Tantan: "Saldırı yeni dünya düzeni mesajı"

Tantan: "Saldırı yeni dünya düzeni mesajı"
Yeni Zelanda'daki terör saldırısına yönelik küresel ölçekteki tartışmalar sürüyor. Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, "Yeni Zelanda'daki terör saldırısı bir projenin kamuoyuna yansımasıdır. Bu yolla bir mesaj verilmek isteniyor" dedi.

BASİT BİR SALDIRI DEĞİL, BİR PROJENİN KAMUOYUNA YANSIMASI
TÜRKİYE ARAFTA TERCİHİNİ YAPACAK BAĞIMSIZLIK MI, BAĞIMLILIK MI? 
Fatih ERBOZ/ANKARA

Tantan, "Yeni Zelanda refah düzeyi yüksek bir ülke. Oraya giden göç var Türkiye'den. İngiltere'nin etkinliği olduğu da bir ülke. Tuhaf taraf, Çanakkale'nin 18 Mart kutlamaları var. Aslında yeni dünya düzeni kurulurken bir mesaj verilmek isteniyor yüksek ihtimalle. Yaşanan saldırı basit bir şey değil. Bütün dünyada mali ve ekonomik anlamda sıkıntılar büyük. Avrupa'da bile işsiz insanlar sokağa indi, rahatsızlık var, adaletsizlik var, küresel sermaye bütün ülkeleri tehdit ediyor. Kendi hegemonyasını kabul ettirmek istiyor. Yeni dünya düzeninde herkes yerini almak istiyor" dedi. 

Dünyada artık saflaşmaların belli olmaya başladığını kaydeden Tantan, sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Asya Pasifik diye söyleniyor. Çin, Hindistan, Rusya, İran, Pakistan Afganistan'a baktığınız zaman 3 buçuk milyarlık bir nüfus var. İşlenmemiş doğal zenginlikler de var. Pazarlama açısından büyük nüfus var. Buradaki hegemon güç kim olacak? Küresel güçlerin kendi arasında çıkar çatışması var. Bu çıkar kavgası Suriye ve Irak'ta yeni devletçikler için alt yapılar yapılmış durumda. Bu süreç Suudi Arabistan'a, Yemen'e ne zaman gelir belli değil. Bu bölgedeki devletçikler oluşturarak İsrail'in güvenliği sağlanıyor ve ABD'nin isteğiyle devam etmek isteyen bir yapıya doğru evriliyor. Türkiye'de buna karşı bir takım tedbirlerin geliştirdiğini göremiyoruz. Bugün siyasi iktidarın konumunun devam etmesi için büyük bir çaba içinde olduğunu görüyoruz. 2023 yılını dile getiriyor. Lozan Antlaşmasını ve Lozan'daki gizli yazışmaları öne çıkarıyorlar. Ona baktığınız zaman da 2023 yılında Türkiye'nin şehir devletçikleriyle, federal bir yapıya doğru evrildiğini hep birlikte görüyoruz."

Türkiye'nin yeni dünya düzenine çok zayıf bir konumda yakalandığına dikkat çeken Tantan, "Kurumları zayıf vaziyette yakalandı. Türkiye kendi içinde cemaatlerle iktidar paylaşımında karşı karşıya getirildi. Fethullah Gülen hareketi ve iktidar karşı karşıya getirildi. Türkiye'deki geleneksel kimliğin içi boşaltıldı. Bu çok büyük proje hala devam ediyor. Diğer cemaatler de büyüyüp iktidar ortağı olmaya doğru evriliyor. İktidar da güvenlik alt yapısını oluşturmaya çalışıyor. Çok yanlış çalışma ve çaba içinde. Suriye'de bu yanlışı görüp, kaybetmiş olmasına rağmen hala halkına geri dönmeyen, halkıyla gerçekleri paylaşmayan, halkın girişim ruhunun önünü kesen bir anlayış içinde. Halkla bütünleşerek bu girdaptan çıkabilir iktidar. Bütün bunlara rağmen bu çabayı göstermiyor" diye konuştu. 

HEGEMON GÜÇLER İSTEDİĞİNİ YAPMAK İSTİYOR

Hegemon güçlerin planlarının sürdüğünü anlatan Tantan, şunları söyledi:
"Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan, Libya ekseninde, Hürmüz Boğazı, Bab-ül Mendep boğazı Doğu Akdeniz havzasında İskenderun boğazında hegemon gücü olan ABD, İngiltere, İsrail, buradaki güvenliği kendi kontrolü altına almak için bizzat bir takım devletçikler oluşturacak. Bunlardan en büyüttüğü, silahlandırılan PKK- YPG ayrıca Barzani. Bunları birleştirerek Basra körfezinden Doğu Akdeniz'e akacak bir kanal oluşturacaklar. Gerek Çin'e, gerek AB'ye gidecek gazı kontrol altına almak isteyecekler. Bu noktayı kontrol edecekler. Türkiye bunu engellemek için halkla birlikte başarabilir. Türk siyasetinin kimliği bunu engelliyor. Arşivin halka açıldığı takdirde ortaya çıkacaklardan korku içinde."  
BAĞIMLILIK MI BAĞIMSIZLIK MI?
Sadettin Tantan, Türkiye'nin bölgesinde çok önemli bir güç olduğunu dile getirerek, "Bu gücü engelleyen kirli ve kimliksiz siyasi kadrolar. İşin acı tarafı bu kadrolar ortalıkta gezmekte. En önemli konu bu. Sokak ağızıyla meydanlarda konuşuluyor. Hala şehit veriyoruz. Suriye ve Kandil terörist yuvası dokunamıyor Türkiye. Bu yuvalar neden dağıtılamıyor? Mallarına neden el koyulamıyor?" şeklinde konuştu. 
İktidar ile Fethullah Gülen hareketi arasındaki hedefin, birisinin siyasi liderliğe oynarken, diğerinin de dini liderliğe oynayan iki yapı olduğunu ifade eden Tantan sözlerini şöyle tamamladı: 
"İkisi de kontrol altındaydı. İkisini de iktidara getiren, beraber üçlü devlet algısı oluşturan, yani AKP yandaşları zenginleşirken, cemaatler de zenginleşti, PKK ve yandaşları da aşırı zenginleşti. Şimdi bunlar çatıştı cemaat ve yandaşlarının bir kısmının varlıklarına el kondu. Bir kısmının varlıklarına el konmadı. Bu çatışmada Türkiye, içte ve dışta itibar kaybetti. Yurt dışında size yönelik tehditleri ortadan kaldıracak çalışma ve çabanız yok. Terörle değil, terörist ile mücadele ediyorlar. Terörist ile mücadele eden güvenlik güçleri. Siyasetçi terörle mücadele edemiyor. Buna dikkat etmeliyiz. Terörle mücadelede bir takım kurumsal alt yapılara ihtiyaç var aynı zamanda siyasetin ağırlığını koymasına ihtiyacı var. Dünyada İslam ülkelerindeki rejimler büyük bir çöküş halinde halklar arasında. Hala yabancı ülkelere bağımlılık devam ediyor. Türkiye de önümüzdeki süreçte bağımlılığı mı, özgürlüğü mü tercih edecek, sorun burada. "