Taliban konusu sadece siyasi, sosyolojik bir konu değil... Taliban ile yüzleşmeden önce ezbercilikten çıkıp dinimizle yüzleşmemiz gerekiyor...

Ki..; Taliban ve şeriatı din mi, değil mi?.. Ne kadar reddedebiliriz veya ne kadar boyun eğebiliriz karar verebilelim...

Erdoğan, Taliban için, "bizim inancımıza ters değil" diyor..

Haklı mı?..

Tamam Taliban tecavüz ediyor, cinayet işliyor, insanları hayvan gibi sokak ortasında sopa ile döverek, insanlık onur ve haysiyetini ayaklar altına alıyor anladık da.. sorun bakalım bir; bunu neden yapıyor?..

- Neden yapıyor?..

- Kendince "şeriatı uygulamak" için yapıyor...

"Şeriat, İslam hukuku mu?" sorusunun cevabı da; evet İslam hukuku...

Ama İslam ile İslam hukuku tam olarak aynı şey değil....

Neden değil; çünkü İslam Hukukunun, yani şeriatın tamamı Kur''an ile oluşturulamıyor...

İçinde biraz Kur''an, biraz hadis, biraz yorum var...

***

Genel olarak Allah inancımızın şablonundan; Taliban''ın şeriatına baktığımızda ise; ortada büyük bir sorun olduğunu görürüz...

Çünkü klasik Allah inancımıza göre; Allah yarattıklarının rızkını garanti etmiş... Emir ve yasaklarını bildirmiş... Bunlara bu dünyada uymayanlar için ise; cennet ve cehennemi haber vermiştir...

Ve kullarını kendine iman edip etmemek de dahil, örtünme gibi, ibadet gibi, din tercihi gibi konularda özgür bırakmış... Tercihlerinden dolayı da; bu dünyada ne rızkını kesmekle, ne yakmakla, kesmekle cezalandırmıştır...

İslam hukuku diyerek; sopayla, kırbaçla, kılıçla birini örtmenin, namaz kıldırmanın, dine geri döndürmenin, yine İslam''ın ahiret inancı ile çelişmesi de apaçık ortada...

Taliban''da zaten, din ile ilgili kendine ulaşanlar konusunda ''doğru mu-yanlış mı?'' sorgulayıcı değil... Menfaatleri doğrultusunda uygulayıcı...

Kabul edelim ki; her dinin zamanla ciddi bir rantı da oluşmuştur...

İslam''da zekat, peygamberimiz döneminde dahi çok büyük sorun olmuştu mesela...

Peygamberimiz ölünce Müslümanların yaklaşık yüzde 70-80''i zekatı gerekçe göstererek dinden dönmüştü...

Tarihe, ''Ridde savaşları'' diye geçen kanlı savaşlar; peygamberimizin ölümüyle dinden dönenlerin tekrar Müslümanlaştırılması için yapılmıştı... Bazı kaynaklara göre 20 bin sahabenin öldürüldüğü savaşlar sonunda dinden dönenler kılıçla tekrar dine döndürüldü...

***

İslam''a bakarsanız rantın yanında, devlet iddiası taşıdığını veya bu yöne dönüştürüldüğünü de görürsünüz... Halifelerin öldürülmesi de dahil, tarih çoğu kez İslam üzerinden kanlı iktidar ve devlet devşirmelerine sahne olmuştur...

Taliban da bugün İslam kisvesi ile büyük ölçüde, o devlet otoritesi ve rantının peşinde...

Taliban''ı oluşturan o tayfa eğer; Hindistan''da ineğe tapanların coğrafyasında, ineğe tapmanın rant sağladığı bir ortamda doğsa İslam''a geçmeyeceği gibi, ineğe tapmanın kutsiyeti hakkında kendisine ulaşan o bilgileri de sorgulamayacaktı... Onun yerine; direkt uygulamaya geçecek ve bugün bizi ineğe tapmakla şereflendirmek için çıkacaklardı karşımıza...

Kendini ineğe tapma dininin otoritesi ilan edecek... O dine göre ibadet etmeyen, o dine göre giyinmeyenleri dövecek, öldürecekti ve buna dayanarak bir devlet otoritesi tesis etmeye çalışacaktı...

***

Konu biraz nerede durduğunuz, biraz nereden baktığınız ile ilgili...

Sorun dinden ziyade, din üzerinden devlet otoritesi kurma çabasında sanırım...

O veya bu dinin devlet otoritesi olmaya çalışması tarih boyunca hep büyük facialara sebep olmuş...

Orta Çağ karanlığının ana sebebi de budur..

Geldiğimiz noktada din ve vicdan hürriyetini, din iddiası olan Taliban gibi yapılar değil, modern hukuk sağlayabiliyor...

Kulların, Allah için yaptığı ibadethaneyi, Allah''ın yıldırımından, aklın ürettiği mekanizma olan paratonerin koruması gibi, laiklik de Allah''ın kullarına verdiği akıl ile buldukları çağa uygun bir model, bir aygıttır...

Laiklik; hem devletin, hem dinin, hem dindarın birbirlerine zarar vermesini engelleyerek güvence altına alan bir paratonerdir...