Haçlı seferlerinde kurulan, kutsal toprakları ve Hıristiyanları korumaya yemin eden eden Tapınak Şövalyeleri, günümüzde ecnebi birliği olan AB’de faaliyet gösteriyor. Sömürge Valisi edasıyla Türkiye’ye gelen Barroso ve Rehn, ilk fırsatta Fener Papazı’nın yanına gidip elini eteğini öptü.

Kılıçtan keskin kriterler
Tarİhte, kılıç kalkanla yaptıkları kutsal savaşlarını şimdilerde kriterlerle yürüten ecnebiler, işbirliği yaptıkları azınlıklara trilyonlarca lira kaynak sağlayacak Vakıflar Kanunu’nu çıkarttırmayı başardı. Tapınak Şövalyeleri, “Bartho ekümenik olsun, ruhban okulu açılsın” diye bastırmaya devam ediyor.

Tapınak Şövalyeleri Patrikhane’de buluştu

Papazın eteğini öptüler
Türkiye’yi müstemleke valisi gibi denetleyerek küstahça emirler yağdıran Barroso, Papaz Bartholomeos’a uğramadan edemedi

Haber : Macit SOYDAN
Ulu Önder Atatürk’ün huzuruna eli cebinde çıkarak küstahlıklarına bir yenisini ekleyen Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Patrikhane’de ziyaret ettiği Papaz Bartholomeos’a ise saygıda kusur etmedi. Ankara’daiki temaslarını tamamlayan Barroso ile AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Ollie Rehn, özel uçakla dün saat 11.25’de İstanbul’a geldi. Borroso’yu Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Ahmet Selamet, İstanbul Emniyet Müdürü Celalattin Cerrah ve öteki ilgililer karşıladı. Karşılama sırasında Vali Muammer Güler’in eşi Neval Güler, Barroso’nun eşine çiçek verdi. Barroso, hava limanında basın mensuplarını el sallayarak selamladı.

Kilisede mum yaktı
Barroso ve beraberindekiler, buradan Balat’taki Fener Rum Patrikhanesi’ne geçti. Barroso başkanlığındaki heyeti, patrikhanenin kapısında Fransa Metropoliti ve aynı zamanda Ortodoks Kilisesinin AB nezdindeki Temsilcisi Emmanuel, Saint Sirrot Meclisi başkatibi Peder Elpidoforos ve Patrikhane Basın Sözcüsü Peder Dositeos karşıladı. Daha sonra Barroso, Fener Rum Patriği Bartholomeos ile basına kapalı olarak görüştü. Yaklaşık 50 dakika süren görüşmenin ardından Bartholomeos ve Barroso basına görüntü verdi. Bartholomeos, Barroso’ya patrikhanenin tarihini anlatan bir kitapçık hediye etti. Daha sonra Bartholomeos, görüşmenin yapıldığı binanın kapısına kadar Barroso’yu uğurladı. Barroso, daha sonra patrikhane içindeki Aya Yorgi Kilisesini ziyaret ederek mum yaktı. Barroso ve beraberindekiler, daha sona patrikhaneden ayrıldı. Barroso, İstanbul Müftülüğünü de ziyaret etti. Olli Rehn ile birlikte saat 12.50’de Süleymaniye’deki İstanbul Müftülüğüne gelen Barroso, burada Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Görmez ve İstanbul Müftü Vekili Mehmet Aşık ile görüştü. Basına kapalı yapılan görüşme yaklaşık yarım saat sürdü.

Hıristiyanların oluşturduğu ecnebi
birlik
Tapınak Şövalyeleri, 1118 yılında Clairvauxlu St. Bernard önderliğinde 10 Fransız şövalye tarafından kurulan gizli örgüttür. Haçlı seferleri esnasında oluşan şövalye-rahip birliğidir. Tapınak Şövalyeleri amaçlarını kutsal toprakları ve Hristiyan hacıların güvenliğini sağlamak olduğunu iddia etmişlerdir. Bazı çevreler tarafından amaçlarının zenginlik ve güç elde etmek ve gerekirse savaşarak Kabalistik dogmayı yerleştirmek olduğu da iddia edilmiştir. Bazı rivayetlere göre, bir bölümü yeraltına girip varlıklarını bugüne kadar sürdürmüştür. Günümüzde bazı tarihçiler, masonların bu örgütün devamı olduğunu iddia etmiştir.

Küstah müdahale dış basında
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso’nun Türkiye ziyareti yurt dışında geniş yankı buldu. İngiliz Financial Times, “Barroso Türkiye’yi reform temposunu hızlandırmaya çağırdı “başlığını kullandığı haberinde, Komisyon Başkanı’nın “Türkiye’de son dönemde en tartışmalı gelişmelerden biri “olan AKP’yi kapatma davası konusunda ise “ihtiyatlı “konuştuğunu belirtti.
Barroso’nun açıklamalarını BBC de değerlendirdi. BBC, Barroso’nun Türkiye ile yürütülen üyelik müzakerelerinin tam üyelik ile sonuçlanacağını garanti edemeyeceklerini söylediğine işaret etti. BBC, Barroso’nun, sivil-asker ilişkileri, kültürel haklar, kadın ve çocuk hakları gibi alanlarda daha fazla gelişmeye ihtiyaç duyulduğunu söylediğini de belirtti.
İspanya’nın en büyük gazetesi El Pais de, “Ziyaretin temeli İslami olan bir hükümet ile devletin laik unsurları arasındaki konfrontasyonun Türkiye’deki istikrarı ciddi bir biçimde tehdit ettiği bir dönemde yapılıyor “yorumunu yaptı. Gazete, Barroso’nun ifade özgürlüğünün önemini vurgularken Leyla Zana’nın 2 yıl hapis cezasına çarptırıldığına da dikkat çekti.
Fransız Le Monde gazetesi, Barroso’nun Ankara’da “Türkiye’nin AB üyesi olmadan önce daha katetmesi gereken uzun bir yol olduğu “mesajını verdiğini belirterek, müzakerelerin başladığı 2005 yılından bu yana sadece 35 başlıktan sadece 6’sının açıldığına dikkat çekti.
”AB Türkiye’ye, iktidardaki partinin yargılanması üyelik başvurusuna zarar verebileceği uyarısı yapıyor “yorumunu yapan Washington Times ise, AB tarafından yapılan açıklamaların ilişkileri olumsuz etkilediğini öne sürdü. Gazete, diplomatik kaynaklara dayanarak Türkiye’de, Avrupa’nın davaya tepkilerine giderek artan bir ilgisizlik göründüğünü yazdı.

