Tarikatlar ve kölelik sistemi

Diyanet İşleri Başkanlığı, bir tarikat şefinin sapıklığı ortaya çıkınca açıklama yapma gereği duydu. O "gerekliliği" gören elbette Saray. Deniyor ki:

"Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, önceki gün bir ilçemizde yaşandığı medyaya yansıyan ve bir çocuğumuzun istismarı söz konusu olan vahim olayı yakından takip etmekteyiz... / Allah'ın bizlere en değerli emaneti olan çocuklarımız, güvenli ve huzurlu bir ortamda büyümeyi, her türlü ihmal ve istismardan korunmayı hak etmektedir. Bu nedenle çocuk istismarıyla, masum yavrularımıza uzanan şeref yoksunu, hain ve zalim ellerle mücadele etmek hepimizin vazgeçilmez görevidir. / İlim ve irfan ile alakası olmadığı halde, kendilerine menfaat devşiren din istismarcılarına karşı da aziz milletimizi bir defa daha uyarıyoruz. Hem dini duygu ve değerlerimizin hem de gözbebeğimiz olan çocuklarımızın istismara karşı korunması için herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz."

Bütün bu cinsî sapıklıklar öteden beri biliniyordu. Tarikat ve cemaat yapılanmasına karşı bir söz yok. Asıl bunun üzerinde durmak gerekir. Geçmişte her şeyi çok açık yazdım.

R. T. Erdoğan'ın, din adına konuşanlara dair sözlerini vereceğim:

"Son zamanlardaki bazı ortaya çıkıp da din adına ahkâm kesenler var ya, bu noktada da açık net söylemem lâzım... Bir Müslüman olarak dinime zafiyet getirenlere karşı konuşmak hakkımdır... Herkese diyoruz ki Diyanet İşleri Başkanlığımız, ilahiyatçılarımız, ilâhiyat fakültelerimiz bu konuda bir araya gelip istişareleri ile şuraları ile gereken cevabı bunlara vermeli. Meydanı da boş bırakmamalı. İbadete varıncaya kadar, beşerî münasebetlerimize varıncaya kadar bütün ilişkilerine varıncaya kadar bunları anlatmaları lazım..."

"Cumhurbaşkanı" R. T. Erdoğan, 11 Mart 2018 günü genel başkanı olduğu Ak Parti'nin Bolu il kongresinde bunları söylüyor.

Diyanet, açık emri aldığı hâlde ne yaptı? Tarikatları/cemaatleri araştırdı bir rapor hazırladı. Sonra basın yayın organlarına sızdırdı. Yapabileceğimiz bu kadar demeye getirdi. Bir de şura topladı.

Ak Parti hükûmetinin cemaat ve tarikatlara karşı tavrının açık olması mümkün değildir. Bu tip müesseseler ülkeyi ahtapot gibi sarmış, kavramış... Bir zamanlar iç içe geçtiği ve hatta taşeronluk yaptırdığı bir cemaatin sillesini, sadece kendisi değil bütün Türkiye yediği hâlde, sapıklıkları deşifre olana kadar büyük itibar gösteriyor. Çünkü bu yapılanmalar oy deposu.

Daha yakın zamanda Kasım 2019'da 6. Din Şurası toplandı ve 37 karar aldı. Sadece 3. ve 6. maddesini vereceğim:

"3. Günümüzde dinî duygu ve düşünceler ekonomik, siyasî, kişisel çıkar ve sosyal statü gibi nedenlerle istismar edilmektedir. İstismar odakları bu emellerine ulaşmak için başta Kur'an ve Sünnet olmak üzere her türlü dinî değeri suiistimal etmekte, ayrıca pek çok hurafe, bidat, menkıbe ve ezoterik yaklaşıma yoğun bir şekilde başvurmaktadır.

6. Dinî gruplar çoğunlukla toplumsal hayatın olağan seyri içerisinde meydana gelen oluşumlardır. Bu oluşumlar üzerinden yanlış ve maksatlı bir biçimde dinin olumsuz temsilinin zuhur etmemesi ve dinî inanç ve değerlerin istismar edilmemesi için söz konusu grupların şeffaf bir yapıya kavuşturulması ve denetime açık hale getirilmesi önem arz etmektedir."

Bir suçlu aranacaksa Diyanet önce kendisini sorgulamalıdır.

Reis, zamanımızda, tarikat/cemaat sisteminin kölelik sistemi olduğunu bildiği hâlde neden üzerine gitmiyor?

 

Yazarın Diğer Yazıları