ilerideki yıllarda ne kadar tehlikeli hale geleceklerini de anlatmıştım. Hatta "Bir Zamanlar New York" filmini örnek vermiştim. Bugün Amerikan mafyası tamamen bu İtalyanların denetiminde.

Mehmet Albayrak bana da gönderme yapan tehlikeyi güzel özetliyor:

"Burhan Bey, acaba 6 milyon Suriyeli bizi istila mı etti? 20 yıl sonra bunların sayısı 15 milyona çıkınca ne olacak? Bu ülkeyi ele geçirmeyecekleri ne malum?

Bu toprakları kanı canı pahasına savunup gazi ve şehit olanlara nasıl hesap verilecek? Türk halkının ve vatanımızın ali menfaatlerinden söz eden yazılarınızı bekliyoruz. Tehlikeyi anlatın, uyarın."

Mesaj

Bu satırların içinde hükümete de mesajlar var. Başta İçişleri Bakanı olmak üzere gecikmiş tedbirlerin alınması isteniyor.

Acaba Süleyman Soylu ve İstanbul Valisi'nin son açıklamalarına "artık uyandık" diyebilir miyiz?

Konu zenginliği

Prof. Dr. Hikmet Özdemir, meslektaşım Alaaddin Demirtaş ve Ayten Seçmen'in yazdıklarına teşekkürler. Seçmen, pek çok okurum gibi İstanbul anılarını artırmamı istiyor. Ayten kardeşim şuna inansın ki, Pazar Mavraları için çok titizleniyorum. Bunu ilk ateşleyenin Hayri Köklü olduğunu da itiraf etmeliyim.

Doğru ve yanlışlar

Bazı notlar ise kesinlikle güdümlü. Ad yok, varsa da sallama. Amaç kullanmak. "Kurum, kurum" denerek kimi spikerleri aşağılama çabası hangi hesaplara dayanıyor? Oysa Bahattin Erkan'ın, TRT Spor'un başarılı ismi Erdoğan Arıkan'la ilgili yazdıklarına ben de destek veriyorum. Çünkü Arıkan'ı iyi tanıyorum.

Mansur Yavaş'a

Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurettin Topaloğlu Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'na sözünü hatırlatıyor; "Bir kişinin dahi yaşadığı yere belediye otobüsü hizmeti vereceğiz."

Topaloğlu devamla "Gölbaşı-Hacılar Tulumtaş yolunda yan yana üç kooperatif var. En yakın otobüs durağı 5 km. mesafede. Sayın Yavaş'tan duruma bir ana önce müdahale bekliyoruz."

Yine Fatih Belediyesi

Sahafların Hüseyin Avni Dedesinin tezgahı da kapatıldı. Sebep, kitap, plak ve diğer şeyleri çınar ağacında sergilemesi.

Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan'a sormak istiyorum; Dede bu işi 1968'den beri yapıyor. Bir sembol haline geldi. Tam 51 yıldır kimse müdahale etmezken, buna şimdi neden gerek görüldü?

Öz müziğimizi yıprattılar

Şimdi sıra Umur Hazangil'de. Bu isim Türk Halk Müziği'nde gerçekten uzman. Konusunda ben çok bilgiliyim diyene ders verir. Mesajını sizlerle paylaşacağım:

"Saygıdeğer üstadım, rahmetli şair Osman Attila bir şiirinde 'Hemşerim ne sen sor ne ben. Açayım 'sözüm bitmez tasa tükenmez derttir' der.

Konusunu sizin de ettiğiniz programda güya ikazınızı dinlediler de Sıra Gecesi adını değiştirdiler. Kandırdık sandılar. Ama önemli olan o isme izin veren zihniyettir. Zekeriya Ünlü bilsin ki, gelenek ve töreler yolunu arayıp bulan sular gibidir. Yüzlerce yıllık gelenekleri yeni program kisvesi altında giydirip kuşatıp, iki de hanım çıkararak adına Sıra Gecesi diyemezsiniz.

Programın solistine kızmamak lazım. Ona fırsat verenleri ayıplamak, kınamak gerek.

Olmuyor

Bu arada alınmazsanız sizin evlad-ı maneviye'niz Harman Yeri programının şefi Ömer Hayri Uzun'a da değinmek istiyorum. Bu arkadaşın müzik tekniği iyi. Lakin TÜRKÜ KÜLTÜRÜ yok. Bunun folklorundan bihaber. Sol elini açıp yukarı tutmakla, sağ elini kaldırıp indirmekle, bu işi olur sanıyor..."

GÜNÜN SÖZÜ

Manzaranın güzelliği, hüznünde yatar. Ahmed Haşim

 

Yazarın Diğer Yazıları