Taksici ve sigorta

Davutpaşa’daki patlama ve  21 vatandaşımızın ölümü geçtiğimiz haftaya damgasını vuran en önemli olay oldu.
Dünya televizyonları tıpkı 3. dünya ülkesinden görüntüler gibi bu patlamayı dönüp dolaşıp verdiler.
Buna benzer görüntüler daha önce Afrika ülkelerinde olmuştu. Bir gün bizde de olacağı kimin aklına gelirdi ki!
Burada ölenler tüm Türkiye’nin içini acıttı.
En önemlisi burada ölen 21 kişi, 21 ayrı yaşam hikayesini ortaya koydu.
Ölenlerin tamamının sigortasız olması, 300 milyon gibi asgari ücretin dahi altında bir ücrete çalışması ve ölümleri ile geride sefalete sürüklenen insanları bıraktıkları görüldü.
Gerek televizyonlar gerekse gazeteler, bu olayda tek bir şeye dikkat ettiler: O da işyerinin ruhsatsız olmasına.
Orada ölen 21 canın sigortası var mı, onu ele alan o konuyu irdeleyen maalesef olmadı. Varsa yoksa işyerinin ruhsatı.
İş yerinin ruhsatı olsa ne olur ki?
Önce insan demeliyiz ve insana yönelik bir bakış açısı ile bakmalıyız.
Gelişmiş ülke diyoruz ama bugün Türkiye’de milyonlarca insan karın tokluğuna sigortasız çalışıyor.
Yıllardır bu konuda Türkiye bir adım ileri gitmedi.
Adam gazeteye işçi aranıyor ilanı veriyor:
 “Dolgun maaş (asgari ücret)+yemek+sigorta”
Güler misin ağlar mısın? Adam yapılması zorunlu bir şeyi bile işçiye verilmiş lüks olarak görüyor.
Bu zihniyetteki ülke sosyal güvenlik açısından nereye gidebilir ki!
Bugün dikkat çekmek istediğim bir başka konu, taksicilerin sosyal güvenliği.
Halen İstanbul’da bu işi yapan 40 bin civarında taksici var. Bu sayının 50 bine kadar çıktığı da belirtiliyor. Bu insanların yüzde 99’u maalesef sigortasız bu işi yapıyor.
İstatistiklere göre İstanbul’da bulunan 20 binin üzerindeki taksinin sadece yüzde 2’lik bir bölümünü mal sahibi kullanıyor. Geri kalanının tamamı, bu işi günlük yevmiye ile yapıyor ve gerçek bir sosyal trajedi yaşanıyor.
Sigortasız ve güvencesiz insanlar.
Kaza yapması halinde felakete sürüklenen bir yaşam. Dahası, yaşamlar.
Bir taksi plakası 700 milyar lira. Neredeyse 1 trilyon liraya ulaşmış durumda.
Dünyada böyle bir uygulama yok. Parayı dört rakamlı bir teneke parçası kazanıyor. Oysa gelişmiş ülkelerde taksicilik ruhsatı vardır. Bu ruhsatı almak oldukça zordur.
Bizde ise paran varsa bastır 700 milyar lirayı, al plakayı ve günlük 200 milyon liraya ver kiraya..
İşte bu kadar!
Taksini çalıştırana sigorta ve güvence yok.
Birileri rantı kapıyor, geri kalan ise sürünüyor.
Bu ne sosyal devlet ilkesine sığar ne da kul hakkını ön planda tutan İslamiyette.

Yazarın Diğer Yazıları