Avrupa, nifak yuvasını yol eyledi
Karamanlis’in ziyareti

Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, bu yıl Türkiye’ye gerçekleştirdiği gezide, Bartholomeos’u unutmamıştı.

Merkel de kilisede
Almanya Başbakanı Angela Merkel 10 Haziran 2006 tarihinde Papaz Bartholomeos’un elini öpmüştü.

Papandreu da uğradı
Yunanistan eski Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret ederek Papaz Bartholomeos’u ziyaret etmişti.

Schröder’den yakın ilgi
Almanya eski Başbakanı Gerhard Schröder, Mayıs 2005’de Türkiye’ye yaptığı ziyarette Papaz’la samimi pozlar vermişti.

‘Ekümenik patrik’i ağızlarından hiç düşürmediler
AKP iktidarı süresinde ülkenin üniter yapısına darbe vuracak her türlü tavizi koparan, millete ait egemenliği bile devralan Avrupa Birliği, yetkilileri aracılığında dayatmalarını sürdürmüştü. Türkiye’nin altını oyan dayatmaları kriter adı altında sunan AB, küstah isteklerine her geçen gün yenilerini eklemişti. Fener Rum Papazı Bartholomeos’un “Ekümenik” olarak tanınması için bastıran AB, Türkiye’deki azınlıkların haklarından da asla vazgeçmemisti. Misyonerlerin, kutsal vatan topraklarında rahat cirit atabilmesi için çabalayan AB, komisyon raporlarında ve müzakere çalışmalarında da Türkiye’nin etnik yapısını kaşımayı ihmal etmemişti.
* AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso 27 Ekim 2004’te, azınlıkların haklarının korunması için bir Avrupa Temel Haklar Kurumu oluşturma sözü vermişti.

* Barroso, 7-9 Kasım 2005 tarihlerinde Swiss Hotel’de yapılan “2. Barış ve Tolerans Konferansı“nda Fener Papazı Bartholomoeos’la ’ekümenik patrik’ ibaresi altında poz vermişti.

* 22 Şubat 2008’de TBMM’den Vakıflar Yasası’nın geçmiş olmasının önemli bir adım olduğunu belirten Barroso, Türkiye’nin bu tarz düzenlemeye gitmesinin memnunuyet verici olduğunu kaydetmişti.

* AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, 2006’da, ”Dini özgürlükler ve azınlık hakları alanındaki reformların sürmesi gerekiğine“ vurgu yapmıştı.

* Rehn, 1 Eylül 2006’da Abdullah Gül’e bir mektup göndererek, gayrimüslimlere yönelik reformlar istemişti.

* 26 Ağustos 2007’de ise Olli Rehn, ”Patrik ve Patriklik kiliseyle ilgili Ekümenik ünvanını kullanmada özgür olmalıdır“ ifadesini kullanmıştı.

Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile Ollie Rehn, Patrikhane’yi ziyaret ederek Papaz Bartholomeos’a saygılarını iletti.

Patrikhane fesad ve hıyanet ocağıdır!
Ulu Önder Atatürk, Fener Rum Patrikhanesi’ni bir fesat yuvası olarak nitelendirmişti
“Bir fesad ve hıyanet ocağı olan ve memleketimize nifak tohumları eken, uyuşmazlıklar yaratan, Hıristiyan hemşehrilerimizin huzur ve refahı için de uğursuzluğa ve felakete sebep olan İstanbul Rum Patrikhanesi’nin artık topraklarımız üzerinde bırakamayız. Bu tehlikeli teşkilatı memleketimizde muhafazaya bizi mecbur etmek için ne gibi vesile ve sebebler gösterilebilir? Türkiye’nin Rum Patrikhanesi için arazi üzerinde bir sığınılacak yer göstermeye ne mecburiyeti var? Bu fesad ocağının hakiki yeri, Yunanistan değil midir? Büyük Millet Meclisi tarafından idare edilmekte olan yeni Türkiye, Babıali’nin taht-ı idaresindeki eski Osmanlı İmparatorluğu değildir. Yeni Türkiye şeref ve haysiyet, kudret ve kuvvetini müdrik ve hukukunu muhafaza için mevcudiyetini tehlikeye atmaya hazır ve amadedir.”
Mustafa Kemal
Hakimiyet-i Milliye Gazetesi / 20 Ocak 1923

Cephane deposu
“İstanbul Patrikhanesi ve Yunan Konsolosluğu silah ve cephane deposu durumunu almıştır ve hatta kiliseler tapınma yerinden çok askeri ambarlar gibi kullanılmaktadır. Ermeni Patriği Zaven Edendi de Mavri Mira kurulu tarafından satın alınmıştır. Rum okullarının önceden bizim yapıp da şimdi sırası iken ne yazık ki terkettiğimiz izci örgütleri bütünüyle Mavri Mira kurulu tarafından yönetilmektedir...”
Mustafa Kemal Erzurum / 22 Ağustos 1919