Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU

Sadi SOMUNCUOĞLU

Tarihi silmek ve yok olmak...

Son yıllarda tarihle "savaşmak" tutku halini aldı. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti döneminde coğrafyayı vatan yapan mühürlerimiz bir bir kazınıyor. Türkçe yer isimleri, Doğu Roma (Rum, Ermeni, Keldani, Süryani, Arami, Fars) isimleriyle değiştiriliyor. Tipik örneği, Güroymak'ın Ermenice "Norşin" yapılmasıdır. "Nor: Yeni, Şen veya Şin: Köy", "Yeniköy", demekmiş. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 8 Ağustos'ta Bitlis'te, "farklılıklarımız zenginliğimizdir" fetvasından sonra, ilçenin adına "Norşin" demişti. Gerekçesi ise, bölücü terörle mücadele -ne ilgisi varsa- imiş.

Şehirlerimiz tanınmaz halde. Özellikle İstanbul: Bir yanda gökdelenlerle perdelenen, bakmakla doyamadığımız, iftihar etmekle sonsuz haz ve gurur duyduğumuz camilerimiz, minarelerimiz ve her çeşit mimari kültür eserlerimiz; öbür yanda, "Kentsel dönüşüm" adı altında görgüsüzce yok edilen zarafet örneği okullarımız ve diğer yapılarımız yürekler yakıyor. Ama acı olan bütün uyarılara rağmen, "yerlerine daha modernlerini yapıyoruz" şeklindeki utanç verici gerekçedir. Bir milletin ve tarihin yok edilişi anlamına gelen bu yıkımlara, "bu işler rant için yapılıyor" suçlamaları da haklı olabilir, ama ne kadar da basit ve özden uzak değil mi?

Güroymak/Norşin değişimi gibi bu konuya da bir örnek vermek, Atatürk Kültür Merkezi'nin başına gelenlerin ibret verici hikâyesini anlatmak isteriz:

* 15 Ekim 1937 tarihli İstanbul'un Nazım Planı ile Taksim Meydanı'nın genişletilmesi; tiyatro, konferans, sergi ve toplantı salonları gibi ünitelerle bir anlamda Atatürk Kültür Merkezi'nin ilk adımı atıldı.

* 29 Ekim 1946'da opera binasının temeli atıldı.

* 12 Nisan 1969'da, bazı bölümleri tamamlandı ve hizmete açıldı. İstanbul Opera Binası adı, İstanbul Kültür Sarayı oldu.

* 27 Kasım 1970'de, "Cadı Kazanı" eserinin temsili sırasında çıkan yangınla bina harap oldu.

* 1973 yılı Cumhuriyet Bayramı'nda binanın yeniden hizmete açılacağını, Kültür Bakanı Talât Sait Halman müjdeledi ve adının Atatürk Kültür Merkezi-AKM olacağını açıkladı.

* AKM, 18 Ekim 1978'de, bir dizi etkinlikle açıldı ve bu zamana kadar devam etti.

* AKM, yıllarca parlak bir dönem yaşadı. Dünyaca ünlü sanatçılar konserler veriyor, bale ve opera temsilleri düzenleniyor; tiyatro oyunları sahneleniyor ve düzenli olarak film gösterimleri yapılıyordu. Merkez konferansların, tartışmaların da ev sahibi olmuştu.

* 1 Kasım 1999'da İstanbul 2 No'lu Koruma Kurulu, Atatürk Kültür Merkezi'ni 1. Derece Kentsel SİT Alanı'nın parçası, "1. Grup Tescilli Kültür Varlığı" olarak onayladı. Böylece yapı, koruma altına alınmış oldu.

* 2005 yılında dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, binanın ömrünü tamamlandığını söyledi ve yıkılmasını önerdi. Öneri yoğun tepki görünce yıkım başlamadı.

* 31 Mayıs 2008'de, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki etkinliklere Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından son verildi.

* 2009'da, ATM'nin olduğu gibi korunarak yenilenmesi ve güçlendirilmesi için ilgili tüm taraflar arasında bir protokol imzalandı. Restorasyonu yapmak üzere projenin ilk mimarı Hayati Tabanlıoğlu'nun oğlu Murat Tabanlıoğlu görevlendirildi.

* Şubat 2012'de Sabancı Vakfı tadilata 30 milyon liralık katkı sağlamayı taahhüt etti. Restorasyon çalışmaları başladı. Açılışın 29 Ekim 2013 Cumhuriyet Bayramı'nda yapılması planlandı.

* Mayıs 2013'te restorasyon çalışmaları Kültür Bakanlığı kararıyla durduruldu. Sabancı Vakfı'nın yaptığı bağışın nereye harcandığı da hiçbir zaman net olarak açıklanmadı.

* 6 Haziran 2013'te dönemin Başbakanı Erdoğan, "AKM inşallah yıkılacak" çıkışını yaptı. Bugünlerde, Barok tarzı bir opera binasının yapılması da gündeme geldi.

* Gezi olayı sonrasında merkez bir yılı aşkın bir süre polis karakolu olarak kullanıldı.

* 2 Mart 2016'da, Adrian Smith&Gordon Gill Mimarlık firmasının internet sayfasında AKM'nin yerine yapılmak üzere hazırlanmış "İstanbul Kültür Merkezi" adıyla bir mimari proje yayımlandı. Kim tarafından sipariş edildiği öğrenilemeyen projenin uluslararası bir yarışmada ödül almasıyla fotoğraflar gündeme gelmişti. Konuyla ilgili belediye ya da Bakanlık hâlâ bir açıklama yapmadı.

* 28 Haziran 2017'de, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesinin açıklaması şöyle:

"İstanbul 9. İdare Mahkemesi'nin vermiş olduğu yargı kararı bugün Cumhurbaşkanı olan Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ı ve ilgili tüm kurumları bağlamaktadır. Yargı kararlarını uygulamamak anayasal bir suçtur. AKM'nin restorasyonunu yapmamak, yapılmasını engellemek de 2863 sayılı koruma mevzuatı çerçevesinde ayrıca suçtur."

SONUÇ: Yapıldığı yıllarda dünyanın en büyük kültür ve sanat merkezlerinden birisi olan AKM'nin yargı kararına rağmen yıkılmaya terk edilmesinin, hukuki yönü önemli, ama ayrı bir konu. Bizim için önemli olan tarihtir, mazi mirası kültür eserleridir; değeri para ile ölçülemez. AKM yoksa, 70 yıllık tarih de yoktur, millet de yoktur. Hafızası silinen bir kişinin, kendini, geçmişini kim olduğunu bilmediği gibi.

Yeni eser vermek iyidir. Ama tarihi ve medeniyeti yok etmek, milat yazmak saplantısına kurban edilemez. 

---

* Bu ayda kaybettiğimiz, Türk Milliyetçiliği ülküsünün unutulmaz önderlerinden Dündar Taşer ile Gün Sazak Beyleri, minnet ve şükranla anıyor, Yüce Mevla'dan rahmet diliyoruz.

* Okuyucularımızın Ramazan Bayramını kutlar, Allah'tan sağlık ve mutluluk dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları