Tarihe önem veriyorlarmış

Günlerdir boşu boşuna Ayasofya'yı tartışıyor Türkiye'dekiler. Benim anlamadığım nedir biliyor musunuz? Dine (İslam'a) çok önem veriyormuş ve çok bağlıymış gibi görünenlerin aslında İslam dışı yaşamı temel yaşam pratiği saymalarıdır.

Madem dini simgeler semboller sizi o kadar çok ilgilendiriyor, öyle ise Sultan Ahmet Camii'nin siluetini bozan o devasa binalar da neyin nesi? Gidin Vatikan'a bakın bakalım. Devasa katedrallerden yüksek kaç bina var?

Hiç yok..

Niye?

Çünkü o devasa katedraller Hıristiyanlığın görkemini ifade ediyor. Tarihi, zaman dışılığı ve tüm zamanlara hükmetmeyi anlamlı kılıyor. Dolayısı ile olağan şeyler, zaman dışı ihtişamın boyunu da geçemez, cüssesini de.

İşte bu bakış tarzına, bu anlayışa medeniyet deniliyor..

Var mı sizde?

Yok.

Şimdi Ayasofya nutukları atıyorlar.

Sen önce İslam'ın evrensel değerlerine sahip çıksana. Onları korusana.

Korumuyor..

TV'lerde iktidar yanlısı konuşanların tamamı yapılan adaletsizlikleri, haksızlıkları, kayırmacılığı hakkı diye savunuyor. Yapılan hak ve hukuk ihlalleri, yandaş koruma, eş dost kayırmacılığı (nepotizm) yani yolsuzluklar kitaplara geçti. Lakin onlar, avazı çıktığı kadar yanlışı alkışlamak için milleti iknaya çabalıyor.

Hani İslami hassasiyetiniz?

Hani bir türlü Ce-Ha-Pe'ye yakıştıramadığınız sözde dini ahlakınız?

Din, doğruluk dedikçe siz yanlışlık anlıyorsunuz.

Din adalet dedikçe siz haksızlık yapmanın yollarını arıyorsunuz.

Din liyakat dedikçe siz, işi ehli olana değil partizan olana vermeyi adet haline getiriyorsunuz.

Kısacası din (İslam) pratik hayatta hangi erdemleri öne çıkarıyorsa siz bunun tersini yapıyorsunuz ve bir de utanmadan Ayasofya çığlığı atıyorsunuz. 

Tarihe bağlıymışsınız.

Öyle mi?

18 Ege adasına niye o kadar duyarsızsınız?

Irak'ta herkes hükümetin ortağı ama o toprakların en az Araplar kadar kadim sahipleri olan Türkler (Türkmenler), hiçbir yerde söz sahibi değil.  Aynı şey Suriye'de de geçerli. Anadolu Selçuklularının kadim toprakları ve Osmanlı'nın son cephesinden bakiye kalan Türkmenler (Türkler) hangi dış politikanın asıl aktörü acaba?

Hiçbirinin..

Niçin?

Herkes onları itip kakarlarken büyük Türk baronları ne yapıyordu acaba?

Tarihe çok bağlıymışlar..

Neymiş Osmanlıcıymışlar.

Fatih'in mirasına sahip çıkıyorlarmış. Bu yüzden de Ayasofya'nın ibadete açılmasını istiyorlarmış. Herkesin zihin haritalarıyla oynuyoruz desenize. Siz daha kendi eserimiz olan Sultanahmet'in aziz hatırasına sahip çıkamadınız. O Sultanahmet ki tam da Ayasofya'nın karşısında Türk'ün heybetini, Osmanlı'nın asaletini ve gücünü temsil ediyor.

Ne tarihe ve ne de dine karşı samimiyet yok ortada.

***

Kıdem tazminatı

Her şey bitti sıra işçinin, emekçinin alın terine, iş garantisine, küçük birikimlerine geldi.

İşçi kesimi diyor ki: "Bu bizim işveren karşısında iş garantimiz. İşten çıkarılırsak, iş bulana kadar evimize ekmek götüreceğimiz para. Yegâne ekonomik kazancımız. Ona dokunmayın.."

İktidar, "dokunacağız" diyor.

Dikkat edin şimdi. İktidar "dokunacağız" dedi ya, bütün avane hep birlikte "tabi dokunulmalı. İktidarımız ne diyorsa doğrudur" deyip başladılar halkı inandırmaya. Tamamlayıcı emeklilik bu. İyi de insanlara 60 yaşına kadar umut vermiyor. Şimdi işten atılanların garantisi ortadan kalkıyor. İşvereni zorunlu ödemeye tabi tutarken, yükü fona devrediyor. O fonda birikenlerin önemli bir kısmına işçi kesintileri oluşturuyor. İnsana sormazlar mı?

İşçilerin istemediği, "yapmayın" diye feveran ettiği şeyleri neden yapıyorsunuz?

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002-016-1-007.jpg

Yazarın Diğer Yazıları