'Tarihini bilmeyen bir millet…'

'Tarihini bilmeyen bir millet…'

Mustafa Kemal Atatürk, "Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkûmdur." der.

Biz tarihimizi ne kadar biliyoruz ve nasıl biliyoruz?

Prof. Dr. Bingür Sönmez Kafkas cephesini bütün yönleriyle ele alan kalın bir kitap yayınladı: "Sarıkamış-Kafkas Cephesi"  (Tarihçi Kitabevi, büyük boy, 878 s.)

Kitabın üst başlığı: "Sarıkamış-Kafkas Cephesi - Birinci Dünya Savaşı''n Giriş - Alman-Osmanlı-İttifakının Arka Planı".

Alt başlığı: "Esarete Gidiş - Esir Kampları - Esaretten Dönüş".

Eser, tarihimizin acılı dönemini bütün ayrıntılarıyla orta koyuyor.

Yukarıya aldığım Mustafa Kemal Atatürk''ün sözleri kitabın epigrafı. Bir epigraf da Nâzım Hikmet Ran''dan. "Kuva-yı Milliye Destanı"nından şu mısralar veriliyor:

"Seferberliği görmüşüz. / Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin, / Vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi / Bir de İttihatçılar, / Bir de uzun konçlu Alman çizmesi / 914''ten 18''e kadar / Yedi bitirdi bizi."

Keşke Mustafa Kemal Atatürk''le N. Hikmet aynı kategoriye sokulmasaydı.

İnsanlarımız Nâzım Hikmet sarmalından kurtulmalıdır. Bingül Sönmez Bey için demiyorum. Çok kişi N. Hikmet Ran''ın "Kuva-yı Milliye Destanı"nı, inanarak yazdığını sanır. Yok öyle bir şey! Adam şair, iyi bir şair. Bu tartışılmaz ve ama bütün şairlerin üstünde bir şair görülürse işte bu tartışılır. N. Hikmet bahsettiğimiz şiiri hapiste yazmıştır. Ismarlamadır.

Yalçın Küçük''ün Sırlar kitabında "Kuva-yı Milliye Destanı[nı]... Af vaatleriyle hapisteki büyük şaire ''sipariş'' verildiğini biliyoruz." sözünü tekrar hatırlatırım.

Daha önemlisi; N. Hikmet, Millî Mücadele''ye katılmak için Anadolu''ya geçiyor. Sonra ne yapıyor? Moskova''ya kaçıyor.

Lütfen onu Millî Mücadele''nin büyük şairi havasına sokmayalım.

Demek istediğim, böyle önemli çalışma, ilgisiz isimlerle gölgelenmesin.

Birinci Dünya Savaşı deyince Enver Paşa akla gelir. Başkomutan Vekili odur. Hâliyle orduya hâkim olan da odur.

Enver Paşa Turancı mı, İslâmcı mı, tartışmasına girilmiştir. Kitapta itibar edilen isimler, onu Turan''ın kıyısından geçirirler ve İslâmcılığını öne alırlar. Ben de Enver Paşa''yı inceledim. İttihat ve Terakki, sanılanın aksine "İslâmcılık"ta ısrarlıydı. Çünkü Hristiyan anasır bütünden koparken İslam öne çıkarılarak Müslüman milletler bir arada tutulmak istenmiştir. Şu satırları okuyalım:

"Enver inançlı bir Müslüman. Türklükle Müslümanlığı birbirine karıştırmayalım. İttihat ve Terakki''nin etkili olduğu zamanda, Türk dünyasını uyandırmak isteyen Enver ve arkadaşlarıdır. Ziya Gökalp''in İttihat ve Terakki Fırkası''nın yönetiminde olduğunu unutmayalım. Türk Yurdu dergisi de İttihat ve Terakki rüesasının desteğiyle çıkmıştır. Bu derginin ''Turancı'' fikir hareketlerinin merkezi olduğunu bilelim. (Osmanlı yazısıyla yayımlanmış bütün sayılarını yeni harflere aktardığımızı, tıpkı baskılarla birlikte 17 cilt yayımlandığı notunu da düşeyim.) / ''Turancılık'' nedir ki, insanlar ''Turancı mı, değil mi?'' tartışmasına giriliyor? Türklerin birbirine destek olması, daha ilerisi, Türk birliği kurulması yadırganacak bir şey mi?" (Arslan Tekin, "Ön Söz", Enver Paşa ve Dönemi, Kariyer Yayınları)

Prof. Dr. Zeki Velidi Togan''ın "Hatıralar"ına bakılmalıydı. Togan''la Enver Paşa, Orta Asya''da istiklâl mücadelesinde birlikteydi.

Bingür Sönmez, tarihimizi aydınlatan çok önemli bir çalışmaya imza atmıştır.

Okumak lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları