TC ANTALYA 17.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ

Esas No : 2018/513 Karar No: 2023/297İLAN

Tehdit suçundan sanık Hasan ve Hatice oğlu, 10/11/1962 Adana doğumlu, sanık İBRAHİM YILDIRIM ,Mahkememizin 10/05/2023tarih ve 2018/513 esas, 2023/297 karar sayılı kararıyla
1-Her ne kadar sanık İBRAHİM YILDIRIM hakkında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 17/02/2019 tarih ve 2019/4186 Esas sayılı iddianamesiyle (birleşen dosya) katılan Ülkü Ünal Yücesoy'a karşı, 5237 sayılı TCK'nın 106/1-1.cümle ve 106/1-2.cümle(sadece sanık Murat için) maddeleri gereğince Tehdit ve Basit Tehdit suçlarından cezalandırılmaları için Mahkememize kamu davası açılmış ise de; sanıkların aşamalarda alınan savunmalarına bakıldığında yaptıkları paylaşımları herhangi bir art niyet ile yapmadıklarını, katılan ile husumetlerinin olmadığını, zira katılanı tanımadıklarını ve tehdit etme amacı taşımadıklarını beyan ederek atılı suçlamaları kabul etmeyişleri, sanıklara yüklenen iddianame konusu sözler incelendiğinde TCK'nın 106/1-cümle-2.cümle kapsamında mağdura yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit kastı içermedikleri, zira katılana yönelik bir eylemde bulunacaklarını doğrudan beyan etmedikleri, aslında bizatihi hedef alınmadan kişisel kanaat veya gevezelik amacıyla söylenen akim kalmış sözler oldukları, bu sebeple azmettirme olarak da nitelendirilemeyecekleri gerçekleri karşısında, Tehdit suçundan 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesindeki yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanıkların ayrı ayrı BERAATİNE, karar verildiği,
Katılan vekili Av. Mustafa Kaya tarafından sunulan Antalya 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.05.2023 tarihli ve 2018/513 E. Sayılı kararının beraat eden sanıkl İbrahim Yıldırım, önünden gerekçeli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçemizdir.

AÇIKLAMALAR :
Antalya 17. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.05.2023 tarih, 2018/513 E. Sayılı kararıeksik inceleme sonucu haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak usul ve yasaya aykırı verilmiş bir karardır. İlk Derece Mahkemesinin vermiş olduğu haksız beraat kararına karşı süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvuruyoruz.
Müvekkil, avukat bir kadın kamu görevlisidir. Müvekkil avukatlık mesleğinin görevlerini yerine getirmek adına vekili olduğu markanın taklitlerini satan dükkanlara giderek Markalar Kanununa Muhalefet suçundan yürütülen soruşturma kapsamında yapılan arama ve el koyma işlemine katılmıştır. Bu sırada müvekkilin fotoğrafı çekilerek Facebook isimli internet sitesinde "arkadaşlar hanımefendi markacıların avukatı, önce marka tespiti sonra vaaayy küçük esnafın yine haline... Dükkana müşteri olarak giriyor!!! lütfen paylaşalım, beğenilecek birşey değil bu, malesef Türkiye gerçeği" yazılarak yayınlanmış ve birçok kişi tarafından bu fotoğraf görülerek müvekkile karşı tehdit ve hakaret suçları işlenmiştir.

TEHDİT SUÇU YÖNÜNDEN:
Tehdidin konusunu, kişinin hayatının veya vücut bütünlüğünün tehlikeye maruz bırakılacağının, suç teşkil eden belli bir fiilin işleneceğinin, genel olarak kuvvet kullanılacağının veya herhangi bir kötülüğün, haksızlığın gerçekleştirileceğinin bildirilmesi oluşturmaktadır. Tehdit suçunun işlenebilmesi için ise gerçekleştirilme tehlikesi bildirilen fiilin suçun işlendiği kişi açısından inandırıcı ve korkutucu olması gerekmektedir. Yerel Mahkeme tarafından sanıkların eylemleri doğal hayat akışına aykırı olacak şekilde iyimser değerlendirilmiştir. Sanıkların işlemiş olduğu fiiller tehdit unsurları taşıyan, ciddi ve gerçekleştirilebilme olanağı bulunan fiillerdir. Sanıkların internet üzerinden yazmış oldukları sözlerin kendi aralarında sohbet bağbında yapılmış olmasının kabulü hukuki güvenilirlik ilkesiyle çelişmektedir.
Sanık İbrahim Yıldırım, müvekkil hakkında atılan paylaşımın altına "Atın dışarı gitsin, hatta 2 tokat çekin bir daha gelmeye cesaret etmesin, biz AB üyesi değiliz, genelde AB kökenli olan markalara neden ücret ödeyeyim? İnsanlarımızın ekmeği ile oynamak isteyenlere gereken dersi veriniz..." yorumunu yazarak tehdit suçunu işlemiştir. Zira tehdit suçu tehdit edenin iradesine bağlı bir suç değildir. Tehdit konusu eylem mutlaka tehdit eden kişi tarafından gerçekleştirilmesi gereken bir eylem değildir. Kişi, tehdit içeren sözlerinde üçüncü kişiler tarafından da bu eylemin gerçekleştirilmesine teşvik ediyor olabilir ve bu da tehdit suçunu oluşturmaktadır. Sanık, müvekkil hakkında atın dışarı gitsin ve 2 tokat çekin bir daha gelmeye cesaret edemesin demek suretiyle müvekkili işlenmesi üçüncü kişilerce de olsa mümkün olan bir tehdit ile karşı karşıya bırakmıştır. Sanık ifadelerinden de açıkça görüleceği üzere sanığın müvekkil hakkındaki ifadeleri, müvekkilin bir daha ilgili adrese ve ilgili dükkanlara gidememesi yani işini yapamayacak duruma gelmesi adına söylenmiştir. Sanığın tehdit içeren sözleri müvekkilin vücut bütünlüğüne ve iş hayatına yönelik tehlike arz etmektedir. Bu sebeple sanığın üzerine atılı tehdit suçundan cezalandırılması gerekirken Yerel Mahkemenin sanık hakkında atılı tehdit suçundan beraatine hükmetmesi hukuka aykırı bir karar olmuştur ve bu kararın tarafımızca kabul edilebilmesine olanak bulunmamaktadır.
Kaldı ki müvekkile yönelik yapılan tehditlerin hiçbirisi gevezelik amacıyla yapılan iyi niyet dilekleri değildir. Yerel mahkeme gerekçeli kararında bu şekilde değerlendirdiğini belirterek hukuka , hayatın olağan akışına aykırı davranmış ve adeta niyet okuyarak bu kararı vermiştir. Sanıkların tehdit amacı güttüğü aşikardır.
Yukarıda açıklananlar neticesinde Antalya 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/513 E.,Sayılı eksik inceleme sebebiyle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak sanıklar hakkında verilen beraat kararlarına karşı İstinaf Kanun Yoluna başvurma zorunluluğu tarafımıza hasıl olmuştur.

SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan ve Mahkemenizin resen dikkate alacağı nedenlerle; İstinaf Kanun Yolu başvurumuzun kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin eksik inceleme sonucu verilmiş usul ve yasaya aykırı kararının beraat eden sanıklar İbrahim Yıldırım, Murat Hoşcan, Okan Bişirici, Özgür Kaplan, Cüneyt Hüdür ve Hilmi Aldemir yönünden kaldırılarak istinaf sebeplerimiz ve taleplerimiz doğrultusunda karar verilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederiz. 05.06.2023tüm aramalara rağmen adresi tespit edilmediğinden kararın ve aşağıda bulunan istinaf dilekçesinin sanığa tebliğ edilemediği anlaşılmış olmakla tebligatın gazete yolu ile ilanen yapılmasına karar verilmiş olup,
7201 Sayılı Yasanın 28 ve 29. maddeleri gereğince karar özetinin İlanen Tebliğine, aynı yasanın 31.maddesi gereğince ilanın yayımlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağı ve bu tarihten itibaren 7 günlük yasal süresi içerisinde istinaf edilmediği takdirde kesinleşmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur.1202/2024
Yazı İşleri Müdürü Hakim 120948
49308
İş bu belge 5070 Sayılı Kanun Gereği E-İMZA ile imzalanmıştır. stinaf dilekçesi

#ilangovtr BASIN NO: ILN01983578