Mustafa Balbay’ın tahliyesi çok sevindirdi. Şoktan şoka sokulan, ağır acılara sürüklenen, sağlıklarından olan insanlar için düzmece davada bir sürpriz oldu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı konuştu, vekiller konuştu, bakanlar konuştu, avukatlar konuştu, çok şükür aynı Gezi olayındaki gibi soluk alınacak bir yol açıldı. Tutsakların hemen hepsine inşallah böyle bir nefes alacak yol
açılır.
Hangi taraf ötekine gol attı bilemeyeceğim ama önemli bir gol oldu.  Cemaatle hükümetin gol atmakta birbirleriyle yarıştığı söyleniyor. Bakalım göreceğiz.
Anayasa kararı bağlayıcıdır. Geride kalanların düştüğü hüsran çok can yakıcıydı. Hiçbir halk, hiçbir millet vatan sevgisinin cezasını 30 senelerle ödememiştir. Bu zulmün bitişi de başlangıcı gibi gürültülü olacak, can yakacak.

***

Eskiden mahpusluklar Aziz Nesin’in yazdığı gibi bir özlemlik sürermiş. En fazla yatan galiba Nazım Hikmet’le Kemal Tahir oldu. Şimdi yüzlerle yatırıyorlar. Ve cezaları gözlerini kırpmadan 30 seneden başlatıp müebbede gidiyorlar. Bu zulmün bitişini göreceğiz. Kahramanlarımız dışarıda kısa zamanda Aziz Nesin’in özlediği, yüzlerine yeşil yapraklar sürecekler.
Aziz Nesin bu şiiri hapishanede yazmıştı. Onun şiir yazdığını çok kimse bilmez. Ama iyi yazmış doğrusu. Dışarıdaki hayata ve özgürlüğe duyduğu bütün hasreti en sade kelimelerle, en sade ve etkileyici biçimde anlatmış...
İşte, hapisler biter, geride şiirler, resimler kitaplar, acılar kalır.

***

kısmet olur şu hapisten çıkarsam
deniz derya yol görünür gözüme
bekar odam dardır ama bir varsam
mezar olsa bol görünür gözüme

mapus kişi kendi bakar falları
garip olur yoksul yoksul halları
bir kurtulsam kuru ağaç dalları
sarılacak kol görünür gözüme

yıllar yattım ne sevgili izledim
ne vefasız yar yolunu gözledim
yalnız yeşil yeşil rengi özledim
taze yaprak süreceğim yüzüme

özgür olan bilmez geçer denizden
deniz nedir mavi nedir sor bizden
bir kurtulsam körolası hapisten
su olurum inan olsun sözüme