Sebze ve meyveler, sağlıklı beslenmenin temel taşları olarak biliniyor. Ancak, organik olmayan gıdalardaki tarımsal ilaç kalıntıları, bu sağlıklı besinleri birer sağlık tehdidine dönüştürebiliyor.
Bütün kokan gıdalar antitümörel aktiviteye sahip. Ancak tarımsal ilaçları içine soktuğunuz anda maalesef fayda yerine zarar görüldü.
Sarımsak, soğan, brokoli gibi antitümöral özellikleriyle bilinen gıdalar, pestisit kalıntılarıyla karsinojenik hale gelebiliyor.
Uluslararası uzmanlar ve bilimsel çalışmalar, organik beslenmenin kanser riskini azaltmada kritik bir rol oynadığını doğruladı.
İşte, tarımsal ilaçların sağlık üzerindeki etkileri ve korunma yolları...
TARIMSAL İLAÇLARIN KANSERLE İLİŞKİSİ
Pestisitler, tarım ürünlerini zararlılardan korumak için kullanılıyor, ancak insan sağlığı üzerindeki etkileri endişe verici.
Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu (IARC), glifosat gibi yaygın pestisitlerin “muhtemelen karsinojenik” olduğunu sınıflandırdı.
Environmental Health Perspectives’ta yayımlanan bir çalışma, pestisitlere uzun süre maruz kalan tarım işçilerinde pankreas, mesane ve rektum kanseri riskinin %20-30 oranında arttığını gösterdi.
ABD’deki Harvard T.H. Chan School of Public Health’ten toksikolog Dr. Philippe Grandjean, pestisitlerin endokrin sistemini bozarak hormonal dengesizliklere ve kanser gelişimine zemin hazırladığını belirterek, “Glifosat gibi maddeler, östrojen ve testosteron gibi hormonları taklit ederek meme kanseri ve prostat kanseri riskini artırabilir” dedi.
American Journal of Epidemiology’de yayımlanan bir meta-analiz, pestisit maruziyetinin non-Hodgkin lenfoma riskini %50 artırdığını ortaya koydu.
Çocuklar, bu kimyasallara karşı daha hassas; Pediatrics dergisindeki bir çalışma, pestisit kalıntılarına maruz kalan çocuklarda lösemi riskinin %15 yükseldiğini gösterdi.
Özellikle sarımsak, pırasa, brokoli, karnabahar, ıspanak ve pancar gibi antitümöral gıdaların organik tüketilmesi gerekti. Bu gıdalar, fitokimyasallar sayesinde kanser hücreleriyle savaşır. Ancak pestisitler, bu koruyucu etkiyi tersine çevirebilir.
ANTİTÜMÖRAL GIDALAR VE PESTİSİTLERİN GÖLGESİ
Brokoli, soğan ve sarımsak gibi “kokan” gıdalar, sülforafan, kuersetin ve allisin gibi fitokimyasallar içerir.
Journal of the National Cancer Institute’te yayımlanan bir çalışma, sülforafanın akciğer ve kolorektal kanser hücrelerinin büyümesini %30 oranında baskıladığını gösterdi. Ancak, pestisit kalıntıları bu faydalı bileşikleri gölgede bıraktı.
İngiltere’deki University of Oxford’dan onkolog Prof. Tim Key, “Antitümöral gıdaların potansiyeli, organik üretimle korunur. Pestisitler, bu gıdaların koruyucu etkilerini nötralize edebilir ve hatta karsinojenik risk oluşturabilir” dedi.
Nutrients dergisindeki bir araştırma, organik sebze ve meyvelerin pestisit içermeyen versiyonlarının antioksidan kapasitesini %10-20 artırdığını ortaya koydu.
Örneğin, organik brokolideki sülforafan seviyeleri, konvansiyonel brokoliye kıyasla daha yüksek.
Avustralya’daki Monash Üniversitesi’nden beslenme uzmanı Dr. Lisa Moran, “Tarımsal ilaçlar, gıdaların mikrobesin değerini düşürerek kanserle mücadele gücünü zayıflatıyor. Organik beslenme, bu kaybı önler” dedi.
PESTİSİTLERDEN KORUNMA YOLLARI
Uzmanlar, pestisit maruziyetini azaltmak için pratik öneriler sundu:
Organik Ürünler Tercih Edin: Environmental Research’te yayımlanan bir çalışma, organik beslenmeye geçen bireylerde idrardaki pestisit metabolitlerinin 14 gün içinde %60 azaldığını gösterdi. Organik sertifikalı ürünleri güvenilir tedarikçilerden alın.
Gıdaları İyice Yıkayın: Meyve ve sebzeleri akan su altında fırçalayarak yıkamak, pestisit kalıntılarını %50’ye kadar azaltabilir. Karbonatlı veya sirkeli suda 15 dakika bekletmek, bu oranı %70’e çıkarır.
Kabuklarını Soyun: Kabuğuyla yenen gıdalarda pestisit birikimi daha yüksek. Mümkünse kabukları soyarak tüketin.
Kendi Gıdanızı Yetiştirin: Evde veya bahçede organik tarım, pestisit riskini tamamen ortadan kaldırır.
Yüksek Riskli Gıdalardan Kaçının: Environmental Working Group’un “Dirty Dozen” listesi, çilek, ıspanak ve elma gibi yüksek pestisit kalıntısı içeren gıdaları sıraladı.
World Health Organization’un raporuna göre, pestisit maruziyetini azaltmak, kanser riskini %10-15 oranında düşürebilir.
Harvard Üniversitesi’nden epidemiyolog Dr. Walter Willett, “Pestisitler, yalnızca kanserle sınırlı değil; nörolojik bozukluklar ve üreme sağlığı sorunları da oluşturuyor. Organik beslenme, bu riskleri en aza indirir” dedi.
ERKEN TEŞHİS VE BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM
Dr. İbrahim Yıldırım, sadece beslenmenin kanseri önlemeye yetmeyeceğini, düzenli sağlık kontrollerinin ve sağlıklı yaşam tarzının önemini vurguladı:
“Organik beslenme, kanserle mücadelede güçlü bir araçtır, ancak erken teşhis ve ruhsal iyilik hali de kritik.”
The Lancet Oncology’de yayımlanan bir çalışma, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve düzenli taramaların birleşiminin kanser mortalitesini %30 azalttığını gösterdi.
BİLİME DAYALI SAĞLIKLI GELECEK
Organik olmayan sebze ve meyveler, tarımsal ilaç kalıntılarıyla antitümöral potansiyellerini kaybediyor ve kanser riskini artırdı. Bilim, organik beslenmenin bu riskleri azalttığını kanıtladı.